|
Bankaların Para Yaratması
Yukarıda ortaya koymaya çalıştığımız şekliyle
bankaların temel çalışma prensipleri ve özellikle
ellerinde tuttukları rezervler, bankaların ekonomide
üstlendikleri bir diğer önemli fonksiyonu ortaya
koymaktadır.- Para yaratmak. Aslında bankalar,
halktan mevduat toplayarak ve topladıkları fonları
kredi olarak vererek veya yatırımlarında kullanarak
para yaratan kurumlardır. Bankalar tarafından kredi
işlemleri sonucunda vadesiz mevduat şeklinde
yaratılan bu paraya kaydi para adı verilir.r
Konunun rahat anlaşılabilmesi ve hesaplamaların
rahatça takip edilebilmesi için
yuvarlak ve örnek olabilecek rakamlarla konuyu incelemeye
çalışacağız. Bankaların bu fonksiyonunu
kavrayabilmek için aşağıdaki senaryoyu göz önünde
tutalım. Geçtiğimiz yıl içinde gerçekleştirdiğiniz
tasarruf miktarı olan 1 milyar lirayı A bankasına
yatırdığınızı kabul edelim. A bankasının bu paranın
800 milyon lirasını Mehmet'e kredi olarak verdiğini
ve Mehmet'in bu parayla Ahmet'ten işletmesi için
malzeme satın aldığını, Ahmet'in de bu parayı B
bankasında bulunan hesabına yatırdığını kabul
edelim. B bankasının yatırılan bu 800 milyon liranın
600 milyon lirası ile Ali'den tahvil satın
aldığını, Ali'nin tahvil satarak elde ettiği bu
parayı C bankasındaki vadesiz mevduat hesabına
yatırdığını varsayalım. Dördüncü olarak, C
bankasının Hasan'a 400 milyon lira kredi verdiğini,
Hasan'ın da bu parayla Kemal'den mal satın
aldığını, Kemal'in mal satışından elde ettiği söz
konusu 400 milyon lirayı D bankasındaki vadesiz
mevduat hesabına yatırdığını kabul edelim.
Örnekleri biraz daha uzatırsak işin içinden
çıkamayacakmışız gibi gelmesine karşın, hepinizin
bildiği üzere gerçek hayatta durum budur.
Konuyu basitleştirmek açısından bazı varsayımlar
yaparak bu süreci daha izlenir hale getirmek
mümkündür. Bu amaçla bankalann toplam rezervlerinin
zorunlu rezervlerden oluştuğunu kabul edebiliriz.
Bu varsayımımız gereği, bir banka kendisine
yatırılan mevduatın belirli bir oranını zorunlu
rezerv olarak ayıracak ve kalanın tamamını kredi
olarak verecektir. Yapacağımız bir diğer
basitleştirici varsayım, bankaların verdikleri
kredinin aynı miktarda bankacılık sistemine mevduat
olarak geri döneceği şeklindedir. Bu varsayımımız
gereği, verilen kredilerden nakit şeklinde bir
sızıntı bulunmamakta, kredi alan kişi veya kurumlar
bu miktarı tekrar bankacılık sistemine mevduat
olarak yatırmaktadırlar. Öte yandan, merkez bankası
tarafından belirlenen zorunlu rezerv oranının yüzde
10 olduğunu kabul edeceğiz.
Bu varsayımlar geçerli iken, A bankasına
yatıracağınız 1 milyar liranın, bankanın
bilançosunu nasıl değiştirdiğini T hesapları
aracılığı ile takip etmeye çalışalım. Aşağıda yer
alan Tablo l6.3'ün a bölümü, A bankasının
bilançosunda meydana gelen değişimi göstermektedir.
Öncelikle, yatırdığınız 1 milyar lira karşılığında A
bankasının size olan mevduat şeklindeki borcu 1
milyar lira artmıştır. Öte yandan ilk aşamada
yatırılan söz konusu 1 milyar lira aynı miktarda
bankanın rezervlerini de arttıracaktır. Söz konusu
1 milyar liralık rezervin yüzde 10'u, yani yüz
milyon lirası zorunlu olarak tutulması gereken
rezervdir. Çünkü banka kendisine yatırılan
mevduatın yüzde 10'u kadar zorunlu rezerv tutmakla
yükümlüdür. Zorunlu rezerv ayrıldıktan sonra kalan
900 milyon lira ise bu aşamada bankanın elinde
serbest rezerv olarak bulunmaktadır. Yaptığımız
varsayım gereği banka elinde serbest rezerv
tutmadığı için bu miktarın tamamını kredi olarak
verecektir. Aslında A bankası açtığı bu kredi ile
ekonomide para yaratma sürecini de başlatmaktadır.
A bankasından kredi alan müşteri bunu bir şekilde
harcayacaktır. Ancak yaptığımız varsayım gereği, bu
miktardan nakit şeklinde bir sızıntı olmadığı için,
açılan 900 milyon liralık kredi B bankasına mevduat
olarak dönmektedir. B bankası elde ettiği bu 900
milyon liralık mevduatın yüzde 10'nu, yani 90 milyon
lirasını zorunlu rezerv olarak ayıracak ve serbest
rezerv tutmadığı için kalan 810 milyon lirayı kredi
olarak verecektir. Tıpkı yukarıda olduğu gibi,
aslında B bankası kredi açarak para yaratma sürecini
devam ettirmektedir.
Yaptığımız varsayım gereği B bankasının açtığı 810 milyon liralık
kredi aynı miktarda, örneğin C bankasına mevduat
olarak geri dönecek, C bankası da elde ettiği bu
mevduatın yüzde 10'nu, yani 81 milyon lirasını
zorunlu rezerv olarak ayırdıktan sonra geri kalan
729 milyon lirayı kredi olarak verecektir. . Benzer
şekilde, açılan 729 milyon liralık kredi bir sonraki
aşamada D bankasına mevduat olarak geri dönecek,
banka bu mevduatın 72.9 milyon lirasını zorunlu
rezerv olarak ayırdıktan sonra kalan 656.1 milyon
lirasını kredi olarak verecek
Yukarıda ilk dört aşaması özetlenen basitleştirilmiş
modelin her aşamasında, bankacılık sistemi kredi
açarak vadesiz mevduat yaratmaktadır. Dördüncü aşama
sonunda yaratılan ilave mevduat miktarı, A bankasına
yatırılan 1 milyar liralık mevduat da dahil olmak
üzere, 3 milyar 439 milyon liradır. Daha önce
yaptığımız para stoku tanımlarını hatırlarsanız, en
dar tanımlı para kavramında bile vadesiz
mevduatları para olarak kabul etmiştik. Bu nedenle,
bankacılık sistemi her aşamada açtığı kredilerle
aslında para yaratmaktadır. Bankaların kredi vermek
yerine, menkul kıymet satın alarak yatırımda
bulunmaları durumunda da yukarıdaki sonuç
değişmeyecektir. Buna göre, bir banka elinde
bulunan serbest rezervlerle ister kredi açsın,
isterse menkul kıymet satın alsın, bunların kaydi
para yaratılması üzerindeki etkisi aynı olmaktadır.
|