|
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler
(KOBİ'ler)
Kısaca KOBİ'ler olarak bilinen küçük ve orta boy
işletmeler, her ülkede olduğu gibi ülkemiz
ekonomisinde de son derece önemli bir yer ve
ağırlığa sahip olmakta ve adeta ekonomik canlılığın
bir barometresi ya da göstergesi durumundadırlar.
Zira küçük
ve orta ölçekli işletmeler yalnızca büyük
işletmelerin ürettiği aynı mal ve hizmetleri üretip
onları rekabetçi ortama çekerek ekonomik canlılık
kazandıran birimler değil, aynı zamanda büyük
işletmelerin kullandıkları mamul ve yarı mamül
girdileri üreterek onların gelişimini de tamamlarlar
Diğer bir deyişle, bir yandan kendi başlarına
büyüklerle rekabet içinde nihai . ürün ve hizmet
üretmek suretiyle ekonomik kalkınmaya katkıda
bulunurken; diğer yandan da büyük işletmeleri
tamamlayarak veya destekleyerek birlikte katkıda
bulunurlar. Böylece ekonomilerde bir yan sanayi
oluşturarak büyük işletmelerle bir ortak yaşam
kurarlar.
Ülkemizde olduğu
kadar hemen hemen tüm dünya ülkelerinde KOBİ'ler,;
sayısal miktar,
istihdam hacmi, üretim değeri, gelişmeye olan
katkıları, mülkiyetin tabana yayılması, ekonomik
açıdan serbest rekabete dayalı piyasa ekonomisinin
ve sosyal bakımdan toplumsal istikrarın temel
unsurudur.
Tüm
ülkelerde KOBİ'lerin toplam işletmeler
içindeki oranı % 96'dan fazladır. Almanya. Fransa
ve Japonya'da bu oran % 99'dur. Öte yandan,
tüm ülkelerde istihdama en fazla
katkıda
bulunan işletmelerdir. Örneğin ABD'de KOBİ'lerin
toplam istihdam içindeki payı % 58: Japonya ve
italya'da ise % 80'den fazladır (2).
Tüm ülkelerde
olduğu kadar Türkiye'de de 1990 yılı verilerine göre
tüm işletmelerin % 99.2'sini oluşturan, toplam
istihdamın % 53'ünü sağlayan, toplam yatırımın %
26.5'ini gerçekleştiren ve yaratılan katma değer
içinde % 38 oranında pay sahibi olan KOBİ'lerin
ekonomi içinde büyük bir yeri ve ağırlığı
bulunmaktadır (3)- Öte yandan, ülkemizde sektörel
bazda katkılarına bakıldığında KOBİ'lerin toplam
işletmelerin
tarım sektöründe % 99.9'ini, sanayi
sektöründe % 98.6'sını, ticaret ve hizmet sektöründe
% 98.5'ini oluşturduğunu; istihdam bakımından
KOBİ'lorde çalışanların tarım sektöründe % 99.8,
sanayi sektöründe % 45.6 ticaret sektöründe % 90.0
pay tuttuğunu; toplam üretimin tarım sektöründe %
95.0'inin ve sanayi sektöründe % 45.4'ünün yine
KOBİ'ler tarafından üretildiğini belirtebiliriz
(1).
a-
KOBİ'lerin
Ortak
Özellikleri
işletmelerin
ölçek bakımından
sınıflama
kriterleri dikkate alındığında KOBİ'lerin
ortak özelliklerini şöylece sıralamak olasıdır:
1.
Çoğunlukla bireysel veya şahıs ortaklığı hukuki
yapısına sahiptirler.
2.
İşletmelerde
"Sahip-Yönetici" modeli egemendir. Diğer bir
deyişle, sahiplik ve yöneticilik aynı kişide
toplanmıştır. Pek azında veya bazı hizmetlere özgü
olmak üzere profesyonel yöneticiden
yararlanılmaktadır. İşletme ve sahiplik
bütünleşmiştir.
3.
Bağımsız
olma niteliği.
Kısıtlı sayıda işletme sahipleri genellikle
aile bireylerinden oluştuğu ve ayrıca sahiplik ve
yöneticiliğin aynı kişide toplandığı için büyük
işletmelerde olduğu gibi; yöneticiler üzerinde
işletme sahiplerinden, hissedarlardan gelen doğrudan
bir kontrol mevcut değildir. Aynı zamanda yönetici
durumunda olan İşletme sahibi bağımsız karar
alabilme durumundadır.
4.
Faaliyetler iş bölümü olmadan veya daha basit
işbölümüne dayanan bir organizasyon ile
yürütülebilmektedir. Uzmanlaşma çok sınırlı
boyutlarda kalmaktadır.
5.
İşçi-işveren arasında olduğu gibi işletme-müşteriler
arasında da yakın bir ilişki vardır.
6.
Sınırlı bir sermayeye sahiptirler. Finansman için
gerekli fonları genellikle öz kaynaklardan veya öz
sermayeden temin etmek durumundadırlar.
7.
Duran (sabit) ve dönen varlıkların hacmi, mal ve
hizmet kapasiteleri sınırlıdır.
Yatırım
güçleri
zayıftır.
8.
Satış
hacmi veya pazar payları sınırlıdır; genellikle
küçük veya yöresel düzeyde kalmaktadır.
9. Tedarik ve pazarlamada pazarlık güçleri
zayıftır.
(1)
10.
İstihdam oranı düşüktür, işletme sahibi çok kez aile
bireyleri bizzat iş yerinde çalışırlar.
11.
Yeniliği açık dinamik bir yapıya sahiptirler
b-
Türkiye'de
KOBİ'lerin
Ekonomik
ve Sosyal Kalkınmadaki Yeri ve Önemi
Özellikle son
yıllarda ekonomi ve işletme literatürünün ilgi
odağını oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler
konusunda yapılan çalışmalar, bu işletmelerin
ekonomik ve toplumsal kalkınmada çok önemli roller
oynadığını ortaya koymaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi
sıralanabilir:
1.
KOBİ'ler ekonomiye dinamizm ve serbest rekabete
dayalı piyasa ekonomisine işlerlik kazandıran
birimlerdir. Daha önce de değinildiği gibi bir
ekonomide çok yoğun sayıda olan ve ülke sathına
yayılmış bulunan KOBİ'ler, yalnızca büyük
işletmelerin ürettiği aynı mal ve hizmetleri
üretip
onları rekabetçi ortama çekerek ekonomik canlılık
kazandıran birimler değil, aynı zamanda büyük
işletmelerin kullandığı mamul ve yarı mamul
girdileri üreterek onların gelişimini de
tamamlarlar. Böylece bir ülkedeki tüm ekonomik
birimlerin gelişmesine ve yaratıcılığına katkıda
bulunurlar. Ekonomik hayatta ayakta kalmak ve
başarmak güdüsü ile yönlendirilen ve yönetilen bu
işletmeler, bir ekonominin canlılığının
barometresidirler ve ekonomiyi kemikleşmekten ve
çökmekten korurlar. Zira bir ekonominin sağlıklıyı
çok sayıda yeni işletmelerin doğuşuna ve bazılarının
mevcut endüstri liderlerine meydan okuyarak ve
yerini alabilecek kadar büyüyerek bir rekabet
ortamının oluşturulmasını gerektirmektedir. Bu
nedenle, küçük ve orta ölçekli İşletmeler bazı
fidanları çürüyen ve bazıları büyüyerek bir işletme
ormanı oluşturan bir
fidanlık
fonksiyonu görürler. Bu fidanlık fonksiyonu bu
işletmelerin ekonomiye yaptığı en önemli katkıdır
(1)
2.
KOBİ'ler ekonomik yapıda sayısal miktar, üretim
değeri, istihdam hacmi, katma değer,
yatırım
hacmi ve
mülkiyetin tabana yayılması açısından büyük
bir ağırlığa sahiptirler.
3.
KOBİ'ler Türk ekonomisinde gelişmeyi hızlandırmak
için girişimcilik faktörünün bir üretim elemanı
olarak devreye girmesini ve böylece toplumun
yaratıcı
potansiyelinin
ortaya
çıkarılmasını gerçekleştiren
birimlerdir
4.
KOBİ'ler istihdam sağlayarak ve yeni iş olanakları
yaratarak ülkedeki işsizlik sorununun çözümüne
yönelik alternatiflerden birisini
oluştururlar.
Nitekim küçük ve
orta işletmelerin ülkemizde olduğu kadar dünya
ekonomilerinde ilgi odağı olmalarının en önemli
nedenlerinden birisi de bu tür işletmelerin
istihdam sağlama ve yeni iş olanakları yaratmadaki
büyük güçleridir. Örneğin, ABD'nde istihdamın %
58'ini, Almanya'da % 64'ünü, Fransa'da % 67'sini,
Japonya'da % 81'ini ve Türkiye'de % 53'ünü küçük ve
orta ölçekli işletmeler sağlamaktadır.
5. Küçük
ve orta ölçekli işletmeler, çağdaş esnek
üretim
sistemlerine en uygun işletme türleridir.
Ekonomik krizlerin
sık sık
tekrarlandığı,
teknolojinin
sürekli değiştiği, zevkleri ve modayı algılama
biçimleri
farklılık gösteren geniş tüketici kitlerinin
egemen olduğu günümüzde işletmelerin süratle değişen
bu koşullara uyum gösterebilecek esnek bir yapıda
olmaları gerekmektedir. Diğer bir deyişle,
işletmelerin arlık klasik üretim sistemleri yerine
çağdaş esnek üretim sistemlerini uygulama yeteneğine
sahip olmaları aranmaktadır.
Genellikle
büyük miktarlarda üretim yapan, diğer bir deyişle,
yoğun (kitle)
üretim
sistemi uygulayan büyük
işletmeler;
sabit varlıklara yaptıkları fazla yatırımlar ve
büyük tüketici yığınlarına dönük standart mal tipini
üretebilen üretim sistemlerini uygulamaları
nedeniyle, ekonomik krizleri ve hızla değişen
tüketici isteklerini zamanında karşılayabilecek
esnek bir yapıda değillerdir. Talebin daraldığı kriz
dönemlerinde en azından büyük meblağları bulan sabit
maliyetlerini karşılayabilmek için üretimi kolayca
durduramadıkları gibi; büyük
kitlelere
yönelik standart
tipte mal ürettiklerinden zevkleri, kültürü,
modayı algılama biçimi ve salın alma güçleri farklı
olan değişik tüketicilerin özel zevk ve
ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte farklı
ürünler üretebilme yeteneğine da sahip değillerdir.
Oysa küçük ve orta
ölçekli
işletmeler,
sabit
yatırımlarının azlığı
nedeniyle
kriz dönemlerinde üretimlerini kotayca
yavaşlatabilecekleri veya durdurabilecekleri gibi;
farklı zevkleri, özel
ihtiyaçları
karşılayabilecek
farklı ürün üretebilme yeteneğine ve değişen
koşullara daha kolay uyum gösterebilme esnekliği
gösterebilirler.
6.
KOBİ'ler bölgesel kalkınmaya katkıda bulunurlar.
Büyük işletmeler genelde büyük kentler (metropoller)
etrafında yoğunlaşmış
olmalarına rağmen KOBİ'ler tüm coğrafi alanlara
veya yurt sathına yayılmış olup daha çok bir taşra
özelliği gösterirler. Böylece, ekonomik
faaliyetlerin
bölgeler arasında dengeli dağılımına ve gelirlerin
bölgeler arası dağılımını bir ölçüde iyileştirmeye
katkıda bulunurlar. Ayrıca genellikle emek-yoğun
çalıştıklarından büyük kent merkezlerine göçün
engellenmesine ve bölgenin kendi potansiyeli içinde
kalkınmasına temel oluştururlar.
7.
Küçük işletmeler, bir ölçüde de
eğitim
fonksiyonlarını üstlenirler. Bunlar, çalışan nüfus
ve meslek fonksiyonu yeterince veya hiç almamış
gençler için birer okul fonksiyonu görürler. Küçük
işletmeler bu kişiler için meslek ve teknik eğitimin
alındığı, ekonomiye sürekli yetişmiş işgücünün,
kalifiye
personelin
yetiştirildiği yerlerdir. Bu bir anlamda
devletin eğitim harcamalarında
tasarruf
sağlayan bir hizmetin görülmesi demektir.
8.
Yukarıdaki
rollerine ek olarak küçük
işletmelerin,
bu işletmelere bağımsız olarak sahip olan insanlara
bağımsız olma olanağını verdikleri ve böylece
insanların bu psikolojik arzusunu yerine getirerek
bir ölçüde psikolojik mutluluk kaynağı oldukları
söylenebilir.
c-
KOBİ'lerin
Büyük
İşletmelerle
Karşılaştırılması
Küçük ve orta
ölçekli işletmelerin büyük işletmelere göre bir
takım üstünlükleri ve zayıf yönleri vardır. Başlıca
üstünlüklerini aşağıdaki gibi sıralamak olanaklıdır:
1.
Sermaye ihtiyacı
az olduğu için hevesli ve dinamik girişimcileri
yatırıma teşvik ederler.
2.
Kriz dönemlerindeki
koşullara
tüketici
isteklerindeki
değişikliklere daha kolay, uyum sağlama
esnekliğine sahiptirler.
3.
işveren-işçi arasında olduğu gibi işletme-müşteriler
arasında da, büyük
işletmelere
kıyasla daha
yakın bir ilişki vardır. Bunun yanı sıra,
küçük ve orta ölçekli işletmelerde aile duygusu,
karşılıklı güven, kararların çok kez işveren ve
işgörenle birlikte alınması, işgörenlerin işveren ve
işletmeyle bütünleşmesini sağlar. Bu, ekonomik
düzeyde işin verimliliğini, kişisel düzeyde
mutluluğu
arttıran bir faktördür.
4.
İstihdam edilen işçi sayısı az olduğu için etkili
bir kontrol sistemi uygulayabilirler.
5.
Emir verme organlarının az oluşu kararların hızla
alınışını ve uygulanışını sağlar.
6. Personelin
değişik departmanlarda çalıştırılması ile işletmenin
her safhasını bilen elemanın yetiştirilmesi mümkün
olur.
Bu üstünlüklerine
karşı küçük işletmelerin aşağıdaki zayıf yönleri
veya sakıncaları vardır:
1.
Para ve sermaye piyasalarından kendileri için
gerekli olan fonu veya krediyi temin etmeleri
güçtür. Sermaye ihtiyaçlarını risk payı yüksek olan
ticari krediler ile karşılamaları gerekebilir.
2.
Pazar paylarının sınırlı olması yanında tedarik ve
pazarlamada pazarlık güçleri zayıftır.
3.
Büyük işletmelerin reklam, araştırma-geliştirme
olanak-
larından yararlanamazlar.
4.
Geleneklere
bağlı ve fonlarının kısıtlı olması nedeniyle modern
ekonomik ve teknolojik gelişmeyi yakından
izleyemezler.
5.
Yığın üretim yapmadıkları için çok kez yüksek
maliyetle çalışırlar ve satış fiyatını düşürme
olanağına sahip olamazlar.
6.
Sahiplik ve yöneticiliğin aynı kişide toplanması ve
kısıtlı olanakları nedeniyle nitelikli eleman ve
profesyonel yönetici istihdam etmeleri zordur.
4- Büyük
İşletmeler
Büyük işletme
ekonomik ve teknolojik gelişmenin ortaya çıkardığı
ve zorunlu kıldığı işletme tipidir.
Büyük işletmelerin
üstünlükleri şöyle özetlenebilir.
1.
Gelişmiş üretim metodları ve bu metodların
uygulanmasına imkân veren büyük makinalar ancak
büyük işletmelerde kullanılabilir. Örneğin; rotatif
sistemle gazete basmak, bir demir çelik üretimi
ancak büyük işletmelerde kullanılabilir.
2.
Büyük işletmeler, kullanılan makinalar ve modern
metodlar sayesinde büyük hacimde üretimi, diğer bir
deyişle kitle üretimini mümkün kılar, böylece yığın
veya kitle üretimi nedeniyle birim başına düşen
sabit veya değişmez maliyet giderleri azalır, satış
fiyatı düşer, malın satış imkânları çoğalır.
3.
Büyük işletmeler iyi bir organizasyonu
gerçekleştirirler. Üretim planı uygulayabilirler.
İyi bir organizasyon ve planlama verimi
arttırır.
4.
Büyük işletmeler, işletmenin değişik faaliyet
departmanları için teknik ve yönetim alanında
uzmanlaşmış kişiler kullanabilirler. Bunun
sonucunda yine verim artar.
5.
Büyük işletmeler finansal bakımdan güven veren
işletmelerdir. Bu nedenle, sermaye bulma olanakları
geniştir.
6.
Satın alma açısından avantaja sahiptirler. Çünkü,
birçok hammaddeleri veya kullanacakları sermaye
mallarını büyük hacimlerde satın alacakları için
indirimli fiyatlardan faydalanabilirler.
7.
Araştırma, geliştirme ve reklâm yapabilme olanağına
sahiptirler.
8.
Üretim
sonucu ortaya
çıkan
döküntüleri,
atıkları
değerlendirme imkânına sahiptirler.
Yukarıdaki
faydalarına karşı büyük
işletmelerin
bir takım
sakıncaları
vardır:
1.
Tüketicinin zevkinde meydana gelen
değişikliklere
kolay uyamazlar. Örneğin, büyük
yatırımla
kurulmuş olan bir gazete işletmesi renkli baskıları
tercih eden okuyucunun gazete ihtiyacını
karşılayamaz.
2.
Büyük
işletmelerin sabit maliyet giderleri çok
yüksek olduğundan ürettiği mal ve hizmetlerin talebi
azaldığı zaman üretimi kısmak, maliyet giderlerini
azaltmak olanağından yoksun kalacakları için yüksek
maliyete ve satışların yeterli olmamasına rağmen
üretime devam etmek zorundadırlar.
3.
Büyük işletmelerde kontrol olanağı güçtür. Emirler,
işlenen politika üst kademeden alt kademeye
gelinceye kadar esas değerini ve amacını kaybeder.
4.
Büyük işletmeler bürokratik işletmelerdir. Karar
almak kolay değildir.
Büyük işletmelerde işçiler arasında iş birliği
kurmak güçtür.
İnsanlar manevi duygularını kaybetmişler,
sadece numaraları olan maddi unsurlar haline
gelmişlerdir.
|