Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Bütçe İlkelerİ

Klasik Bütçe İlkeleri

Klâsik bütçe ilkeleri bütçenin klâsik fonksiyonlarında olduğu gibi, geleneksel devlet fonksiyonlarına bağlı olarak ortaya çıkan ve devletin bu mahiyet ve kapsamdaki görevlerine uygun olarak düşünülmüş ve geliştirilmiş ilkelerdir. Esasen bu ilkeler, bütçenin hazırlanması, görüşülüp onaylanması, uygulanması ve denetlenmesi aşamalarında göz önünde bulundurulması gereken kuralları ifade eder. 

1- Genellik İlkesi

Devletin bütün gelir ve giderlerinin ayrı ayrı ve tam olarak bütçede yer almasıdır. Bu ilkeye göre, bir yandan devletin gelirleri ve giderleri kendi aralarında, kendi usul ve esasları içinde ayrı ayrı bütçe içinde yer alırken; bir yandan da bu gelir ve giderler bütçede bir bütün oluşturacak şekilde, yani bir birlerine mahsup edilmeden toplam değerleri ile gösterilecektir. Bütçenin bu özelliği, genellik ilkesinde iki usule ihtiyaç göstermektedir.

Bu usullerden birisi, bütçede yer alan gelir ve giderlerin bütçedeki gösteriliş biçimi ile ortaya çıkan ve bütün kalemlerin mahsup edilmeden toplam değerleri ile bütçeye kaydedilmesi anlamına gelen "gayrisafi bütçe usulü", diğeri ise, bütçe gelir ve giderlerinin bir havuz içinde toplanması ve buradan dağıtılması anlamına gelen "adem-i tahsis", yani. belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilememesi usulüdür. 

2- Birlik İlkesi

Bu ilke kısaca, devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bir bütçede toplanması anlamına gelmektedir. Devlet bütünlüğü içinde klâsik devlet fonksiyonlarının etkin bir şekilde yerine getirilmesi için, onun bir tek bütçesinin olması gerekir. Bilindiği gibi klâsik görüşü savunanlar devlet faaliyetlerinin mümkün olduğu kadar sınırlı; buna bağlı olarak kamu gelir ve giderlerinin hacim olarak dar tutulmasını istedikleri için, bu amaca ulaşmada birlik ilkesi özel bir önem kazanmaktadır. 

3- Açıklık İlkesi

Bütçede yer alan gelir ve giderlerle bunlara ilişkin her türlü bilgilerin açık ve herkes tarafından kolayca anlaşılır olması demektir Bütçenin ve bütçede yer alan gelir ve giderlerin kamusal özellik ve mahiyeti dikkate alındığında bu ilkenin önemi daha iyi anlaşılır. Gerçekten, özellikle vergilemenin "kamusal mükellefiyet" özelliği, bütçede yer alan vergilerin hangi ilke ve esaslar dahilinde ve ne tür fonksiyonlar için alındığının çok net ve anlaşılır olmasını gerektirmektedir. 

4- Subjektif Doğruluk (Samimiyet) İlkesi

Bütçe bir yönüyle, gelecek bir dönemde (genellikle bir yıl içinde) devletin yapacağı işlerin dökümünü ve bunların mali değerini gösteren bir cetveldir. Bu yönüyle devlet bütçesi bir "kamu siparişi" hükmündedir. Yani, toplum veya millet adına, bir yerde onun verdiği bir kararla, çok önemli bir mali akıma izin vermektedir. En önemlisi, bütçe topluma kamusallık özelliği içinde sunduğu hizmetlerin bedelini yine ona ödetmektedir. Böylece topluma karşılıksız ödeme veya yük niteliğinde vergi yüklenmektedir. İşte bu nitelikteki bir mali olayın, hem gider ve hem de gelir kalemleri itibariyle, millet adına, onun beklentisine uygun hassasiyet içinde dürüst, samimi ve gerçekçi bir yaklaşımla öngörülmesi gerekmektedir. Bu sanıldığı kadar kolay bir şey değildir. Zira az önce belirtildiği gibi. bütçe ile topluma belirli ilkeler içinde hizmet götürülmekte ve bu hizmetin kamusal finansmanı amacıyla çok önemli bir yük bindirilmektedir. Topluma yüklenen bu yükün bireylere dağıtımı anlamında ortaya çıkan vergileme ise, karşılıksız bir ödeme mahiyeti göstermektedir. Bu niteliği ile vergileme psikolojik yönüyle hem kamu yönetimi ve hem de bireyler için her zaman sevimsiz bir olay durumdadır. 

5- Objektif Doğruluk İlkesi

Bütçe tahminlerinin ne çok kötümser ne de aşırı iyimser olmadan; ekonomik duruma ve konjonktüre uygun olarak öngörülmesidir. Görüldüğü gibi. sübjektif doğruluk ilkesinde, millet adına hizmete ve külfete karar verilirken, bu espiri içinde millete karşı doğruluk ve samimiyet gösterilmesi gerekirken; bu ilkede nesnel(objektif kriterler içinde samimiyet ve doğruluk, yani bilimsel esas ve gereklere uygun hareket istenmektedir. 

6- Önceden İzin Alma İlkesi

Bütçenin, ait olduğu yıla girmeden önce yasama organınca kabul edilmesidir. Bu ilkeye göre, yasama organınca kabul edilip onaylanmamış hiçbir bütçe yürürlüğe giremez. Böylece, yasama organının onayı olmadan vergi, resim, harç ve benzeri hiçbir kamu geliri tahsil edilemeyeceği gibi; kamu hizmetinin görülmesi için gerekli her hangi bir gider de yapılamaz. Ayrıca, bütçenin nitelik ve mahiyetine bağlı olarak 'bütçe hakkının millete ait olması" nedeniyle bütçede önceden izin alma ilkesi, bir yandan bütçenin yasalaşmasında özel bir prosedürü gerekli kılarken; bir yandan da gelir toplama ve harcama yapma şeklindeki kamusal mali olaylara imkan veren bütçe kanunu yanında anayasa hükmü ile harcama ve gelir(vergi) yasalarına da ihtiyaç bulunmaktadır 

7- Harcamalarda Tahsis İlkesi

Ödeneklerin yasalarla belirlenen amaçlara uygun ve yasalarda belirlenen miktarlar içinde yapılmasıdır. Yasama organı bütçe harcamalarını onaylarken, toptan değil harcama bölüm ve kalemleri halinde onaylamaktadır. Görüldüğü gibi buradaki tahsis, harcama ve hizmet yerlerinin ve fonksiyonlarının belli edilmesi anlamındaki bir tahsisi ifade etmektedir. Anlaşılacağı üzere bunun, her hangi bir geliri her hangi bir gidere önceden bağlı kılma veya ona ayırma anlamındaki tahsisle bir ilgisi yoktur. 

8- Yıllık Olma İlkesi

Bütçeyle verilen harcama yapma ve gelir toplama izni genellikle bir yıl ile sınırlı tutulmakta; ancak bir yıldan daha uzun veya daha kısa süreleri kapsayan bütçeler de olabilmektedir. Klâsik bütçe düzenlemesi ve anlayışı içinde yıllık olma ilkesinin özel bir anlam ve önemi vardır. Ayrıca bunu destekleyen denklik ilkesi de mevcuttur. Klâsik devlet fonksiyonları nedeniyle bu iki ilke büyük önem taşımaktadır. 

9- Denklik İlkesi

Bu ilke kısaca, bütçede gelir ve giderlerin denk olması ilkesidir. Ancak bu ilkenin daha iyi anlaşılabilmesi için bütçe denkliğinin açıklanması gerekir. Bilindiği gibi bütçe, esas itibariyle gelecekte yapılacak işlerin mali dökümünü gösteren bir gelir-gider tablosu veya cetvelidir. Gelecekte yapılacak işlerin gelir-gider denkliği içinde doğru ve uygun bir şekilde öngörülmesi veya tahmini ise pek kolay değildir. Bunun güçlüğü, bu ilkenin bütçenin uygulanması veya gerçekleştirilmesi ile ilgili bir kavram olarak belirtilmesinden doğmaktadır. Zira bütçeler esas itibariyle gelecekteki belirli bir döneme ilişkin gelir-gider rakamlarının denk bağlanması anlamına geldiğine göre; hazırlanan, kabul edilen ve uygulamaya sokulan her bütçe bu haliyle mutlaka denktir. Buradaki denklik, uygulamaya sokulan bütçenin uygulama sonuçları itibariyle denk olması; yani bütçe geçekleşmesinin denklikle sonuçlanmasıdır.  Bu anlamdaki bir denklik ise, anlaşılacağı üzere, bütçenin samimiyet ve doğruluk ilkesi ile birlikte bir anlam ifade etmektedir. 

B- Modern Bütçe İlkeleri

Modern bütçe ilkeleri, bütçeyi, modern iktisat teorisine dayalı olarak geliştirilen çağdaş devlet fonksiyonlarının gereği gibi yerine getirilebilmesi amacıyla kullanma geliştirilmiş ilkelerdir. 

1- Toplama İlkesi

Bütün gelir ve giderlerin bir araya getirilmesi ilkesidir. Ekonomik ve sosyal refah devleti fonksiyonuna bağlı olarak ortak kabul görmüş ekonomik ve sosyal amaçlar için mali araçların ve bütçenin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için bütçede yer alan gelir ve giderlerin bir yerde(havuzda) toplanması gerekli olmaktadır. Bütçeyi bu şekilde düzenleme ve uygulama süzgeç devlet anlayışının bir gereğidir 

2- Yeknesaklık İlkesi

Bu ilke, kamu gelir ve giderlerinin nitelikleri ve benzerlikleri itibariyle bir düzenlemeye tabi tutulmasını ifade eder Bu da bir yerde bütçelerde fonksiyonel sınıflandırma anlamına gelmektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri