Vergi Yükü ve Vergi Tazyiki
Temel kamusal finansman aracı niteliğindeki
vergileme olayı, vergilerin kamusallık özelliğine
bağlı olarak ekonomik ve sosyal hayat üzerinde
kendiliğinden ve iradi olmak üzere iki yönlü ve çok
önemli bir "yeniden dağıtım etkisi" göstermektedir.
İradi ve ihtiyari bu yeniden dağıtıcı etkileri
sebebiyle vergiler, özellikle İkinci Dünya
Savaşı'ndan bu yana gelişmiş ve gelişmekte olan
bütün ülkelerin pek çok ekonomik ve sosyal amaç için
ciddi şekilde kullandıkları bir araç olmuştur.
Vergilerden, bazı vergileme prensipleri ve
müesseseleri göz Önünde bulundurularak çeşitli
ekonomik ve sosyal amaçlar için yeterli seviyede ve
etkili bir biçimde yararlanabilmenin temel şartı,
çeşitli vergilerin değişik yer ve zamanlarda
ekonomik ve sosyal olaylar veya değişkenler
üzerindeki etkilerinin çok iyi bir şekilde bilinmesi
ve değerlendirilmesidir.
Daha önce de belirtildiği gibi, pür kamusal olay
niteliğindeki vergilemenin bu etkilerinin teşvik ve
uygulamalı yönleriyle, yani olması gereken ve olan
şekliyle ele alınıp incelenmesi, öngörülen veya
belirlenen amaç veya amaçlara göre herhangi bir yer
ve zamanda uygulanacak uygun vergi politikalarını
tespite imkan vermektedir.
Kendine özgü karakteristik özellikleri nedeniyle
vergileme, vergi alacaklısı ve vergi borçlusu
şeklinde ortaya çıkan iki taraf için de bu
özelliklerine bağlı olarak algılanmakta ve
değerlendirilmektedir.
Özellikle vergi borçlusu durumundaki mükellef veya
vergi yükümlüsü, -vergiye karşı tutum ve
davranışını belirlerken ekonomik, sosyal, mali,
siyasi, kültürel v.b. pek çok etkenin
tesiri altında kalmakta; bu etkenleri
vergilemenin kamusal mükellefiyet özelliği içinde
birlikte değerlendirerek vergiye karşı bireysel ve
sosyal psikolojik bir davranış ortaya koymaktadır.
Vergi mükellefinin vergiye karşı tutum ve davranışı
belirleyen ve doğrudan mükellefe ait etken veya
özellikler yanında; mükellefin dışında, vergilemenin
kamusal bir yük teşkil etmesinden doğan iki önemli
olay daha vardır. Bunlar; "vergi yükü ve tazyiki"
ile "vergide yansıma" olaylarıdır.
Herhangi bir mükellefin herhangi bir vergi veya
bütün bir vergi sistemi karşısındaki gerçek tutum ve
davranışı, bu iki olayın o mükellef yönünden
değerlendirilmesi ile mümkündür.
Aynı şekilde vergileme olayında ikinci bir tarafı
teşkil eden vergi alacaklısı veya devletin vergiye
bakışı, vergiye yüklediği fonksiyonlar ve
vergilendirme yetkisi gibi hususlar da, verginin
ekonomik ve sosyal hayat içindeki yerini ve
vergilemeden çeşitli amaçlar için yararlanmanın
seviyesini belirlemektedir.
Görüldüğü gibi vergiden, belirlenen amaç ve
fonksiyonlarına göre en iyi ve en etkili bir şekilde
yararlanabilmek için, vergileme olayını, vergi
alacaklısı ve vergi borçlusu gibi iki taraf arasında
cereyan eden; her iki taraf yönünden dikkate
alınması gerekli kamusallık özellikleri bulunan
(kamusal yetki ve sorumluluk yükleyen) bir olay
olarak algılamak ve değerlendirmek gerekli
olmaktadır. Yukarıda da ifade edildiği gibi, temel
vergileme prensiplerine bağlı olarak vergi yükü,
vergi tazyiki ve vergide yansıma olayını da dikkate
alarak ortaya konan vergilerin ve bütün bir vergi
sisteminin ekonomik ve sosyal hayat üzerindeki
etkileri, iyi ve uyumlu bir vergi sisteminin
kurulması ve vergilerden çeşitli amaçlar için en iyi
bir şekilde yararlanılması sonucunu doğurur.
Bu anlayışa bağlı olarak vergilemenin etkileri
aşağıda üç alt başlık altında ele alınıp
incelenmiştir. Önce "vergi yükü ve tazyiki" kavramı
ve olayı üzerinde durulmuş; daha sonra "vergide
yansıma" olayı bütün yönleriyle ele alınmış; bu
bilgiler verildikten sonra, nihayet vergilerin
ekonomik ve sosyal etkileri üzerinde durulmuştur.
Mükelleflerin, kamu giderlerini karşılamak üzere,
ödeme güçlerine göre, karşılıksız olarak ve hukuki
bir cebir altında devlete nakden yaptıkları ödeme
şeklinde kendini gösteren vergi, bu temel
özellikleri içinde vergi ödeyenler, yani mükellefler
tarafından önemli bir yük olarak algılanmaktadır.
Gizli sosyal bir sözleşme ile teşkilatlanmış siyasi
bir cemiyet,bir üst birlik niteliğindeki devletin,
temel varlık sebebi olarak, kendini meydana getiren
topluma yeterli seviyede kamu hizmeti sunması
gereği; O'na bu hizmetin bedelini aynı toplumdan
kamusal bir mükellefiyet şeklinde alması hakkını
vermektedir.
Her ne kadar bu durum devlete vergilendirme
yetkisini vermekte ve vergiye bir meşruiyet
kazandırmakta ise de; mükellef yönünden vergi, her
şeye rağmen, onların kullanılabilir gelir ve
varlıklarında karşılıksız olarak ve hukuki cebir
altında önemli bir azalma meydana getiren; bu
nedenle bireysel veya sosyal psikolojik yönden tepki
veya reaksiyon gösterilmesi gereken bir olay
biçiminde algılanmaktadır.
Mükellefin vergiye karşı tutum ve davranışlarını
belirleyen diğer bazı etkenler yanında, bu
etkenlerin de bir yerde belirleyicisi durumunda
bulunan önemli bir etken vergi yükü ve vergi tazyiki
şeklinde ifade edilen etkendir. Vergi yükü ve vergi
tazyiki kavramları mükelleflerin vergiye karşı
davranışlarını farklı şekilde etkiledikleri için
ayrı ayrı ele alınıp incelenmektedir.
Vergi Yükü
Kişilerin ödedikleri verginin onların gelir, harcama
ve servetlerinde meydana getirdiği azalma,
matematiksel bir değerle bir oran ilişkisi içinde
veya maddi-fiziki bir yük olarak ifade edildiğinde,
bu, "vergi yükü" şeklinde ortaya konmakta veya
algılanmaktadır. Burada vergilerin, vergiyi ödeyen
kişilerin varlıklarında meydana getirdiği azaltma
çeşitli maddi değer ve oran ilişkileri şeklinde
ortaya konmakta; bu azalma ile çeşitli ekonomik,
sosyal ve mali değişkenlerde veya büyüklüklerdeki
nispi değişiklikler ele alınıp değerlendirilmeye
çalışılmaktadır.
Mükelleflerin ödedikleri vergi ile, bu verginin
alındığı taban ise vergi yükünün türünü tayin
etmektedir.
Vergi yükü (tax burden, the burden of tax), belli
bir dönemde devlete ödenen vergilerin, belli bir
dönemde elde edilen gelirlere oranıdır. Vergi yükünü
şu şekilde hesaplayabiliriz:
Vy = Vö / G
Vy= Vergi yükü,
Vö= Beiirli bir dönemde ödenen toplam vergi
G= Belirli bir dönemde elde edilen gelir
Vergi yükü, iktisadi kaynakların ortaklaşa tüketim
ve yatırım harcamalarına tahsis edilen bölümüdür.
Genel olarak verginin yurtiçi üretiminin ülke
nüfusunun hayati ihtiyaçlarından arta kalan bölümü
üzerinden alındığı dikkate alınırsa, vergi yükünün
büyük ölçüde "nüfusun asgari zorunlu tüketiminden
arta kalan gerçek tüketim" olarak tanımlanabilecek
olan "vergi potansiyeli" nin fonksiyonu olduğu
açıktır. Bir ülkede vergi yükünün bu açıdan
değerlendirilmesi önem taşımaktadır.
Vergi yükü,ödenen vergi ve ödeme gücünün bir
fonksiyonudur.Vergi yükü,ödenen vergi ile doğru
orantılı, ödeme gücü ile ters orantılıdır. Vergi
ödeme gücü,gelirin.dolaylı servetin ve bireyin
kendisinin ve ailevi durumunun bir fonksiyonudur.
Toplumdaki çeşitli kesimlerin milli gelirden
aldıkları pay ile ödedikleri vergiler arasında
adalet önemli bir konudur. Vergi yükü sadece
bireylerin veya sosyal kesimlerin katlanmak zorunda
oldukları yükün belirlenmesi açısından olduğu kadar
ekonomik büyüme, gelir dağılımı, ekonomik istikrarın
gerçekleştirilmesi gibi makro hedeflerin
belirlenmesi açısından da önemlidir.
Vergi yükü son zamanlara kadar fertler üzerindeki
vergi yükünün dağılımı niteliğiyle mikro ekonomik
bakımdan incelenmiştir. Bugün gerek mikro ve gerekse
makro ekonomik yönleriyle ele alınan vergi yükü ile
birlikte ekonomik gelişme, istikrar ve gelir
dağılımı gibi konular da vergi politikasının
yönlendirilmesi için bilinmesi gereken kavramlar
şekline dönüşmüştür. Bu gelişime paralel olarak
dayanılan bazlara, kullanılan verilere ve hesaplama
yöntemlerine göre vergi yükü türleri;
- Toplam Vergi Yükü,
- Bölgesel Vergi Yükü,
- Sektörel Vergi Yükü,
- Gelir Gruplarına Göre Vergi Yükü,
- Kişisel Vergi Yükü,
- Toplumsal Vergi Yükü,
- Net Vergi Yükü,
- Gerçek Vergi Yükü,
|