|
Verginin Konusu, Verginin Mükellefi ve Vergi Sorumlusu
Verginin
Konusu
Verginin konusu, üzerine vergi konulan ve doğrudan veya dolaylı bir
şekilde verginin kaynağını teşkil eden
iktisadi kıymet veya servet niteliğindeki
unsurlardır Kısaca, üzerinden vergi alınan
her şey verginin konusudur. Böylece verginin
konusu mal, hizmet, gelir, gider, sermaye,
tasarruf, tüketim, muamele, maddi ve gayri
maddi varlıklar, servet, fiil, olay vb.
olabilmektedir. Bir ülkede verginin
toplanmasına imkân veren her bir vergi
kanunu bir bakıma ayrı bir vergi konusunu
teşkil etmektedir. Örneğin Türk vergi
sistemi içinde yer alan gelir vergisi ve
kurumlar vergisi kanunları geliri
vergilendirdiklerinden, bu vergilerde
verginin konusu "gelir"dir. Katma Değer
Vergisi Kanunu, genel ifadesi ile "katma
değeri, daha teknik bir deyimle mal
teslimlerini ve hizmet ifalarını vergiye
konu yaptığından bu verginin konusu mal
teslimi ve hizmet ifası ile gerçekleşen
harcamalardır.
Aynı şekilde Veraset ve intikal Vergisi Kanunu miras yoluyla
ve karşılıksız olarak edinilen servetleri vergiye
tabi tuttuğundan, bu verginin konusu servet ve
intikallerdir. Emlâk vergisinde konu "emlâk",
motorlu taşıtlar vergisinde konu motorlu taşıtlara
sahip olunması; Taşıt alım vergisinde ise motorlu
taşıtların alım-satımıdır.
Vergi Mükellefiyeti, Vergi Mükellefi ve Vergi Sorumlusu
Vergi Mükellefiyeti bir soyut ve bir de somut
mükellefiyet şeklinde düşünülebilir. Soyut vergi
mükellefiyeti, devletin vergilendirme gücü ve
yetkisinden doğan ve anayasa ile teminat altına
alınan, herkesin kamu hizmetlerinin finansmanına
zorunlu olarak katılmalarını ifade eden bir
kavramdır. Yani teorik olarak, bir ülkede yapılan
kamu hizmetlerinin bedelini o ülkede yaşayan herkes
karşılamak zorundadır Bu anlamda herkes toplam
vergilerin sorumlusudur; yani herkes topluca
mükelleftir. Somut vergi mükellefiyeti ise daha
farklı bir kavram olmaktadır. Çeşitli konuların
vergiye tabi tutulması sonucu; o konularla ilgili
kanunlarda belirtilen "vergiyi doğuran olay" in
meydana gelmesi ile mükellefiyet doğmaktadır.
Vergiyi doğuran olayın içinde yer alan kişi ise
vergi mükellefidir. Kanunun tanımı ile, "üzerine
vergi borcu terettüp eden (düşen) kişi" vergi
mükellefidir. Türk vergi sisteminde vergi
mükellefiyeti vergi ehliyetine bağlanmıştır. Yani
vergi ehliyetine sahip herkes, vergiyi doğuran
olayın içinde bulunmakla vergi mükellefi olmaktadır.
Vergi hukukunda ise, ehliyet medeni hukuktaki
haklara sahip olma ehliyeti şeklinde
değerlendirilmiştir. Böylece, medeni kanundaki
"medeni haklara sahip olma ehliyeti"ni ifade eden,
sağ doğmak şartıyla kişilerin ana rahmine
düşmelerinden başlayarak yaşadıkları sürece bu
haklara ehil olması hali. vergi hukukundaki ehliyete
esas alınmıştır
Vergi hukukunda, kamu mükellefiyetinin doğal bir sonucu olarak
kabul edilen bu tür bir vergi mükellefiyeti,
vergilendirmenin maddi ve şekli ödevleri bakımından
bazı kişiler için önemli bir sorunu ortaya
çıkarmaktadır. Gerçekten, vergi hukukundaki ehliyete
göre vergi mükellefi olan; medeni hakları kullanma
ehliyetine sahip olmadığı için vergilendirme ile
ilgili maddi ve şekli ödevleri yerine getiremeyecek
olanların bu ödevlerini yerine getirecek yasal
görevli kişilere ihtiyaç vardır. Reşit ve mümeyyiz
olmayanlar, hapis veya tutukluluk hali bulunanlar,
askerlik görevini ifa edenler, kısıtlı bulunanlar
vergilendirme işlemlerini yerine getirme imkânına
sahip olamamaktadırlar. Bu gibi kişilerin bu
ödevlerini, kanunî veya mansup temsilci sıfatına
sahip olanlar yerine getirmektedirler.
Aynı şekilde, bazı vergilerde verginin ödenmesi
bakımından pratik ve teknik bazı sebeplerden ötürü
mükellef yerine diğer bazı kişileri muhatap almak
gerekli olmaktadır. Kanunda "Vergi Sorumlusu" olarak
tarif edilen kişiler, "verginin ödenmesi bakımından
alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan"
kişilerdir. Yaptıkları veya yapacakları ödemelerden
vergi kesmeye mecbur tutulan bu kişiler, verginin
tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili
diğer görevleri yerine getirmekten sorumludurlar.
Örneğin; işverenler çalıştırdıkları işçilerin
ücretleri üzerinden kestikleri vergiyi, işçilerin
bağlı bulunduğu vergi dairesine işçiler adına ödemek
zorundadırlar.
|