|
KAMUNUN SAVURGANLIĞI
Bilindiği gibi, 1980'li yıllardan başlayarak
günümüze kadar devam eden bir uygulamaya göre,
bakanlık sayısı aşın bir biçimde artarak, 35-36
ortalamasına erişmiş bulunmaktadır. Bakanlıklar
partisine küskün ve ayrılma tehdidinde bulunan
milletvekillerini partiye bağlayabilmek, ya da
hükümeti kurabilmek amacıyla başka partilerden
milletvekili transfer edebilmek için, bir tür
siyasal rüşvet aracı olarak kullanılmaktadır. Ne
var ki, bakanlık sayısının bu biçimde artması
sonucu, siyasal karar alma mekanizmasında yapay ve
geçici istikrar durumu sağlanırken, halkın
demokrasiye olan güveninin de azalmasına neden
olunmaktadır. Şöyle ki, geçmiş yıllardaki yoğun
uygulamalara göre, çok sayıda bilgi birikiminden
yoksun milletvekilleri kolayca bakan olabilmektedir.
Örneğin, yapılan bir araştırmaya göre Çiller
Hükümeti döneminde, ayrılma tehdidinde bulunarak
bakan olan 6 milletvekili ile yine Bakanlar
Kurulunda yer alan 8 bakan, ülke sorunlarına ilişkin
olarak 4 yıllık sürede ne bir görüş bildirmişler ve
ne de yorum yapmışlardır
Bakanlık sayısının artmasına bağlı olarak, genel
müdür, bölge müdürü, il müdürü, müsteşar ve
danışmanlık kadrolarında ve buna bağlı olarak
personel sayısında da geometrik diziye uygun bir
artış olmaktadır. Örneğin, 550 milletvekilinin
görev yaptığı TBMM nde 5000 den fazla personel
çalışmaktadır. Böylece, kamu sektörü sağlıksız bir
biçimde genişleyerek yönetimin hantallaşmasına ve
kırtasiyeciliğin artmasına yol açmaktadır. Şöyle ki,
aynı hizmetin sunumu sırasında birden çok yönetim
yetkili olduğundan; yetki karmaşası nedeniyle ya
hizmet yeterli düzeyde ve kalitede yerine
getirilememekte, ya da hiç sunulamamaktadır.
Örneğin, ülkemizde trafik hizmetleriyle ilgili
olarak İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı,
Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü,
Valilik, Jandarma, Emniyet Müdürlüğü, sivil toplum
örgütleri ve Belediye gibi çok sayıda yönetim
yetkili bulunmaktadır. Ortaya çıkan yetki karmaşası
nedeniyle, trafik kazaları uzun bir süreden beri
kontrol altına alınamamaktadır. Öte yandan,
fonksiyonları birbirine benzeyen çok sayıda
yönetimin ortaya çıkması sonucu olarak da, aynı
hizmetin birden çok kuruluş tarafından sunulması ya
da hizmetlerin tekrarlanması (duplication of
services) denilen bir savurganlık durumu da ortaya
çıkmaktadır (8). Örneğin, Köy Hizmetleri Bakanlığı
çok sayıdaki bakanlığın görev alanına giren benzeri
işleri yapmaktadır. Yüksek oy getirme potansiyeli
nedeniyle bu bakanlık, koalisyonu oluşturan siyasi
partiler arasında yoğun pazarlık konusu olmaktadır.
Bakanlık sayısındaki aşırı artış sonucu olarak, kamu
yönetiminin alanı da hızla genişleyerek, örneğin
konsolide bütçede yer alan yönetimleri sayısı 1975
deki 56 iken, günümüzde 150 yi geçmiştir
Böylece kamu sektörünün hızlı genişlemesine bağlı
olarak, personel sayısı da artarak, hantallık ve
kırtasiyecilik de aşırı boyutlara ulaşmış
bulunmaktadır. Ne var ki, kamu sektöründe ortaya
çıkan verimsizlik, sadece personel sayısındaki
artıştan değil; ayrıca bina, araç, gereç ve taşıt
sayısındaki artıştan da kaynaklanmıştır.
Gelişmiş ülkelerde ise, bakanlık sayısı genellikle
13-18 arasında değişmektedir. Aşağıdaki tablodan da
izlenebileceği gibi, Türkiye'deki bakanlık sayısı
gelişmiş Avrupa ülkelerinin ortalamasının iki katını
geçmektedir (10). Ancak, 2000 li yıllarda 36'dan
25'e düşürülmüş olup yine de, gelişmiş ülkeler
ortalamasının üstündedir.
Norveç |
13 |
Avusturya |
15 |
Almanya |
18 |
ABD |
14 |
italya |
15 |
İngiltere |
22 |
Macaristan |
14 |
Portekiz |
17 |
Rusya
Fed. |
31 |
Finlandiya |
14 |
Fransa |
17 |
Sudan |
31 |
İspanya |
15 |
Danimarka |
18 |
Türkiye |
25 |
|