Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

MEMURLAR HAKLARI, ÖDEVLERİ, YÜKÜMLÜLÜKLERİ, CEZALARI

Devlet memurları kendilerine verilen görevleri düzenli bir şekilde ve hizmetin gereklerine uygun olarak yürütmek zorundadırlar. Memurların, görevlerini yü­rütürken yerine getirmek zorunda oldukları bazı ödev ve yükümlülükleri ile uymakla yükümlü oldukları bazı yasaklar bulunmaktadır. 

Memurların Ödev ve Yükümlülükleri 

Memurların ödev ve yükümlülükleri DMK'da ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Bunlar; sadakat, tarafsızlık ve devlete bağlılık, davranış ve işbirliği, emirlere uymak, işbaşında bulunmak, devlet malım korumak, mal bildiriminde bulun­mak, kıyafet ve ikamet mecburiyeti gibi hususlardır. 

1. Sadakat 

Devlet memurları, anayasaya ve kanunlara sadakatle bağlı kalmak ve milletin hizmetinde kanunları sadakatle uygulamak zorundadırlar. Devlet memurları anayasa ve kanunlara karşı sadakatini, "asli devlet memurluğu"na atandıktan sonra en geç bir ay içinde kurumlarınca düzenlenecek merasimle, yetkili amir­lerin huzurunda yapacakları yeminle belirtirler. "Yemin Belgesi"ni imzalayarak göreve başlarlar. 

2. Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık 

Memurlar, görevlerini yerine getirirken, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayınım yapamazlar. Devlet memurları bir siyasi partiye üye olamayacakları gibi, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararım hedef tutan bir davranışta da bulunamazlar. Ayrıca memurlar, her durumda devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler. Anayasa ve kanunlara aykırı olan, ülkenin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan, Cumhuriyetin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler. 

3. Davranış ve İşbirliği 

Devlet memurları, resmi sıfatlanılın gerektirdiği, itibar ve güvene layık oldukla­rım hizmet içindeki ve dışındaki davranışları ile göstermeleri gerekir. Ayrıca memurların çalışmalarını, "işbirliği" içinde sürdürmeleri esastır.

4. Emirlere Uymak 

Devlet memurları, görevlerinin iyi, doğru ve mevzuata uygun yürütülmesinden üstlerine karşı sorumludurlar. 

Memur, üstünden aldığı emri, yasalara aykırı görürse yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Üst, emrinde ısrar eder ve bu emri yazı ile yeni­lerse, memur bu emri yerine getirmeye mecburdur. Ancak emrin yerine getiril­mesinden doğacak sorumluluk, emri verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiç bir surette yerine getirilemez ve yerine getiren kişi sorumlu olur.

5. İşbaşında Bulunmak 

Memurların, günlük çalışma saatleri içinde işlerinin başında bulunmaları gere­kir. Kurumların günlük çalışma saatleri ve öğle dinlenme süresi, bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre, merkezde Bakanlar Kurulu'nca, illerde valiler tara­fından tespit edilir. Memurların haftalık çalışma süresi genel olarak kırk saattir. Bu süre, Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmak üzere düzenlenir.

6. Devlet Malını Korumak 

Devlet memurları, görevlerini dikkatle ve özenle yerine getirdikleri gibi, aynı zamanda kendilerine teslim edilen devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri de almakla yükümlüdürler. Me­murların kasıt, ihmal, kusur ve tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödemesi esası benimsen­miştir.

7. Mal Bildiriminde Bulunmak 

657 sayılı kanuna göre devlet memurlarının yapmakla yükümlü oldukları diğer bir ödev de, kendileriyle eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz mallan, alacak ve borçları hakkında mal bildiriminde bulunmaktır. Anayasa'nın 71. maddesinde, kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları öngörülmüştür. Yine Anayasa'ya göre, yasama ve yürütme organla­rında görev alanların da mal bildiriminde bulunmaları gerekmektedir. Buna göre milletvekilleri, Bakanlar Kurulu üyeleri ve belediye başkanları da memur­lar gibi mal bildiriminde bulunmakla yükümlüdürler. Mal bildirimleri, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar yenilenmesi gerekir. Mal bildiriminde bulunmanın amacı, rüşvet, yolsuzluklarla mücadele etmek, kısaca haksız mal edinmeye karşı önlem almaktır.

8. Resmi Belge, Araç ve Gereçleri Geri Vermek 

Devlet memurları, görevleri ile ilgili resmi belge, araç ve gereçleri, yetki veri­len alanların dışına çıkaramazlar, özel işlerinde kullanamazlar. Memurlar, gö­revleri sona erdiğinde, görevle ilgili belge, araç ve gereçleri geri vermekle yü­kümlüdür. Bu yükümlülük, memurun mirasçılarına da geçmektedir. 

9. Kıyafet Düzeni 

1982 yılında Devlet Memurları Kanunu'na eklenen bir maddeyle memurlara, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet kurallarına uyma mecburiyeti getirilmiştir. Kanunda belirtilen kılık-kıyafet mecburiyeti, 15.10.1982 tarihinde çıkan bir yönetmelikle ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu yönetmelik, kamu kurumlarında çalışan bütün görevlileri kapsamı içine almaktadır.

10. İkamet Mecburiyeti 

Devlet memurları, görev yaptıkları kurum ve hizmet birimlerinin bulunduğu yerleşme merkezinde oturmak zorundadırlar Memurlar görevini aksatmamak şartıyla yetkili amirin izniyle yukarıda belirtilen hudutlar dışında ikamet edebi­lirler. Bununla beraber, devlet memurları, ikamet ettikleri il hudutlarını tatiller­de ancak yetkili amirlerin izni ile terk edebilirler.

B. Memurlar İçin Konan Yasaklar 

Devlet memurlarının gerek hizmet içinde gerekse hizmet dışında bazı faaliyet­lerde bulunmaları yasaklanmış ya da sınırlandırılmıştır. Bu tür bir düzenleme­nin kamu hizmetinin gereğinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. 

1. Toplu Eylem ve Hareketlerde Bulunma Yasağı 

Memurlar, kurumlarıyla ilgili resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaat; amirle­ri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikâyet ve dava açma hakkına sahiptirler. Ancak bu hakkın kullanılma­sında, birden fazla devlet memurunun "toplu olarak" söz ve yazı ile müracaatla­rı ve şikâyetleri yasaktır. Burada yasaklanan ferdi hak arama eylemi değil, toplu olarak yapılan hak arama eylemidir. 

Ayrıca devlet memurunun, denetimi altında bulunan personelden veya kendi görevi veya mensup olduğu kurum ile ilgisi olan bir teşebbüsten her ne ad al­tında olursa olsun bir menfaat sağlaması da yasaktır. 

5. Gizli Bilgileri Açıklama Yasağı 

Devlet memurlarının, kamu hizmetleriyle ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış bile olsalar, yetkili bakanın yazılı izni olmadıkça açıklamaları yasak­lanmıştır. 

Devlet, çeşitli yollardan, bilgi edinmek imkânlarına sahiptir. Bu bilgilerin bir kısmı "sır" olarak, iç ve dış politik, diplomatik, askeri ve sosyal mülahazalardan dolayı saklanır. Bunların açıklanması ancak yetkili bakanın izniyle mümkün olmaktadır. Bu tür bilgileri açıklama yasağı, ulusal ve toplumsal yararla izah. edilmeye çalışılır. Bürokratların kendilerini kamuoyunun eleştirilerinden koru­mak için çoğu bilgileri gizlilik kapsamı içinde değerlendirdikleri görülür. Resmi sır ve gizli bilgi kavramının geniş tutulması, kamunun yararına değil, bürokra­sinin ve siyasi iktidarın özel çıkarma hizmet edebilir. 

Öte yandan devlet memurlarınım, kamu görevleri hakkında basma, haber ajans­larına, radyo ve televizyon kurumlarına bilgi ve demeç vermeleri yasaklanarak bu konuda gerekli bilgiyi açıklama yetkisi olan yetkililer de belirlenmiştir. Bun­lar merkezde, bakan ya da bakanın yetkili kılacağı görevli; illerde de valiler veya yetkili kılacağı görevlidir. Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak "kademe ilerlemesinin durdurulması"; yetki almadan gizli bilgileri açıklamak da "devlet memurluğundan çıkarma" cezasını gerektirir.

6. İkinci Görev Yasağı 

DMK, ikinci görevi, ilke olarak yasaklamıştır. Ancak bu kurala bazı istisnalar getirilmiştir. Örneğin Üniversite öğretim üyeleri, kurumlarından izin almak koşuluyla KİT yönetim kurulu üyesi; belediyelerdeki yönetici personel, beledi­ye şirketlerinin yönetim kurulu üyesi veya başkanı olabilirler. 

7. Siyasi Partilere Girme Yasağı 

Devlet memurları, bir siyasi partiye üye olamazlar. Anayasa'mn 68. maddesinin son fıkrasında, siyasi partilere üye olamayacak kamu görevlileri ayrı ayrı sa­yılmıştır. Buna göre, hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organlarının mensupla­rı, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, yüksek öğre­tim öncesi öğrenciler ve silahlı kuvvetler mensupları siyasi partilere üye ola­mazlar. 1982 Anayasası'nda 23.7.1995 tarihinde yapılan değişiklikle yükseköğretim elemanları ve öğrencilerinin siyasi partilere üye olmaları konusu, yasak kapsamından çıkarılarak kanuni düzenlemeye bırakılmıştır.  

2.7.1997 tarihinde kabul edilen hu yasa ile de, öğretim elemanlarının siyasi partilere üye olabilmeleri temin edilmiştir. Buna göre, "yüksek öğretim kurumlarının öğretim elemanları siyasi partilere üye olabilirler; yüksek öğretim ku­rumlarındaki görevlerini aksatmamak ve bir ay içinde kurumlarına bildirmek kaydıyla siyasi partilerin merkez organlarıyla onlara bağlı araştırma ve danışma birimlerinde görev alabilirler. Şu kadar ki, bu durumdaki öğretim elemanları, Yüksek Öğretim Kurulu ve Yüksek Öğretim Denetleme Kurulu üyesi, rektör, dekan, enstitü ve yüksek okul müdür ve bölüm başkanı olamazlar, onların yardımcılıklarına seçilemezler."

8. Ayrıldığı Kuruma Karşı Görev Alma Yasağı 

Memurların görevden ayrıldıktan sonra belirli bir süre, eski kurumlarına karşı görev ve iş alma yasağı konulmuştur. Bunun amacı, önceden sahip olduğu stra­tejik ya da gizli bilgileri görev aldığı yeni işletme için kullanabilmesi, görevde iken ileride görev alacağını düşündüğü firmalara ayrıcalıklı muamele yapma olasılığı gibi etik sorunları önlemektir. 2531 sayılı Kanuna göre; görevinden herhangi bir nedenle ayrılan bir memur, ayrıldığı tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulunduğu kuruma karşı, ayrıldığı tarihten itibaren başlayarak üç yıl süre ile, kurumdaki görev ve faaliyet alanları ile ilgili konularda, doğrudan doğ­ruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamaz, taahhüde giremez, komisyonculuk veya temsilcilik yapamaz. 

C. Memurların Temel Hakları

Memurların hak, ödev ve sorumluluklarını belirleyen bütün kurallar, onların statüsünü oluşturur. Memurların, başta anayasa olmak üzere çeşitli kanunlarla belirlenmiş haklan bulunmaktadır. 

1. Memurluk Statüsünün Kanunla Düzenlenmesi 

Türkiye'deki memurların statülerinin kanunla düzenlenmesi anayasal bir ilke­dir. 1982 Anayasası, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atan-malan, görev ve yetkileri, haklan ve yükümlülükleri, aylak ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenlenmesi esasını getirmiştir (md.128). 

Memurluk statüsünün kanunla düzenlenmesinin amacı, yasaların idari düzen­lemelere oranla daha güç değiştirilebilmesi ve böylece kamu görevlileri için istikrarlı bir statü sağlamış olmasıdır. 

6. İzin Hakkı 

Memurlar çalışma hayatı içinde çeşitli izinlerden yararlanma hakkına sahiptir. Bunlar, yıllık izin, mazeret izni, hastalık izni, aylıksız izin olmak üzere dört kategoride toplanmıştır. 

a)    Yıllık İzin: Her memurun yılda 20 ila 30 gün süre ile dinlenme izni vardır. Yıllık izin süresi, hizmeti bir yıldan on yıla kadar (on yıl dâhil) olanlar için 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gün olarak belirlenmiştir. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için ve en çok ikişer gün ekle­nebilir. Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihti­yaca göre parça parça kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmamış izin haklan düşer. 

b)   Mazeret İzni: Mazeret izinlerini, "amirin takdirine bağlı" ve "amirin takdi­rine bağlı olmayan" izinler olarak iki grupta toplamak mümkündür. Amirin takdirine bağlı mazeret izinleri, bir yıl içinde toptan veya parça parça ola­rak, mazeretleri nedeniyle, amirinin "muvafakati" ile verilen izinlerdir. Bu tür mazeret izinlerinin süresi 10 gündür. Zaruret halinde buna on gün daha eklenebilir. Ancak eklenen bu izin, memurun yıllık izninden düşülür. 

Amirin takdirine bağlı olmayan mazeret izinleri de, doğum, evlenme ve ölüm olaylarında verilen izinlerden oluşmaktadır. Kadın memura, doğum yapmadan önce S hafta ve doğum .yaptığı tarihten itibaren 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin verilir. Memurlara bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni ve­rilir. 

Ayrıca erkek memura, karısının doğum yapması sebebiyle isteği üzerine üç gün; yine memura isteği üzerine, kendisinin veya çocuğunun evlenmesi, annesinin babasının, eşinin, çocuğunun veya kardeşinin ölümü halinde beş gün izin verilir. 

c)   Hastalık İzni: Memurlara hastalıkları halinde, verilecek raporlarda gösteri­lecek lüzum üzerine, aylık ve özlük haklarına dokunulmaksızın on yıla ka­dar (on yıl dâhil) hizmeti olanlara altı aya kadar; on yıldan fazla hizmeti olanlara on iki aya kadar; kanser, verem ve akıl hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananlara on sekiz aya kadar izin verilir. İzin süresinin sonunda hastalıklarının devam ettiği, resmi sağlık ku­rullarının raporu ile tespit edilenlerin izinleri bir katına kadar uzatılabilir. Bu sürenin sonunda da iyileşmeyen memurlar hakkında emeklilik hükümle­ri uygulanır. 

Görevlerinden dolayı saldırıya uğrayan memurlar ile görevleri sırasında ve görevlerinden dolayı bir kazaya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memurlar, hizmet süreleri ne olursa olsun iyileşinceye kadar izinli sayılır­lar.

d) Aylıksız İzin: Memurun bakmaya mecbur olduğu veya memur refakat etme­diği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeş­lerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa tutulmuş olması hallerinde, bu hallerin raporla belgelendirilmesi şartıyla, memurlara, istekleri üzerine en çok altı. aya kadar aylıksız izin verilebilir. Aynı şartlar­da bu süre bir katına kadar uzatılabilir. 

Ayrıca doğum yapan memura, isteği üzerine, en çok 12 aya; yetiştirilmek üzere (burslu gidenler dâhil) yurt dışına gönderilen memurlarla, yurt içine veya yurt dışına sürekli görevle atanan memurların eşlerine, her defasında bir yıldan az olmamak üzere en çok 8 yıla kadar aylıksız izin verilebilir.

Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar, askerlik süresince, görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılırlar. 

7. Aylık ve Yolluk Hakkı 

Aylık, memurun çalışmasının karşılığı elde ettiği mali bir haktır. Memurların aylıkları, her ayın on beşinde peşin olarak ödenir. Ayrıca memurlara, yurt için­de ve yurt dışında geçici olarak görevlendirilmeleri veya görev yerlerinin değiş­tirilmesi durumunda ilgili mevzuat uyarınca yolluk ödenir. 

8. Memurların Sosyal Hakları 

Memurlara, aylık haklarının yanında, yasalarda öngörülen miktarlarda "aile yardımı", "doğum yardımı", "ölüm yardımı" ve "tedavi yardımı" gibi ödenekler de verilmektedir. 

9. Emeklilik Hakkı 

Emeklilik, memurlar için bir haktır. Memurlar, yaş haddi, malullük ve idarenin isteği üzerine emekli olurlar. Memurlar, belirli bir yaş sınırına ulaşınca emekli­ye ayrılırlar. Genel olarak memuriyette emekliye ayrılma yaşı 65'tir. Bazı me­muriyetlerde bu yaş haddi daha düşük düzeyde tutulduğu gibi, bazılarında ise biraz yüksektir. Örneğin, üniversite öğretim üyelerinin yaş haddi 67 olarak tes­pit edilmiştir.

Her ne sebeple olursa olsun, bir sakatlık ya da tedavisi imkânsız hastalıktan dolayı görevini yapamayacak duruma düşen memurlar, "malul" sayılırlar ve haklarında "malullük sebebiyle emeklilik" işlemleri uygulanır. 

Emekli olan memura, emekli ikramiyesi ile ölünceye kadar emekli maaşı ödenir. 

Devlet memurluğundan çıkarma cezası, amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu karan ile verilir. 

İki türlü disiplin kurulu vardır. Bunlardan biri, her ilde ya da bölgede bulunan "disiplin kurulu"; diğeri ise her kurumun merkezinde bulunan "yüksek disiplin kurulu"dur. 

Disiplin kurullarının, Önerilen cezadan başka bir ceza tayin etme yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder. Verilen kararın disiplin kurulu ya da yüksek disip­lin kurulu tarafından reddedilmesi halinde, atamaya yetkili amirler 15 gün için­de başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler (md.126). 

Kamu Görevlileri Etik Kurulu, 5176 sayılı Kamu Görevleri Etik Kumlu Ku­rulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'a göre, en az genel müdür veya eşiti seviyedeki kamu görevlilerinden, yaptığı inceleme ve araştırma sonunda, etik davranış ilkelerine aykırı işlem veya eylemi olduğunu tespit ettiği ve karar verdiği kişileri, Başbakanlık vasıtasıyla, Kurul karan ola­rak Resmi Gazete aracılığıyla kamuoyuna duyurma yetkisine sahiptir. 

4. Disiplin Cezalarının Uygulanması 

Disiplin cezalan, verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygula­nır. Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygu­lanır. 

Kendilerine disiplin cezası olarak aylıktan kesme veya kademe ilerlemesini durdurma cezası verilenler, valilik, büyükelçilik, müsteşar, müsteşar yardımcı­lığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı ve daire başkanlığı görevlerine atanamazlar. 

Disiplin cezalan, memurun siciline işlenir. Devlet memurluğundan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış memur, uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından beş yıl, diğer cezaların uygulanmasından on yıl sonra atamaya yetkili amire başvurarak, verilmiş olan cezaların sicil dosyasın­dan silinmesini isteyebilir. Memurun, bu süreler içindeki davranışları, söz ko­nusu talebi haklı kılacak nitelikte görülür ise, isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar sicil dosyasına işlenir. Kademe ilerlemesinin durdurul­ması cezasının sicilden silinmesinde, disiplin kurulunun da görüşü alınır. 

5. Disiplin Cezalarına İtiraz

Disiplin cezalarına karşı itiraz iki grupta ele alınabilir. 

a)    Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı iti­raz, varsa bir üst disiplin amirine, yoksa disiplin kurullarına yapılabilir. 

b)   Aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurlu­ğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilinir. 

Disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda süre, kararın ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren yedi gündür. Bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalan kesinleşir. 

İtiraz halinde, itiraz mercileri karan gözden geçirerek verilen cezayı kabul ede­bilir, hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler. İtiraz edilmeyen kararlar kesin olup, bu kararlar aleyhine idari yargı yoluna başvurulamaz.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri