Gecekondular ve Gecekondu Önleme
Konut açığı niceliksel bir açık olmaktan çok
niteliksel boyutu olan bir açıktır. Barınma
gereksinmesinin karşılanması zorunlu olan bir
gereksinme olması aileleri çok çeşitli biçimlerde
konut edinmeye yöneltmektedir. Bu nedenle
bir ülkede konut gereksinmesini karşılayabilecek
düzeyde nitelikli konut bulunmadığında aileler düşük
standartlı ve sağlık koşullarından yoksun konutlarda
yaşamak zorunda kalmaktadır.
Kentleşme hızının yüksek olduğu
ülkelerde kentlerin hızlı gelişimi nedeniyle
göçenlerin nitelikli konut gereksinmesinin
karşılanmasında güçlükler bulunmaktadır. Özellikle
konut fiyatlarının yüksek olduğu ve yeni konut
yapımı için kent toprağı üretiminin yetersiz olduğu
kentlerde, sorun daha da büyümektedir. Bu durumda
kente göçen bir çok aile, barınma gereksinmesini alt
yapıdan yoksun, düşük standartlı, konutlarda
karşılamak zorunda kalmaktadır. Böylece hızla
gelişen kentlerin çevrelerinde dar gelirli
kesimlerin konutlarından oluşan gecekondu bölgeleri
ortaya çıkmaktadır.
Gecekondu "bayındırlık ve yapı kurallarına aykırı
olarak gerçek ya da tüzel, kamusal ve özel
kişilerin topraklan üzerine, toprak iyesinin
(sahibinin), istenç ve bilgisi dışında, onamsız
olarak yapılan, barınma gereksinmeleri devletçe ve
kent yönetimlerince karşılanamayan yoksul ya da dar
gelirli ailelerin yaşadığı barınak türü" olarak
tanımlanmaktadır(23). Bu tanımlamaya göre bir
barınak türü olarak gecekondu şu özellikleri
taşımaktadır:
- Barınma gereksinmelerini mevcut piyasa
koşullarında karşılayamayan dar gelirli ya da
yoksul ailelerin, bu gereksinmelerinin merkezi ya da
yerel yönetimlerce de karşılanamaması halinde baş
vurdukları bir barınak türüdür.
- Bayındırlık ve yapı kurallarına aykırı olarak
yapılan konutlardır.
- Bu konutlar sahibinin bilgisi ve izni olmadan
başkalarının toprakları üzerine yapılan konutlardır.
Bu özellikleri taşıyan gecekondu olgusunun bağımlı
kentleşme, sınıf, grup ve yapım süreci olmak üzere
dört temel boyutu bulunmaktadır.
Gecekondu bölgesi
Gecekondu olgusu genellikle kentleşme süreci
düzensiz olan az gelişmiş ülkelerde ortaya
çıkmaktadır. Özellikle sorun mevcut kaynakları ile,
kırdan göçen nüfusun konut gereksinmelerini belirli
standartlara göre karşılayamayan ülkelerde daha da
artış göstermektedir. Bu tür ülkelerde kentleşme,
sanayileşmenin etkisinden çok gelişmiş ülkelere
bağımlılık etkisinden hız almaktadır. Bu hızlı süreç
içinde kentlerde yeterli konut arzının sağlanamaması
gecekondu olgusunu bir çözüm olarak ortaya
çıkarmıştır. Böylece bağımlı
kentleşme süreci gecekondu olgusunun temel bir
nedenini oluşturmaktadır.
Gecekondular genellikle, mevcut koşullarda ve uygun
standartta konut elde edemeyen (kira veya satın
alma yolu ile) düşük gelir gruplarının barınma
ihtiyacını karşılayan konutlardır. Düşük gelir
gruplan bu konutlan bir tercih nedeniyle değil bir
zorunluluk nedeniyle yapmaktadırlar. Bu durum
gecekondu olgusuna bir sınıf-sal boyut
kazandırmaktadır.
Gecekondu, kırsal kesimden kente gelen ve genellikle
de kente özgü işlerde istihdam edilemeyen yoksul
kesimlerin barındığı konut türüdür. Bu nedenle
gecekondularda yaşayan kesimlerin kente uyum süreci
sorunu bulunmaktadır. Bu bağlamda gecekondu olgusu,
düşük gelir gruplarının barınma gereksinmesinin
karşılanmasının ötesinde, bu kesimin kente uyum
sürecini kapsayan bir toplumsal grup boyutu
kazanmaktadır.
Gecekondu türü konutların yapım süreci, içinde
yaşanılırken devam eder. Barınmaya yetecek düzeyde
bir kapalı mekanın yapılması ile bu süreç başlar.
Daha sonra bu konut ekonomik olanaklara ve
gereksinmelere göre geliştirilip, büyütülür. Oysa
bayındırlık ve yapı kurallarına göre yapılan
konutlarda süreç, önce yapı tamamlanıp sonra
yetkililerin onayı ile kullanıma açılması biçiminde
gerçekleşmektedir. Bu nedenle gecekondu yapım
süreci olağandan farklı bir süreci içeren boyut
kazanmaktadır.
Çeşitli boyutları bulunan gecekondu sorununun sadece
konut arzını arttırarak çözümlenebileceğini düşünmek
yanlış olacaktır. Bu sorunun çözümünde konut arzını
arttırma hedefinin yanısıra dört temel hedefin daha
belirlenmesi gerekmektedir.
Gecekondu dönüşüm
Gecekondu olgusunun sınıfsal boyutu, dar gelirli
kesime iyi nitelikli konut verilmesinin yeterli bir
çözüm olmayacağını göstermektedir. Bu kesime gelir
artışı, iş olanağı ve sosyal güvenlik sağlanamaması
halinde konutların niteliklerinin korunması
güçleşecektir. Böylece bu kesimler yine düşük
nitelikli konutlarda yaşamak zorunda kalacaklardır.
Bu nedenlerle gecekondu sorununun çözümünde ilk
hedef buralarda yaşayanlara gelir artışının, iş
olanaklarının ve sosyal güvencenin sağlanması
olmalıdır.
Gecekondu bölgelerinde yaşayanların içinde
bulundukları sosyo-ekonomik koşullar, onların kent
yaşamı ile bütünleşmesini güçleştirmektedir. Bu
durum gecekondu sorununa toplumbilimsel bir içerik
kazandırmaktadır. Bu nedenle sorunun çözümü kentsel
bütünleşmeyi sağlayıcı diğer önlemleri de
gerektirmektedir. Bu ise toplumsal yapıda siyasal
nitelikli bazı dönüşümleri kapsamaktadır.
Gecekondu olgusunun temelinde genellikle bağımlı
kentleşme sürecinin varlığı yatmaktadır. Bu nedenle
sorunun çözümü, kentleşme sürecini sanayileşmeye
dayalı hale getiren önlemlerin alınmasına bağlı
olmaktadır. Bu bağlamda kırdan kente göçenlerin
sanayi toplumunun gerektirdiği becerilere sahip
sanayi işçileri haline getirilmesi gerekmektedir.
Gecekondu Sorunu
Gecekondu sorununun çözümü amacıyla oluşturulacak
makro ölçekli politika hedefleri bir ülkedeki uzun
dönemli değişimleri kapsamaktadır. Birçok ülke
mevcut sosyo-ekonomik koşullarda sorunu çözebilmek
amacıyla bazı politikalar uygulamaktadır. Bu
politikalar, yıkım (tasfiye), iyileştirme (ıslah),
önleme ve yeniden yerleştirme olarak dört ana grup
altında toplanabilmektedir(25).
Gecekondu yıkımı, genellikle bu konutların yapımının
gizli ve yasa dışı eylemler kabul edilmesi sonucunda
olmaktadır Ancak zamanla bu tür konut yapımının
ülkelerin sosyo-ekonomik yapılarının bir ürünü
olduğu anlaşılınca soruna daha iyimser bir yaklaşım
getirilmiştir. Böylece bu konutların olduğu bölgeler
için hazırlanan planlar ile mevcut koşulların
düzeltilmesi yoluna gidilerek iyileştirmeler
yapılmıştır. İyileştirilmeleri çok maliyetli olan
bölgeler için, yeniden yerleştirme programları
uygulanmaya çalışılmıştır. Ancak bu uygulamanın
birçok ülkede olumlu sonuç vermediği görülmüştür.
Gecekondu oluşumlarını önleme ise" kısa dönemde
yerel yönetimlerin denetim ve yıkım işlemleri ile
olmaktadır. Uzun dönemde önleme ise nitelikli konut
arzını arttırıcı; kentleşme hızını yavaşlatıcı ve
düzenleyici önlemler ile gerçekleşebilmektedir.
|