Klasik Rant Kuramları
Klasik ekonomistlere göre çoğaltılabilen nitelikte
bir malın hem mübadele değeri, hem de mutlak değeri
onun içerdiği emek miktarı ile ölçülmektedir(l).
Buna göre değeri yaratan emektir. Çoğaltılamayan
malların değeri ise, kıtlıktan ve onları satın
alanların istemi ile gelirlerinden doğmaktadır.
Toprağın değeri (rant) ise mübadele değerinin
dışında tutulmaktadır.
Rant sözcüğü, kira anlamına gelmektedir. Kavram
olarak ise en geniş anlamıyla, bir monopol durum
veya üretimde bir doğal varlığın kullanımı söz
konusu olduğunda elde edilebilen fazla kâr
olmaktadır(2). Elde edilen fazla kâr için herhangi
bir yatırım yada katlanılan ek bir maliyet söz
konusu olmamaktadır. Bu ek kârı elde edenin kendi
dışında doğan üstünlük sağlayıcı unsurlardan
kaynaklanan bir fazladır. Geniş anlamı ile rant
kavramı, kârın özel bir biçimini tanımlamaktadır.
Üretim faktörü olan toprağın fiyatı olarak rant, bu
faktörden belirli bir süre yararlanabilmek için
ödenen bir bedeldir(3). Ancak bu bedelin toprak
üzerinde yapılan yatırımların maliyetlerini
kapsamaması gerekmektedir. Çünkü rant, toprak
faktörüne orjinal durumunda kullanılması karşılığı
ödenen bedeldir. Bu bağlamda rant, toprak
sahiplerinin hiçbir çaba göstermeden üretimden
aldıkları payı göstermektedir. Bu nedenle rantın
belirlenebilmesi için; toprak parçası üzerinde
üretilen bir ürünün üretiminde diğer faktörlerde
(emek, sermaye, girişim) kullanılmış ise, bu
faktörlerin paylarının elde edilen toplam gelirden
ayrılması gerekir.
Rant = Gelir - (ücret + kâr + faiz)
Klasik ekonomistlerden bu yana, toprak sahiplerinin
hiçbir çaba harcamadan üretimden pay almalan (rant )
ekonomik analize konu olmuştur. Bu analizlerde
genellikle rantın kaynağının ne olduğu gösterilmeye
çalışılmıştır. Bu konuda ilk kapsamlı ve tutarlı
kuram, D. Ricardo tarafından geliştirilmiştir(4).
Daha sonra ise Neo-klasikler N. Seniour'un
öncülüğünde rantın diğer üretim faktörleri gelirleri
içinde geçerli olduğunu göstermişlerdir.
Ricardo’nun Toprak Rantı Kuramı; Farklılık Rantı
Toprak rantını ilk kez ve tutarlı bir biçimde
açıklayan D. Ricardo, bu açıklamalannı toprak
verimliliklerinin farklı olduğu görüşüne
dayandırmaktadır. Bu nedenle de Ricardo'nun kuramına
farklılık rantı (diferansiyel rant) kuramı da
denilmektedir(5). Aynca Ricardo kuramını
oluştururken, üretimde azalan verimlerin geçerli
olduğunu; tam rekabet koşulları altında her bir ürün
için tek bir fiyat oluşacağmı varsaymıştır.
Malthus'un Nüfus Kuramı'nı kabul ederek, nüfus
artışının tarımsal ürün talebini arttıracağını öne
sürmüştür.
Ricardo ya göre, ilk dönemde üretime yüksek
verimlilikteki topraklar açılacaktır. Bu nitelikte
toprakların miktarı sınırlıdır. Ancak nüfus artışı
nedeniyle tarımsal ürün talebi artacaktır. Bu
durumda doğal verimliliği düşük olan toprakların
üretimde kullanılması gerekecektir. Böylece farklı
verimlilikteki topraklara göre tarımda üretim
maliyetleri birim alan için farklılaşacaktır. Tam
rekabet şartlarında piyasada her bir ürün için tek
bir fiyat oluşacaktır. Bu tek fiyat en verimsiz
toprağm üretim maliyetine eşit olmak zorundadır.
Aksi halde bu toprakta zarar sonucu üretim yapılması
sözkonusu olmayacaktır. Daha önce üretime açılmış ve
verim düzeyi yüksek toprakların ürünleri ise, üretim
maliyetinin üzerinde bir getiri sağlayacaktır.
Böylece yüksek verimlilikteki toprakların sahipleri
piyasada oluşan fiyat ile üretim maliyetleri
arasındaki fark kadar bir rant elde edecektir.
Şekilde topraklan farklı verimlilikteki üç tarımsal
işletme için üretim maliyetleri gösterilmiştir.
Şekil (a)da en yüksek verimlilikteki toprağı işleyen
(b) de daha az verimli, (c) de ise en düşük verimli
toprağı işleyen işletmelerin üretim maliyetleri
gösterilmiştir. Şekilden de görüleceği gibi
verimlilikteki azalışlarla orantılı olarak birim
maliyet (ortalama maliyet) ve marjinal maliyet
artmaktadır. Tam rekabet koşullarında fiyat (c) deki
işletmenin MR = MC eşitliğine göre Pı düzeyinde
oluşacaktır. Diğer iki işletmede ürünlerini bu
fiyattan sattıklarında (b) deki işletme ürün birimi
başına Pıfi; toplam olarak Pıdıe,fı kadar rant elde
edecektir. Şekil (a) daki P.d.e.f kadar rant elde
edecektir.
Ricardo'nun toprak rantı kuramına göre rant şu
özellikleri taşımaktadır.
- Rant, toprakların verimlilikleri arasındaki
farktan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de en yüksek
maliyetle üretim yapılan topraklardan rant elde
edilememektedir.
- Rant, verimli tarım topraklarının kıtlığından
kaynaklanmaktadır.
- Rant, üretimde bir maliyet unsuru değildir. Çünkü
rant verimsiz tarım topraklan nedeniyle maliyetteki
artış sonucu ortaya çıkmakta ve bu toprakların
ürünlerinin satış fiyatı içinde yer almamaktadır.
- Rant, verimli toprak sahipleri için hak edilmemiş
veya kazanılmamış gelir niteliği taşımaktadır.
Çünkü verimli toprak sahipleri bu geliri hiçbir
çaba harcamadan elde etmektedirler.
Mutlak Rant ve Tekel Rantı
Temelde klasik ekonomistlerden olan Marx'da rant
olgusunu ayrıntılı ve tutarlı bir biçimde
incelemiştir(5). Marx'a göre rant toprak üzerindeki
özel mülkiyet nedeniyle toprak sahibine, emek ürünü
olarak değil, doğrudan doğal varlıkların (toprağın)
kullanımı için ödenen bir bedeldir. Temel sorun bu
bedelin (rantın) kaynağının belirlenmesidir. Manca
göre özel mülkiyet temeline dayalı olarak rant üç
ayrı kaynaktan oluşmaktadır. Bunlar, toprağı işleme
tekeli; topraktaki mülkiyet tekeli; tüketicilerin
gereksinmesi ve satın alma gücüdür.
Toprağı işleme tekelinden kaynaklanan rant farklılık
(diferansiyel) ranttır. Topraktaki farklılık, doğal
üstünlüklerin yanısıra toprak üzerinde iyileştirme
çalışmaları ve yatırımlardan da oluşa-bilmektedir.
Doğal üstünlüklere dayalı farklılık rantı
Ricardo'nun tanımladığı ranttır.
Topraktaki mülkiyet tekelinden kaynaklanan rant ise
mutlak ranttır. Mutlak rant, toprak faktörünün
arzının arttırılamaması nedeniyle oluşan kıtlık
olgusundan kaynaklanmaktadır. Artan nüfusla birlikte
mevcut toprakların gereksinmeler için yetersiz hale
gelmesi ile birlikte, toprağa sahip olanlar,
fazladan bir rant elde edeceklerdir. Bu ranta aynı
zamanda kıtlık rantı da denmektedir.
|
Şekil'de toprak arzının inelastik olması durumunda
mutlak rantın ortaya çıkışı gösterilmiştir(7). 0Qı
sabit toprak arzı miktarıdır. Toprak arzı inelastik
olduğundan toprak arz eğrisi AA doğrusu biçiminde
olacaktır. Nüfus düzeyinin düşük olduğu, dolayısıyla
toprağa talebin düşük düzeylerde kaldığı dönemdeki
talep eğrisini
T1T1 göstermektedir. Bu durumda toprak arzı, toprak
talebinden büyük olacağından toprak rantı sözkonusu
olmayacaktır. Ancak nüfus artışı ile birlikte
toprağa olan talebin artışı (T2T2
talep eğrisi) toprak için rant ödemesini (0R2)
zorunlu kılacaktır. Talebin daha da artması (T3T3
talep eğrisi) rantın daha da artışına (0R3
düzeyine) yol açacaktır
Tüketicilerin gereksinmesi ve satın alma güçlerinden
kaynaklanan rant ise tekel rantıdır. Tekel rantı,
artan talep karşısında, ürünün yeniden üretimi için
gerekli koşulların yerine getirilmesinde
karşılaşılan sınırlılıklar nedeniyle ortaya
çıkmaktadır. Örneğin kent alanlarında, kent toprağı
belirli bir konuma sahip bulunmaktadır. Kent
topraklarının miktarı arttırılsa bile belirli
konumdaki toprakların miktarı artırılamamaktadır.
Bu konumdaki topraklar sahibine ortalama üzerinde
bir kazanç sağlamaktadır ki buna tekel rantı adı
verilmektedir.
Rantın Kavramsal Gelişimi ve Kent Rantı
Rantın kavramsal temelini kıtlık olgusu
oluşturmaktadır. Nitekim kıtlık olgusu, toprak gibi
diğer üretim faktörlerinde de görülebilmektedir. Bu
bağlamda da rant kavramsal olarak diğer üretim
faktörleri içinde söz konusu olabilmektedir(8).
Marshall'ın rant benzeri (quasi rent) kavramı,
Ricardo'nun farklılık rant kuramının toprak
dışındaki üretim faktörlerine uygulanması ile
ilgilidir. Buna göre rant benzeri, kısa dönemde
üretim faktörleri arzlarının inelastik olması
nedeniyle ortaya çıkan fazla kazançtır. Bilindiği
gibi çok kısa dönemde firmaların arzı inelastiktir.
Kısa dönemde ise arz, belirli bir elastikiyet
kazanmakla birlikte, genellikle inelastik kabul
edilebilir. Bu durumda kısa dönemde herhangi bir
mala olan talebin artması, inelastik arz koşulları
nedeniyle, malın fiyatının önemli ölçüde artmasına
yol açacaktır. Böylece bu malı üreten firmalar
kendi çabalan dışında fazladan bir gelir elde
edeceklerdir. Ancak bu fazladan gelir uzun dönemde
ortadan kalkacaktır. Çünkü uzun dönemde piyasaya
yeni firmalar girecek ve fiyatlar ortalama maliyete
eşitlenecektir. Toprak rantı ile benzerlik gösteren
bu rant çeşidi uzun dönemde ortadan kalkması
nedeniyle devamlılık göstermemektedir. Böylece de
devamlılık gösteren toprak rantından ayrılmaktadır.
Bu nedenle de Marshall bu rant çeşidine rant benzeri
adım vermiştir
Rantın kavramsal unsurlarından birisi de
farklılıktır. Farklılık bir çok alanda ortaya
çıkabilmekte ve fazladan kazanç elde edimine yol
açabilmektedir. Böylece farklılık temeline dayalı
bir çok rant kavramı geliştirilebilmektedir.
Yeteneklerdeki farklılık nedeniyle elde edilen
kazanç yetenek rantı; kalitedeki farklılığın
sağladığı kazanç farkı kalite rantı kavramlarıyla
açıklanabilmektedir. Tüketicinin ödemeye razı
olduğu fiyat ile piyasa fiyatı arasındaki fark
tüketici rantı; üreticinin satmaya razı olduğu
fiyat ile piyasa fiyatı arasındaki farkta, üretici
rantı kavramlarıyla açıklanmaktadır.
Kent rantı kavramına ise, tarım topraklarına
uygulanan bazı rant ilkelerinin kent topraklarına
uygulanması ile ulaşılmaktadır. Kentlerde bazı
toprak parçaları, merkezi bölgede bulunmak, yüksek
gelirli kesimin yerleşim yeri olmak gibi belirli
konumlarda bulunmaktadır. Bu kent toprakları
konumları gereği diğerlerinden çok daha fazla değere
sahip olabilmektedir. Kentlerdeki büyümeyle
birlikte bu topraklara sahip olanlar bir tekel gücü
elde etmektedir. Böylece kentlerde bir tekelci kent
rantı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca kentlerde, artan
talep karşısında çeşitli nedenlerle kent toprağının
arttırılamaması nedeniyle mutlak kent rantı olarak
tanımlanabilecek bir rant ortaya çıkmaktadır.
Kent Topraklarının Özellikleri ve İşlevleri
Bilindiği gibi ekonomik açıdan toprak, ana üretim
faktörlerinden birisidir(9). Üretim faktörü olarak
toprak "insanın üretim esnasında doğada hazır
bulduğu yada doğanın üretim için kendisine
kazandırdığı tüm yararlı öğeleri" içermektedir. Bu
öğeler mal ve hizmet üretiminde kullanılan her çeşit
toprak (tarımsal topraklar, konut, işyeri, sanayi
yerleşim alanları v.b. kullanımlar) ile yeraltı
(madenler, petrol yatakları, yeraltı sulan v.b.)
yerüstü (ormanlar, akarsular, denizler, göller v.b.)
kaynaklandır.
Bir üretim faktörü olarak toprağın en önemli
özellikleri, miktarının sınırlı olması; başka bir
yere taşınmasının ve çoğaltılmasının olanaksız
olmasıdır. Bu özellikleri bağlamında da toprak makro
ölçekte, kıt bir kaynak niteliği taşımaktadır. Ancak
belirli kullanımlar için toprak arzı, bedeli ödenmek
koşulu ile esnek bir nitelik kazanmaktadır.
Kent topraklan, genel anlamda toprak olmanın
ötesinde belirli özelliklere sahip bulunmaktadır.
Bu özellikler, kent topraklarının sahiplerine veya
kullanıcılarına yönelik bazı işlevleri yerine
getirmesine olanak sağlamaktadır.
|