Toplanma Ekonomileri ve İşletmelerin Yer
Seçimi Kararları
Bir ülkede kentleşme sürecinin dengeli veya dengesiz
gerçekleşmesinde işletmelerin yer seçim kararlan
önemli bir yer tutmaktadır. Bu seçim kararlarının
işletmelerin kendilerini ilgilendiren yönleri kadar,
bölge kent ölçeğindeki oluşumları da ilgilendiren
yönleri bulunmaktadır. Bölgelerarası gelişmişlik
farklarının ve çevresel sorunların ortaya
çıkmasında ve artışında işletmelerin yer seçim
kararları etken bir rol oynayabilmektedir.
İşletmeler yer seçim kararlarını verirken, bir çok
etmeni dikkate alarak, uzun vadede kendilerine en
fazla avantaj sağlayacak yeri belirlemeye
çalışırlar. Bu yer seçiminde işletmenin önsel ve
gerisel bağlantılarının olduğu işletmelerin
bulunduğu yerleşim yerleri önem kazanmaktadır.
Çünkü işletme aynı endüstrinin işletmeleri ile
birarada bulunma nedeniyle bazı dışsal faydalar elde
edebilmektedir. Benzer şekilde, birçok endüstrinin
çok sayıda işletmesinin birarada bulunması daha
fazla dışsal fayda yaratılmasına yol
açabilmektedir. İşletmelerin yer seçim
kararlarında, toplanma faydalan kadar, mamul yada
hammaddenin taşıma maliyetlerinin azaltılması da
önem kazanmaktadır. Bu bağlamda ana ulaşım kanalları
yakınındaki alanlar yer seçiminde önemli olmaktadır.
Gelişmiş ülkelerin sanayileşme süreçlerinde
işletmelerin kendiliklerinden belirli bölgelerde
yoğunlaşarak dışsal faydalardan yararlanma yoluna
gittikleri görülmektedir. İşletmelerin belirli bir
alanda toplanmasıyla oluşan üretim bölgelerine
"Sanayi Bölgeleri" adı verilmektedir. Sanayi
bölgelerinin ilk örneği, XIX. yy in ilk yarısında
Kuzey Amerika'da tekstil işletmelerinin yoğunlaştığı
bölgede görülmüştür. Daha sonra bu tür bölgenin
benzerleri, gerek bölgesel dengesizlikleri gidermek
gerekse kent sorunlarını çözebilmek amacıyla diğer
gelişmiş ülkelerde de oluşturulmuştur. Organize
sanayi bölgesi olarak adlandırılan bu oluşumlar daha
sonra gelişmekte olan ülkelerde de görülmeye
başlamıştır.
Toplanma Ekonomileri ve Kuruluş Yeri Seçimi
Toplanma ekonomileri (agglomeration economies)
nüfusun ve ekonomik etkinliklerin belirli bir alanda
yoğunlaşmasıyla oluşan etkilerdir(2). Bu yoğunlaşma
bir yandan işletmelerin ürünlerine talebi arttırarak
üretim ölçeğinin büyümesine yol açarken, diğer
yandan üretim maliyetlerini etkileyerek firma ölçeği
üzerinde etkili olmaktadır. Bu bağlamda toplanma
ekonomileri ölçek ekonomileri ile yakından ilişkili
hale gelmektedir.
Ölçeğe Göre Toplanma Ekonomileri
Toplanma ekonomileri ölçeğe göre üç ana gruba
ayrılmaktadır). Bunlar; içsel ekonomiler (internal
economies); dışsal ekonomiler (external economies)
ve kentleşme ekonomileri (urbanization economies)
dir.
İçsel Ekonomiler
İçsel ekonomiler; bir üretim biriminin üretim tesis
ölçeğinde meydana gelen değişmelerle ortaya çıkan
etkilerdir. Firmalar uzun dönemde değişen piyasa
koşullarına göre, üretim tesis ölçeğinde gerekli
değişiklikleri yapabilme olanağına sahiptir. Üretim
tesis ölçeğindeki bu değişmeler üretimde farklı
oranlarda değişmelere yol açabilmektedir. Bu olguya
üretimde "ölçeğe göre getiri" adı verilmektedir).
Eğer üretim tesis ölçeğindeki artış oranı ile
üretimdeki artış oranı aynı ise, "ölçeğe göre sabit
getiri" hali sözkonusudur. Eğer' üretimdeki artış
oranı ölçekteki artış oranından büyük ise "ölçeğe
göre artan getiri" hali, aksi durumda ise "ölçeğe
göre azalan getiri" hali sözkonusudur.
Bir firmanın ölçeğe göre getiri durumu o firmanın
maliyet koşullarını belirlemektedir. Ölçeğe göre
artan getiri hali ortalama maliyette azalmaya,
azalan getiri hali artışa, sabit getiri hali ise
ortalama maliyetin aynı kalmasma yol açmaktadır.
Firmaların ölçeğe göre getiri hallerinin oluşmasında
içsel ekonomiler önemli rol oynamaktadır.
İçsel ekonomiler olumlu veya olumsuz olarak ikiye
ayrılmaktadır, Olumlu içsel ekonomiler, üretim
maliyetinde azalmalara yol açarken, olumsuz dışsal
ekonomiler üretim maliyetlerinde artışa yol
açmaktadır. Olumlu içsel ekonomiler genellikle firma
içinde işbölümü ve uzmanlaşmanın artışından ortaya
çıkmaktadır. Ancak firma ölçeğinin optimalden daha
fazla büyümesi yönetim güçlükleri vb. olumsuzluklara
yol açmaktadır. Böylece içsel ekonomiler üretim
maliyetlerinde artışlar yaratmaktadır
İçsel ekonomilerin kentlerin gelişmesi ile doğrudan
bir ilişkisi bulunmamakla birlikte, bu ilişki
belirsizde olsa kurulabilmektedir. İçsel ekonomiler
ile kent gelişmesi arasındaki ilişkinin en iyi
örneğini şirket kasabalarının (company tovvns)
gelişmesi vermektedir. Bu örnek firmanın üretim
kapasitesinin artışı ile kasaba nüfusunun artışı
arasındaki doğrusal ilişkiyi göstermektedir. Bu
ilişki firmanın büyümesinin yarattığı istihdam
olanaklarıyla ortaya çıkmaktadır.
2. Dışsal Ekonomiler: (İşletme Yeri)
Dışsal ekonomiler firmaların birbirleriyle olan
ilişkilerinden (önsel ve gerisel bağlantılarından)
ortaya çıkan etkilerdir(6). Bu etkiler endüstri
ölçeğinin büyümesi nedeniyle olumlu olabileceği
gibi, olumsuz da olabilmektedir. Olumlu dışsal
ekonomiler, firmanın üretim maliyetlerinde azalmaya
yol açarken, olumsuz dışsal ekonomiler üretim
maliyetlerinde artışa neden olmaktadır.
Olumsuz dışsal ekonomiler, işletmelerin belirli bir
alanda aşın yoğunlaşması sonucu, birbirlerine zarar
vermeleriyle oluşabilmek-tedir(7). Ulaşım,
haberleşme, elektrik enerjisi, su, kanalizasyon v.b.
altyapı hizmetlerinin yetersizliği olumsuz dışsal
ekonomilerin oluşumunda önemli bir rol
oynamaktadır.
Olumlu dışsal ekonomiler, diğer firmaların
etkinliklerinden ve kamusal etkinliklerden sağlanan
dışsal ekonomiler olarak iki ana gruba
aynlabilmektedir(8). Diğer firmaların
etkinliklerinden sağlanan dışsal ekonomiler yoluyla
elde edilen faydalar şunlardır;
-Satın alınan yarı mamulden sağlanan dışsal
ekonomiler
-Kalifiye eleman sağlama kolaylıkları.
-Pazarlama avantajları.
Kamusal etkinliklerden sağlanan dışsal ekonomiler
ise altyapı hizmetleri ile vergi ve teşvik
önlemlerinden kaynaklanmaktadır.
Firmalar arası ilişkilerden kaynaklanan dışsal
ekonomilerin tipik bir örneğini, endüstrinin
genişlemesi nedeniyle bir firmanın malın belirli bir
parçasının üretiminde uzmanlaşmasında görmek
olasıdır(9). Bir yerde aynı malı üreten endüstri
genişlediğinde, bir firma nihai malın sadece bir
parçasını yaparak, bu parçanın üretiminde
uzmanlaşabilir. Bu uzmanlaşma, firmanın üretim
ölçeğindeki büyümeyle birlikte üretim maliyetlerinde
azalışa yol açabilir. Bu maliyet azalışı aynı
zamanda endüstrinin nihai ürününün maliyetlerini de
azaltabilecektir. Şekilde uzmanlaşma yoluyla ortaya
çıkan maliyet azalışı gösterilmiştir. Şekilde TAC
eğrisi, firmanın toplam (nihai ürün) ortalama
maliyet eğrisidir. AC ise uzmanlaşılan ürünün
ortalama maliyet eğrisidir. AC eğrisinin çiziminde
ölçeğe göre artan getiri halinin olduğu
varsayılmıştır. Bu nedenle AC eğrisi sol yukarıdan
sağ aşağıya azalan bir yönelim göstermektedir.
Şekilden de görüleceği gibi firmanın Oqı üretim
düzeyindeki toplam ortalama maliyeti OCı dir.
Uzmanlaşılacak ürününü ortalama maliyeti ise 0C3
dür. Eğer firma belirli bir parçanın üretiminde
uzmanlaşır ve tüm endüstrinin gereksinmesini
karşılayacak olursa firmanın toplam üretimi 0q2'ye
ulaşacaktır. Uzmanlaşılan ürünün toplam üretimi 0q2'ye
yükseldiğinde ise ürünün ortalama maliyeti 0C4'e
azalacaktır. Böylece uzmanlaşılan ürünün ortalama
maliye-tindeki azalış TAC'yi TACı e azaltacak ve
nihai ürününün ortalama maliyeti 0C2'ye
düşecektir. Bu düşme tüm endüstrinin yararlandığı
dışsal ekonomileri ortaya çıkaracaktır.
Chinitz dışsal ekonomilerin sadece ölçek ile ilgili
olmayıp, aynı zamanda endüstrinin yapısı ve piyasa
koşullan ile de ilgili olabileceğini belirtmektedir.
Chinitz'e göre rekabetçi koşulların geçerli olduğu
piyasalarda ve endüstriyel yapıda dışsal ekonomiler
daha yaygınlaşmaktadır. Örneğin rekabetçi
koşullarda, oligopol koşullarına oranla daha fazla
girişimci vardır ve daha çok girişimci endüstriye
girebilme olanağına sahiptir. Ayrıca rekabetçi
koşullardaki küçük firmaların kendi bölgelerinde
daha fazla borçlanma olanağı bulunmaktadır. Diğer
yandan bir yerde endüstriye hakim nitelikli bir
firmanın bulunması orada yardımcı hizmetlerin
gelişmesini de etkilemektedir. Çünkü büyük firmalar
bu hizmetleri kendi iç bünyelerinde karşılamaktadır.
Böylece küçük firmalarında bu hizmetleri kendi
bünyelerinde oluşturma zorunluluğu ortaya
çıkmaktadır. Bu da bu firmaların maliyetlerini
arttırmaktadır.
3. Kentleşme Ekonomileri
Kentleşme ekonomileri, nüfusun ve ekonomik
etkinliklerin belirli bir alanda yoğunlaşması
nedeniyle firmaların elde ettikleri faydalar veya
kayıpları içermektedir(ll). İşletmelere en güçlü
toplama avantajlarını sağlayanlar bu tür
ekonomilerdir. Bu tür avantajlar kent merkezlerinde
daha büyük olduklarından genellikle bu ekonomilere
kentleşme ekonomileri adı verilmektedir(12). Bu tür
ekonomiler,
- Büyük bir piyasanın oluşmasını;
- Emek piyasalarındaki gelişmeleri;
- Ticari ve finansman kurumlan ile bankaların
varlığı nedeniyle daha ucuz sermaye elde edimini;
- Ulaşımdaki iyileşmeleri;
- Muhasebe, danışmanlık, reklam şirketleri gibi
uzmanlaşmış hizmet birimlerinden kolayca
yararlanabilme olanaklarım;
- Sosyal ve kültürel etkinlikler ile boş zamanlan
değerlendirebilmek için olanakların varlığını;
- Kamu hizmetlerinde ölçek ekonomilerinin ortaya
çıkışını;
- Özellikle de artan talep ile birlikte enerji
maliyetlerindeki azal-malan;
kapsamaktadır.
Kentleşme ekonomileri, belirli alanlarda
yoğunlaşmayı sağlarken, kentlerdeki aşırı
yoğunlaşma olumsuz dışsal ekonomilerin ortaya
çıkmasına ve artmasına neden olabilmektedir(13).
Kent bölgelerindeki aşırı yoğunlaşma, arazi
fıyatlannda artış, ücret artışları, altyapıdaki
yetersizlikler, trafik tıkanıkları gibi olumsuz
ekonomilere neden olabilmektedir. Bu tür
ekonomilerin ortaya çıkışı kent bölgelerinin
çekiciliğini azaltırken; kentleşme ekonomilerinin
sınırlarını
belirlemektedir. Bir kent bölgesinde bu tür olumsuz
kentleşme ekonomilerinin ortaya çıkması,
toplanmanın alt kentlere yönelmesine yol açmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı gibi
kentleşme ekonomileri ile dışsal ekonomiler
arasında bir ayırım yapmak güçtür. Ayrıca, önsel ve
gerisel bağlantıların ölçümünde, ulaştırma
maliyetlerinin hesaplanabilmesine rağmen, toplanma
değişkenleri, endüstriyel büyümenin küçük bir
oranını açıklamakta ve genellikle de önemsiz
kalmaktadırlar. Bu durum toplanma ekonomilerinin
önemsiz olduğunu ifade etmez, ancak onların
belirlenmesi son derece güçtür. Örneğin iletişim
ekonomileri fiziksel malların ulaşımından çok daha
önemli olabilir. Özellikle de bu önem büyük
metropoliten alanlarda yoğunlaşan hizmet sektörü
(bankacılık, finansman kurumlan, vb.) için daha da
artmaktadır. Örneğin Bergsman ve arkadaşlarınca
yapılan çalışma, büyük kentlerde hizmet sektöründe
nüfus başına yaratılan istihdamın küçük kentlere
oranla iki kat olduğunu ortaya koymuştur(15),Bu
toplanmanın piyasa talep faktörleri (tüketicilerin
büyük kentlerde işletme hizmetleri için
yoğunlaşması) veya ekonomik işlevlerin hiyerarşik
kademelenmesi gibi tüm alternatif açıklamaları,
kullanılabilir iletişim ve bilgi kaynaklarının
işletmeleri merkezlere çektiğini göstermektedir.
Özetle toplanma ekonomilerinin mevcut tanımlan gerek
açıklama gerekse ölçüm konularında yetersiz
kalmaktadır. Örneğin dışsal ekonomiler sadece
işletmelere ilişkin bir tanımlamayı kapsarken,
tüketicilerle ilişkili dışsal ekonomileri göz ardı
etmektedir. Ayrıca kentleşme ekonomilerini dışsal
ekonomilerden ayrılmasında bazı güçlükler
bulunmaktadır. Bu nedenle toplanma ekonomilerini
başka bir açıdan ele almak gerekmektedir.
Etkilenen Gruba
Göre Toplanma Ekonomileri
Toplanma ekonomilerinin yukarıda açıklanan ve
ölçümüne i-lişkin sorunlannı aşabilmek amacıyla
Richardson farklı bir sınıflandırmaya gitmektedir.
Bu sınıflandırmaya göre, toplanma ekonomileri, aile
(household) iş (business) ve sosyal (social)
toplanma ekonomileri olarak ayrılmaktadır.
Toplanma ekonomilerinin aile ve işletmeler
bakımından ayırımında temel hareket noktasını,
aileleri belirli bir olanda yoğunlaşmaya iten
nedenlerle, işletmeleri yoğunlaşmaya iten nedenlerin
birbirinden çok farklı olduğu görüşü
oluşturmaktadır. Bu bağlamda tüketim dışsallıkları
ile üretim dışsallıklan arasında bir farklılığın
olduğu ortaya konulurken bu iki grup dışsallığın
mekandaki etkilerinin farklılığına da dikkat
çekilmektedir. Böylece de ailelerin yer seçim
kararlan ile işletmelerin yer seçim kararlarının her
zaman uyumlu olmayacağı ileri sürülmektedir.
Sosyal toplanma ekonomileri hem aileler hem de
işletmeler tarafmdan birlikte elde edilen yararları
tanımlamaktadır. Bu tür yararlar iki biçimde ortaya
çıkabilmektedir. Sosyal toplanma ekonomilerinin
birinci ortaya çıkan biçimi, kamu hizmetlerinde
verimlilik artışıdır. Örneğin ulaşım
olanaklarındaki gelişmeler, enerji maliyetlerinde
azalmalar vb. iyileşmeler hem ailelerin hem de
işletmelerin yaranna olmaktadır. Sosyal toplanma
ekonomilerinin ikinci ortaya çıkışı, kentin
yenilikler ve buluşlar için uygun bir ortam haline
gelmesidir. Bu durumda kentteki tüm birimler
gelişmelerden yararlanmaktadır.
İşletmelerin Toplanmadan
Sağladığı Yararlar
İşletmeler yer seçim kararlarını verirlerken,
seçilen mekanda, malın üretim maliyetini ve
pazarlanabilme olanaklarını dikkate almak,
durumundadırlar. Malın üretim maliyetinin azalması
ve pazarlama olanaklarının artmasında toplanma
önemli bir işlev görmektedir. Ancak işletmelerin
yer seçim kararlarında toplanmadan sağlanan
faydalar kadar hammadde, emek v.b. girdilere yakın
olmada önemli bir yer tutmaktadır. İşletmelerin yer
seçim kararlarında ilgili etkenler arasında bir
denge oluşturabilmesi için, diğer işletmelere yakm
bir mekanda bulunmadan (toplanmadan) sağlayacağı
yararları bilmesi gerekmektedir.
Nüfusun ve ekonomik etkinliklerin belirli bir
mekanda toplanması, işletmelere; yerel piyasanın
büyümesi; ulaşım olanaklarının gelişmesi;
tamamlayıcı sektörlerin oluşması; emek piyasasının
büyümesi; fınansal ve ticari kuruluşlar ile
yardımcı hizmetlerin artması, bilgi iletişiminin
kolaylaşması; sosyal ortamın gelişmesi;
yeniliklerin ve buluşların artması yolları ile
faydalar sağlamaktadır. Oluşan bu faydalar
işletmelere üretim maliyetlerinde azalma; pazarlama
olanaklarında artış ile birlikte kârlılıklarını
arttırabilme olanağı sağlamaktadır.
Nüfusun ve ekonomik etkinliklerin belirli bir
mekanda toplanması yerel piyasaların potansiyel
büyüklüğünü arttırmaktadır. Piyasanın bu büyümesi
bir yandan mamul ürünün taşınması maliyetlerindeki
azalma yoluyla, üretim maliyetlerini, diğer yandan
da pazarlama maliyetlerini azaltabilecektir. Ayrıca
piyasanın büyümesi, talep artışı yoluyla daha büyük
ölçekli üretime yol açabilecektir. Büyük ölçekli
üretim uzmanlaşma ile birlikte verimlilik artışına
ve böylece de üretim maliyetlerinde azalmalara yol
açabilecektir.
Toplanma, bir kamusal hizmet olan ulaşım
altyapısında da gelişmelere yol açmaktadır. Alandaki
yoğunlaşma ile birlikte ulaşım talebindeki artış,
ulaşım altyapısının geliştirilmesini gerekli
kılmaktadır. Nitekim bir çok ülkede karayollarının
genişletilmesi, demiryollarının yapımı,
havaalanlarının açılması belirli bir nüfus
büyüklüğünü aşan yörelerde olmaktadır.
Belirli bir mekanda işletmelerin yoğunlaşması,
tamamlayıcı nitelikteki üretim ve hizmet
birimlerinin kurulmasına yol açmaktadır. Böylece
nihai ürünün belirli bir parçasının uzman bir
kuruluşça üretilmesi üretim maliyetlerini
azaltmaktadır. Ayrıca işletmelerin kendi
bünyelerinde yüksek maliyetler ile elde edebileceği
danışmanlık v.b. hizmetleri, bu konudaki uzman
kuruluşlardan elde etmesi önemli maliyet azalışları
yaratmaktadır. Bu tür uzman hizmet kuruluşları da
toplanmanın olduğu mekanlarda daha çabuk
gelişmektedir.
Toplanma, emek piyasasının kurumsal gelişmesinin
yanısıra kalifiye işgücününde artışını
sağlayabilmektedir. Özellikle de belirli bir
sanayinin geliştiği mekanlarda vasıflı işgücü temini
kolaylaşmaktadır. Toplanmanın benzer bir diğer
etkisi de ticaret ve sanayi odaları v.b. meslek
örgütlerinin kuruluşuna zemin hazırlamasıdır. Bu
örgütler üyelerine yardımcı olacak bir çok hizmeti
sunmaktadır.
Toplanma ticaret ve finansman kuruluşları ilgili
mekana çekmektedir. Gelişen bu ekonomik ortam ile
birlikte, sosyo-kültürel olanaklardaki artışta
yetenekli yöneticilerin ve girişimcilerin bölgeyi
tercih etmelerine yol açabilmektedir. Böylece
bölgede vasıflı işgücünün yanısıra, yetenekli
yönetici ve girişimcilerde artmaktadır.
Toplanmanın yoğun olduğu yerlerde iletişim ve
haberleşme olanaklarının geliştiği görülmektedir. Bu
gelişmeler üreticilerin bilgiyi daha kolay elde
temellerine yol açmaktadır. Bilgi akışındaki
kolaylıklar teknolojik gelişme ve yeniliklerde
artışa yol açmaktadır.
Böylece teknik yenilikleri araştırma, geliştirme,
uygulama ve yayılmasına ilişkin kurumsal
örgütlenmelerde kolayca gerçekleşebilmektedir.
|