Kredi Kartlarının Enflasyona Etkisi
Yukarıdaki bölümlerde kredi kartlarının harcamaları
artırıcı etkisi olduğunu belirtmiştik. Plastik
kartların piyasada yaygın kullanımının fiyatlar
genel seviyesini yükselttiği yönünde fikirler
vardır.
Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli tırmanışlar,
enflasyon diye ifade edilen iktisadi bir hastalığı
dile getirmektedir. Fiyatlar genel düzeyindeki bu
artışların ilk alevlenişi bazen aşırı talepler bazen
ücret ve maaş artışlarından kaynaklanabilmektedir.
İlkine talep enflasyonu ikincisine de maliyet
enflasyonu denilmiştir. Enflasyon üzerine
geliştirilen kurumsal ilkeler, hep bu iki temel
kaynak üzerine yorum ve açıklamalarda
getirilebilmişlerdir. Fiyat tırmanışlarının ilk
ayağı nereden gelirse gelsin toplumda her kesimi
rahatsız etmiş ve zarar vermiştir. Fiyatların
kontrol altında tutulması binlerce yıldan bu yana
birçok temel prensibe dayanmıştır. Toplumlardaki
gereksinmeler arttıkça ödeme türleri çoğaldıkça ve
dış ekonomik ilişkiler gelişip ekonomilere yerli
para yanında değişik çıkışlı paralar girmeye
başlayınca, kullanılan prensiplerin sayılarını da
artırmak gerekmiştir. İlk prensipler arz ve talep
dengesinin korunması, devlet bütçesinin denk
kılınması ve ödemeler dengesinin sağlanması gibi
temellere dayanmıştır. Ancak ekonomik düzen daha
fazla ölçülerde karmaşık hale geldikçe bu temel
kontrol ilkelerine başkalarını da katmak gerekmiştir
Bir kere bu çok yönlü işlemin görüntüsüne
baktığımızda şu araçlarla karşı karşıya kalmaktayız.
Yurt içinde üretilen binlerce tür mallar (1), yurt
dışında üretilip yurda gelmiş mallar (2), bu
malların birbirleriyle mübadelelerini sağlayacak
ödeme vasıtaları (para, döviz, çek, senet, diğer
kıymetli kağıtlar, kredi kartları) (3), malların
mübadelesi için devletin para basma hükümranlığı
yani emisyon hakkı ve bu hakkı kullanırken dengeyi
sürekli izleme (4), Devlet kavramı içinde ve ülkenin
yönetiminde kamu gider ve gelirlerinin denkliğinin
muhafazası (5), çoğalan dış ekonomik ilişkilerde
yurda giren ve çıkan yabancı paraların sistem içinde
değerlendirilmesi ve izlenmesi (6), kamunun iç
borçları (7), kamunun dış borçları (8), özel kesimin
dış borçları (9), transit işlemler (10), bankaların
yarattığı paralar (11) diğer fınans kuruluşlarının
parasal işlemleri ve bunların hacmi (12). Yukarıda
görüldüğü üzere sayılan bu on iki adet parametreyi
belki birçok kalem daha artırmak mümkündür. Ne var
ki hepsi de hareket halinde olan bu parametreler
arasında harmani bir ahenk kurmak gerekmektedir.
Dikkat edilecek olursa bu araçlara parametre ifadesi
kullanıldı. Parametreler, matematikte bir sabitler
alt değişkeni olup ne değişkenler sık sık değişirler
ne de sabitler gibi aynı kalırlar, ancak
parametreler duruma göre, zaman zaman değişen veya
değiştirilen öğelerdir.
Kredi kartı hamilleri mal ve hizmet alımında kredi
kartlarını kullanmaları durumunda bu işlemlerden
dolayı işyerine ya da bankaya borcunu son ödeme
tarihinde ödemesi kaydıyla herhangi bir ücret,
komisyon ya da faiz adı altında herhangi bir ödenti
yapmamaktadırlar. Hatta yapılan işlemlerin bedelini
ortalama bir aya yakın bir süre sonra
ödemektedirler. Bu işlem nedeniyle kart kabul eden
banka üye işyerinden en az takas komisyonu kadar bir
komisyon almakta ve aldığı bu komisyonun takas
komisyonu kadar kısmını kredi kartını çıkaran
bankaya yani kart sahibinin bankasına ödemektedir.
Kart kabul eden banka, sözleşmede anlaşılan
komisyonu kesip işlem tutarını işyerine öder, takas
işlemlerinden sonra da bu bedeli kart hamilinin
bankasından komisyonu düştükten sonra tahsil eder.
Kısaca açıklanan bu işlemde en avantajlı kart sahibi
olmaktadır. Çünkü bir aylık bir dönem kadar faizsiz
kredi kullanmış olmaktadır. Yapılan işlemden en
zararlı çıkan işyeridir. Zira bankaya bir komisyon
ödemiştir. Özellikle düşük kar marjı ile çalışan
işyerleri kartlı işlemlerden zarar etmemek için bunu
fiyatlara yansıtma yoluna gitmektedirler. Kart
hamilinden bu komisyonu almak ülkemizde petrol
istasyonları hariç diğer işyerleri için yasaklanmış
bulunmaktadır. Şayet işyerleri sözü edilen komisyonu
fiyatlara yansıtırlarsa enflasyonu artırıcı yönde
etkiler olabilecektir.
Kredi kartları ile harcama eğiliminin artışının aynı
zamanda enflasyonist etkiler yarattığı da öne
sürülmektedir. Zira, paranın dolaşım hızının artışı
para miktarı artmasa bile, diğer koşullar veri iken,
enflasyonu artırabilecektir. Ülkemizde politika
yapıcıları hazırladıkları enflasyonla mücadele
politikalarında göz önünde bulundurmaları gereken ve
fakat 8-9 yıllık bir geçmişe sahip olmalarına karşın
son yıllarda önemli ölçüde yaygınlaşan ve yeni
olmaları nedeniyle de gözden kaçan iki konu vardır.
Bunlar;
-Repo ve ters repo işlemleriyle swap, fonvard,
options gibi türev ürünlerin mevduat karakterli
olarak ve asıl amaçlan dışında kullanılması
durumunda enflasyonist etkilerde bulunmaları,
-Kredi kartları ve tüketici kredilerinin efektif
talebi körükleyen ve kaydi para yaratarak enflasyonu
artırma şeklinde olumsuz etkilere sahip olmalarıdır.
Ödeme vasıtalarının sayısı, elli yıl önceye kıyasla
artmıştır. Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını
sürdürmesi, dar (Mİ) ve geniş anlamda (M2) para
arzını kısıtlaması veya kontrol altında tutması,
fiyatlar genel seviyesini sınırlı ölçüde
etkilemektedir. Kredi kartları tüketiciye büyük bir
mal talebi cüreti kazandırmaktadır. Üstelik bu
kartların yurtdışında kullanılabilenleri ülke
içindeki döviz dengesine de yansımaktadır. Bu
kartların üstelik banka hesabınızda para yoksa
krediye dönüştürülebilenleri yaygın alım gücü
zincirini sınırsız boyutta yaymaktadır. Taksitli
satış kampanyaları bu talebi ayrıca
genişletmektedir. Hızlı nüfus artışı ve nüfus kesiti
içinde gençlerin çoğunlukta oluşu bu aracın yüksek
kullanılmasına yol açmaktadır. O halde yeterli mal
arzının bulunmadığı bir bilanço, aktiflerine pozitif
yazarken, ekonomide fiyatları yukarı iten bir ivme
kazandırmaktadır.
Plastik kartlar ekonomide para arzı arttığında
toplam talep artmakta bu da üretim imkanları
yetersiz ya da üretim sistemi tam kapasitede
çalışıyorsa enflasyonist eğilimler çoğalacaktır.
Kredi kartları borçlanma imkanlarını genişletmek
suretiyle toplam talebin artması sonucunu doğurur,
şayet ülkedeki fiyat istikrarsızlığı "üretim
yetersizliği - talep fazlalığı" yönü ağır basan ve
talep enflasyonu denebilecek bir yapısal özellikte
ise kredi kartlarının yaygınlaşması enflasyonu daha
da yükseltici etki doğurabilir. Enflasyonun
karakteri maliyet ve ithalat ağırlıklı bir yapıya
sahipse bu etki zayıflamış olur. Kredi kartları
tüketim kalıplarının zorlanmasını ve hatta yeni
kalıpların ortaya çıkmasına yol açarak "gösteriş
etkisi" ve göstermelik tüketimi" kamçılayabilir.
Sosyal yapı ile değişik gelir gruplarının tüketim
kalıpları ve alışkanlıkları arasındaki ilişki bu
etkinin boyutlarını belirler.
Türkiye'de fiyat istikrarsızlıklarının önemli bir
nedeni üretim yetersizliği ya da aşırı talepten
kaynaklanmaktan çok üretim girdi maliyetleri ile
ithal mamullerin ham madde, yarı mamulleri ve
yatırım mallarının fiyatlarının yüksek olması ve
birçok konuda dışa bağımlılıktır.
Kredi kartlarının yaygın kullanılması halinde ülkede
fiziki para kullanımı azalacak dolayısıyla kağıt
para yıpranmasının maliyeti artacak ve banknot
üretiminde kullanılan kağıdın daha az ithal edilerek
ülke dışına döviz çıkmamış olacaktır.
Kredi kartı kullanımının fiyatları yükseltici etki
yaptığı şeklinde bir görüş vardır. Buna karşılık
kredi kartlarının çek tahsili için ödenen masrafları
düşürmesi nedeniyle perakendecilerin maliyetini bile
azalttığı söylenebilir. Bu konuda yapılan
çalışmalardan biri Inter-Bank Research Organisation
tarafından gerçekleştirilmiştir. Belirli mallarda
oluşan bir sepetteki fiyatlar kredi kartı kabul eden
mağazalar ile kabul etmeyenlerde kıyaslanmıştır.
Perakende fiyatlarda büyük farklar bulunmasına
karşılık farkların kredi kartından geldiğine dair
açık bir eğilim tespit edilememiştir. Buna karşılık
düşük değerli mallarda mağazaların müşteri çekmek
için kredi kartı kabul etmelerine ihtiyaç yoktur ve
nakit ödeyen müşterilerinden yeterli satış hacmi
elde edebilirler. Diğer yandan yüksek değerli
malları satan mağazalar kredi kartı kabulü ile yeni
müşteri yaratabilmektedirler. Bu nedenle yüksek
değerli mallarda düşük fiyat ve kredi kartı kabulü
ile yeni müşteri çekilmesi arasında korelasyon
bulunmaktadır. Bu konu üzerinde başka bir çalışma
ABD'de Federal Reserve System tarafından 1983
yılında gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma kredi
kartları ile satışların artışı arasında tutarlı bir
ilişki bulamadığı gibi kredi kartlarının fiyatlar
üzerindeki etkisinin % 1 'den daha az olduğunu
bulmuştur.
Kredi kartı kabul edilmesi ile fiyatların yüksek
olması arasında bir bağlantı mantık olarak doğru
değildir. Kredi kartı kabulünün temel amacı işlem
hacminin artırılmasıdır. Bugün aynı mal ve hizmeti
satan kredi kartı kabul eden yer olduğu gibi kredi
kartı kabul etmeyen işyerleri de bulunmaktadır.
Serbest rekabet koşullan altında tüketicilerin
fiyatı oldukça yüksek olan ancak kart kabul eden
işyerini tercih etmelerinin imkanı bulunmamaktadır.
Kredi kartı kullanımının enflasyon üzerindeki
etkisini iki yönlü olarak düşünmek gerekmektedir.
Kredi kartı hamillerine paraya sahip olmaksızın
tüketim yapabilme olanağı sağlaması nedeniyle talebi
artırıcı yönü bulunmaktadır. Ters taraftan
bakıldığında ise, kredi kartlarının kullanılması ile
piyasada nakit sirkülasyonu azalmaktadır. Bu durumda
da nakit paranın azalmasının enflasyona etkisi
düşünüldüğünde kredi kartlarının enflasyonu azaltıcı
etkisi olduğu da söylenebilecektir.
Sonuç olarak, plastik kartların genel olarak
fiyatlar genel seviyesini çok az olarak yukarıda
belirtilen koşullar altında artırıcı yönde
etkilediğini söyleyebiliriz. Ancak "kredi kartları
enflasyonu artırır" şeklinde bir saplantıya asla
kapılmamak gerekir. Kredi kartlarının olumlu yönleri
yanında bu konunun sözünü dahi etmek anlamsızdır.
|