Osmanlı Devletinde Bankacılık Sistemi
Avrupa’da gerçekleşen sanayi devrimi ve onun devlet politikası
haline getirilmesi ile para ve finansman talebi
büyük ölçüde artmıştır. 18. yüzyılın başından
itibaren özellikle büyük sanayi işletmelerinin
haftalık ve günlük ihtiyaçlarına cevap verecek bir
banka sisteminin kurulması gerekiyordu.
Dolayısıyla bu gelişmelerle Avrupa’da bankacılık
sistemi Osmanlı’dan çok daha önce yerleşmiştir.
Bankacılık, 19. yüzyılda ülkeye giren yabancı
sermayedarlar açısından ikinci en büyük yatırım
alanı olarak görülmüştür. Osmanlı İmparatorluğu’nda
bankacılık İstanbul’un fethi ile başlayan bir
süreçtir. İstanbul’un fethi, Avrupa ekonomisi ile
Osmanlı Devletinin ve insanının tanışmasını
sağlamıştır. Fatih Sultan Mehmet, Galata’daki
bankerler ile Venedik ve Cenova bankalarının
temsilcilerinin kanunlarına riayet etmek ve gerekli
vergileri ödemek şartıyla ülkesinde mesleklerini
icraya devam edebilecekleri yolunda bir ferman
yayınlamıştır. Bu gelişmelerle birlikte ancak 1845
yılında Banque de Constantinople (İstanbul Bankası
olarak anılacaktır) kurulmuştur. Fakat bunun gerçek
anlamda bir banka olduğu öne sürülemez, zira
yatırılmış sermayesi yoktu.
Ancak, dış ticaret açıkları, faiz hadlerinin yüksekliği gibi
nedenlerle 1850 yılında İstanbul Bankası kapandı.
Bunun neticesinde bu bankanın büyük çaba ve
başarısıyla 110 kuruşta bir istikrar göstermiş olan
İngiliz lirası, ilk ağızda 139 kuruşa çıkmış, kısa
bir süre sonra da 150 kuruşu bulmuştu. Kısa bir süre
sonra 1856 yılında da Ottoman Bank kurulmuş ve 1863
yılında da Osmanlı Bankası olarak piyasada yerini
almıştır. Osmanlı Bankası banknot çıkarma imtiyazını
ele geçirmişti; fakat banknot ve kağıt para çıkarma
tekelini ele geçirememişti. Dolayısıyla da tam
anlamıyla bir merkez bankası olamayacaktı. Hemen
ardından da bir müddet sonra kapanacak olan Banque
de Turquie kurulmuştur. Zamanla da Société Genérale
de I’ Empire, Credit Générale Otoman,
Avusturya-Osmanlı, Avusturya-Türk Bankası, 1872
yılında yeniden kurulan İstanbul Bankası, Ziraat
Bankası, Credit Lyonnais, Selanik Bankası gibi
bankalar kurulmuştur. Bu bankaların çoğunluğu
yabancı sermayeli olmasına karşılık, sermayedarlar
arasında Galata Bankerleri de yerlerini almıştır.
Osmanlı Bankası, 1856’daki Paris grubunun iddialı
devlet bankası projesinin başlıca dayanaklarından
biri olarak, Osmanlı Devleti’ne borç kanallarını
açacak ve istikraz girişimlerinde bulunacak bir
aracı kurum olma amacı ile kurulmuştur. Banka,
1863’te giriştiği 150.000.000 franklık istikraz ile
kuruluş amacına hizmet edebileceğini göstermiştir.
Ancak, Devlet, 1865’tekiistikraz denemesinde Osmanlı
Bankası yerine, Londra’daki General Credit and
Finance’ın teklifini kabul etmiştir. Daha sonraki
yıl da ödenecek tahvil kuponları için kaynak
bulamayan devlet, tekrar istikraz talebinde
bulunmuş, bunu da Osmanlı Bankası üstlenmiş; fakat
aceleye geldiğinden başarısız olunmuştur. Bu durum,
banka için bir dönüm noktasıydı. Bu tarihten
itibaren girilen borç döngüsünün faal bir ortağı
olarak, ekonomik gelişmeye endeksli büyüme rüyaları
büyük ölçüde suya düşmüş, banka, önündeki tablo ile
karını, devlete borç ve avanslardan elde edilen faiz
ve komisyonlarla sınırlamak zorunda kalmıştır.
Aşağıdaki tabloda da bazı bankaların 1888 ve
1900 yıllarına ait mevduat ve sermaye tutarları
verilmiştir.
Bankaların sermaye rakamları
(milyon kuruş)
|
İtibari |
Ödenmiş |
Ziraat Bankası |
1888 |
1900 |
1888 |
1900 |
1000 |
|
1000 |
221 |
|
675 |
Osmanlı Bankası |
1100 |
|
1100 |
550 |
|
550 |
Selanik Bankası |
9 |
|
18 |
9 |
|
18 |
Diğer Milli Bank. |
66 |
|
- |
66 |
|
- |
Bankaların mevduat rakamları
(milyon kuruş)
|
Mevduat |
Kredi |
Ziraat Bankası ve |
1888 |
1900 |
1888 |
1900 |
|
|
|
|
|
Emekli Sandığı |
5 |
10 |
22 |
|
301 |
Osmanlı Bankası |
527 |
981 |
608 |
|
909 |
Selanik Bankası |
2- |
12- |
5 |
|
35 |
Yabancı Bankalar |
10 |
55 |
- |
|
- |
Hem sermaye hem de mevduat açısından en çok işlem hacminin Osmanlı
Bankası’nda olduğu görülmektedir. Sermaye değeri
açından da ikinci sırada Ziraat Bankası yer
almaktadır. Diğer bankaların işlem hacimleri ise
Ziraat Bankası ve Osmanlı Bankası ile
kıyaslandığında oldukça küçüktür.
Resmi anlamda bankalar kurulmadan önce kredi ve
finansman gibi durumlarda büyük çoğunluğu yabancı
uyruklu olan Galata bankerleri devreye girmişti.
Bankacılık, sanayileşmiş ülkelerin aksine Osmanlı’da
bir hayli geç sağlamlaşmıştır. Buna rağmen 19.
yüzyılda, yabancı sermaye desteğiyle de kurulan
bankalar, ülkenin mali krizde olması, dış ticaret
açıkları, vs gibi durumlardan faydalanarak işlem
hacimlerini yüksek tutmayı başarabilmişlerdir.
|