DIŞ TİCARET KURAMLARININ GELİŞİMİ
Merkantilistler, klasikler, neo-klasikler ve modem
ekonomistler ekonomi kavramında uluslararası
ticarete farklı boyutlarda yer ve anlam
vermişlerdir.
Merkantilistler ve Fizyokratlar
Dış ticaret konusunda ilk sistemli düşünceleri ileri
sürenler Merkantilistlerdir. Merkantilizm dış
ticaretin ülkeye olumlu olduğu kadar fazla altın ve
gümüş kazandıracak şekilde düzenlenmesini amaç
edinmiştir. Ancak, ülkeye girecek altınları
biriktirmek suretiyle ulusal servetin arttırılması
olurlu olabilirdi. İç ticaret hiçbir şekilde altın
ve gümüş stokunu arttıramaz.
Bu
nedenle Merkantilistler, ithalatın daraltılmasına ve
ihracatın özendirilmesine taraftardılar. Dış ticaret
hesapları ihracat fazlasıyla kapandığı sürece,
gönenç ve gelişmenin süreceğini düşünüyorlardı. Bir
ülkenin servet kaynaklarında artış veya azalış
meydana geldiğini anlamak için sınırlarından giren
ve çıkan değerli maden miktarı arasındaki farka
bakmak gerektiğine inanıyorlardı.
Dış
ticaret koşullarını lehe çevirmek için ağır gümrük
vergileri koymak, ithalatı kontrol altında tutmak ve
özellikle nihai ürünler ile lüks eşyanın neden
olabileceği altın harcamasını önlemek zorunluluğuna
inanmakta idiler.
Merkantilistler ihracatın gelişmesini dış
piyasalarda rakiplerine üstünlük sağlamasına bağlı
görüyorlardı. Bu üstünlük, ham maddenin ve sınai
maliyetin düşürülmesine bağlı olabilirdi.
Ucuz hammadde kaynağı, sömürgelerdi. Bu nedenle,
sömürgeler, yalnız anavatanla ticaret yapmalı ve
mallarını buraya göndermeliydiler.
Esirleri çalıştırmak suretiyle sömürgelerde elde
dilen ürünler ulusal sanayinin gereksinimlerini
karşılamalı idi. Sömürgelerin istismarı,
Merkantilizm öğretisinin ana fikirlerinden birini
oluşturuyordu.
Müdahaleci Merkantilist düşünceye 18.
yüzyıldan itibaren biri Fransa' dan, öteki
İngiltere' den iki liberal tepki gelmiştir. Daha çok
Fizyokratlar diye bilinen Fransız liberalleri, Net
Hasıla ve Doğal Düzen görüşlerinden yola çıkarak
serbest ticaret önerirler. Onlara göre, asıl
zenginlik tarımdan elde edilen net hasıladır. Net
hasılayı arttırmak için tarım kesimine fazla yatırım
yapmak gerekir. Bunun için de tarım ürünlerinin
yüksek fiyatla satışı sağlanmalıdır. Yüksek fiyatla
satış işe, buğday ticaretine içte ve dışta konulan
kısıtlamaların kaldırılmasıyla, başka bir deyişle,
ticaretin serbest olmasıyla olanaklıdır.
Fizyokratlar serbest ticarete doğal düzen
görüşleriyle de varırlar. Onlara göre, müdahale
edilmediğinde ekonomide kendiliğinden bir düzen ve
denge oluşur. Böyle olunca ekonominin işleyişine
müdahale etmemek, insanları ekonomik uğraşlarında
serbest bırakmak gerekir. Her bireyin istediği malı,
istediği malı satması doğal düzen gereğidir.
Fizyokrasinin kurucusu olan Dr. François Quesnay' a
(1694 - 1774 ) göre, "ticaretin ülkeye yararlı
olabilmesi, serbesti ile olanaklıdır. Ticaret
serbest olursa, fiyatlar uygun düzeylerde oluşur".
Klasikler
İngiliz ekonomistlerinden Adam Smith, Robert Ma1thus
ve David Ricardo Fizyokratların düşüncelerinden
yaralanarak birçok yeni ilkeler koymuşlar ve
liberalizmin temellerini atmışlardır.
Merkantilistlerin devlet müdahalesini zorunlu
görmelerine karşılık, klasikler doğal düzen
düşüncesine bağlanarak şu ilkeye dayanmışlardır: "
Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler".
Merkantilistler teke1ciliği, klasikler ise serbest
rekabet düşüncesini savunmuşlardır. Kuramları daha
kesin ve daha üstün olduğu için bu ekonomistlerin
oluşturduğu düşünce ekolüne Klasik Okul adı
verilmiştir. Burada Adam Smith'in ve David
Ricardo'nun kendilerinden sonra gelen ekonomistleri
çok uzun yıllar uğraştıran ve günümüzde bile
tartışılan dış ticaret kavramlarını kısaca gözden
geçireceğiz. |