DIŞ TİCARETİN YARAR VE SAKINCALARI
Mutlak veya karşılaştırmalı üstünlüğe göre
uzmanlaşma, dış ticaret işlemine girişen her iki
tarafın da kazançlı çıkmasına neden olmaktadır.
Ancak bu ülkelerde faaliyette bulunan her ekonomik
birim bu kazanımdan eşit ölçüde yararlanamaz. Hatta
bazı kişi ve firmalar ekonomik anlamda bir kayıpla
bile karşı karşıya kalabilirler.
|
Tüketicilerin Elde Ettiği Yarar
Dış ticaretin söz konusu olmadığı bir ortamda yapamayacağınız bazı
şeyler söz konusudur. Örneğin, serada kakao
yetiştirilemediğine göre, dış ticaretin olmadığı bir
ortamda Türkiye'de çikolata yiyemezdik. Ekvator
isimli ülkeden satın almak yerine kakaoyu kendimiz
yetiştirmeye çabalasaydık katlanmamız gereken
maliyet çok yüksek olacağı için yine çikolata
yiyemeyecek, üstelik kaynak israfına neden
olacaktık. Ancak, yukarıdaki bölümde de ele
aldığımız gibi, ithal edilen birçok mal ve hizmet
aynı zamanda yurtiçinde üretilen mal ve
hizmetlerdir. Bu durum direkt olarak artan
maliyetlerin bir sonucudur. Yerli firmalar
tarafından üretilen ve aynı zamanda ithali de
yapılan bu mallara ithalata rakip mallar adı
verilmektedir. Tüketiciler daha geniş bir mal
demetinden seçim yapma olanağına sahip oldukları,
ithal edilen mallar daha ucuz veya kaliteli olduğu
için ithal malların mevcudiyetinden yarar
sağlamaktadırlar. Öte yandan, ithal edilen malların
yol açtığı rekabet nedeniyle yurtiçinde üretilen
malların fiyatları da düşük düzeyde kalmakta veya
kalitelerinde bir artış ortaya çıkmaktadır. |
Tüketicilerin dış ticaretten elde ettiği yarar
aşağıda yer alan Şekil 19 1 aracılığı ile
gösterilebilir. Şekilde Sd eğrisi ile
yurtiçi muz arzı, Dd eğrisi ile yurtiçi
muz talebi gösterilmektedir. Bildiğiniz gibi
ülkemizde muz üretiminde ithalatın neden olduğu
rekabet oldukça güçlüdür. Dış ticaretin söz konusu
olmadığı bir ortamda 1 kg muz için denge fiyatı 2
milyon liradır ve tüketiciler bu fiyattan yılda 300
bin kg muz satın alabilmektedirler. Buna göre muza
yapılan toplam harcama 2 milyon TL x 300 bin kg =
600 milyar TL olur. Diğer ülkeler muz üretiminde
Türkiye'ye göre karşılaştırmalı üstünlüğe sahipse
muzu daha düşük maliyetle üretme ve dolayısıyla
daha düşük fiyattan satma olanağına sahiptirler.
Örneğin, karşılaştırmalı üstünlüğe sahip bu
ülkelerin muzu kilogramı 1 milyon liradan
sattıklarını kabul edelim. Serbest ticaretin söz
konusu olması durumunda, tüketiciler artık 1 milyon
liralık fiyattan 500 bin kg muz tüketebilmekte ve
bunun için yapılan toplam harcama 500 milyar lira
olmaktadır. Muzun kilogram başına fiyatı 1 milyon
liraya düştüğü zaman yerli üreticiler sadece 100
bin kg muz yetiştirdikleri için yurtiçi talep
yurtiçi arzı aşmakta ve 400 bin kg muz ithal
edilmektedir.
Serbest Ticaretin Üretim Üzerindeki Etkisi:
Uluslararası ticaretin olmadığı bir ortamda, alınan
satılan muz miktarı vefiyatı yurtiçi arz (Sd)
ve yurtiçi talep (Dd) tarafından
belirlenmektedir. Bu durumda fiyat 2 milyon TL ve
tüketim miktarı 300 bin kg olmaktadır. Uluslararası
ticaretin serbest bırakılması halinde, global fiyat
olan 1 milyon TL 'den yurtiçindeki tüketicilerin 500
bin kg muz tüketmeleri mümkün olmaktadır. Bu durumda
yerli üreticiler 100 bin kg muz üretirken 400 bin kg
ithal edilmektedir.
ithalat ve ihracatın bir diğer kategorisi de
hizmetler ticaretidir. Hizmetler ticareti de dünya
ekonomisinin hızla büyüyen bir bölümünü
oluşturmaktadır. Örneğin, Türkiye'de ithal edilen
hizmetler içerisinde en yüksek pay yüzde 45 ile dış
borç faiz ödemelerine aittir. Türk vatandaşlarının
diğer ülkelerde seyahat ederken yaptıkları
harcamalar ithal edilen hizmetler kategorisinde yer
alır. Türk turistlerin ve işadamlarının
yurtdışındaki harcamaları hizmet ithalatı içinde payı
en hızlı artan kalem konumundadır. Aynı mantık
turizm gelirleri açısından da geçerlidir. Bu
nedenle Türkiye'ye gelen turistlerin Türkiye'de
yaptıklan harcamalar hizmet ihracatı içerisinde yer
almaktadır. Türkiye'nin hizmet ihracatında en önemli
pay yaklaşık yüzde 40 ile turizm sektörüne aittir.
2002 yılı verilerine göre, Türkiye 40.9 milyar dolar değerinde mal,
6.9 milyar dolar değerinde hizmet olmak üzere toplam
47.8 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir.
Buna göre 2002 yılında yaptığımız her 100 dolarlık
harcamanın yaklaşık 25 doları ithal edilen mal ve
hizmetlere yapılmıştır. Türkiye ekonomisi yaratılan
GSMH açısından dünyanın 22'nci büyük ekonomisi
olduğu için, birçok ülkeyle karşılaştınldığında bu
oran yüksek bir oran değildir. Örneğin bu oran
ABD'de yüzde 12.5, Almanya ve ingiltere'de yüzde
25, Hollanda'da ise yaklaşık yüzde 45 düzeyindedir.
Ancak geçmişe dönük bir değerlendirme yapıldığında,
bundan 10 yıl önce her 100 dolarlık harcamanın 10
dolarını ithal mallara harcadığımız düşünülürse
ithalatta önemli bir artış olduğu görülebilir.
Üreticilerin ve Çalışanların Elde Ettiği Yarar
Birçok üretim dalı ve bunlarda çalışan işçiler dış
ticaretten çeşitli biçimlerde yararlanmaktadır.
Yurtiçindeki bazı endüstriler ancak yurtdışından
sağlanabilen hammaddeye bağlı olarak üretim yapıyor
olabilirler. Benzer şekilde, bazı firmalar da
ürettikleri mallar için yurtdışında üretilen yarı
tamamlanmış ürünleri kullanabilirler. Öte yandan
yurtiçinde mal üretiminde kullanılmak üzere makine
ve teçhizat ithalatı da söz konusu olabilir.
Dış ticaretin üreticilere ve işçilere sağladığı en
önemli avantaj ihracata dönük sektörler açısından
pazar sağlamasıdır. Örneğin, 2002 yılında Türkiye
24.4 milyar doları mal (bavul ticareti ve transit
ticaret dahil), 14.8 milyar doları da hizmet
ihracatı olmak üzere toplam 39-2 milyar dolarlık
ihracat gerçekleştirmiştir. Çoğu zaman ihracatın
ülke içinde iş olanakları yarattığını görmemize
karşın, ithalatın da nakliye, dağıtım ve satış
işlemleri için iş olanağı ve gelir yarattığını
gözden kaçırırız.
Daha sonra ayrıntılı olarak ele alacağımız gibi,
2002 yılında gerçekleşen toplam ihracat 39.2 milyar
dolar, toplam ithalat 47.8 milyar dolar olduğu için
net ihracat değeri -8.6 milyar dolar olarak
belirlenmektedir. Bu rakam GSMH hesaplanırken
negatif bir değer olarak göz önüne alınmakta, bir
diğer deyişle GSMH'yı azaltıcı yönde etkilemektedir.
İthalata Rakip Mallar Üreten Firmalar ve İşçilerin
Kayıpları
Ülkedeki bazı sektörlerin karar alıcılar üzerinde ithalata karşı
koruma önlemleri alınması konusunda yaptıkları
baskılar dış ticaretten kimin kayba uğradığı
konusunda iyi bir göstergedir. Ülke içinde birçok
sektör (otomobil, hayvancılık, iplik gibi) ithalata
karşı kendilerinin korunmasını talep etmekte ve bu
konuda çeşitli baskı grupları (işveren ve işçi
sendikaları gibi) çeşitli girişimlerde
bulunmaktadırlar. Bu sektörlerde fabrikaların
kapanmasının ve çalışanların işlerini kaybetmesinin
ülke içinde çeşitli güçlüklere yol açacağı açıktır.
Çalışanlar ve ithalata rakip mallar üreten
endüstriler için serbest ticaret maliyetli
olabilir. Ancak bu maliyetlerin yurtiçi rekabet
sonucu ortaya çıkan maliyetlerden farkı yoktur.
Örneğin, otomobil ve kamyon sektörünün rekabeti
nedeniyle demiryollarının uğradığı kayıpları
düşünürseniz sorunu kolayca kavrayabilirsiniz. Bu
nedenle piyasa mekanizması maliyetlere ve
tüketicilerin talebine göre kaynakların en etkin
kullanım alanlarında kullanılmasını sağlar. Bu
mekanizmanın yurtiçinde mi, yoksa yurtdışında mı
olduğu önemli değildir.
Bir ekonomide ithalat nedeniyle bazı sektörlerin satışları azalır,
ihracat nedeniyle bazı sektörlerin satışları
artarsa sermaye ve işgücünün satışların azaldığı
sektörlerden arttığı sektörlere doğru kayması
gerekir. Burada sorun söz konusu üretim
faktörlerinin birbirlerini tam ikame edememeleri
olasılığıdır. Bu durumda üretim faktörlerinin bir
üretim kolundan diğerine aktarılmaları sürecinde
bazı güçlükler yaşanacaktır. Örneğin, ithalat
nedeniyle yerli otomobil üretiminin azaldığını,
ihracat nedeniyle tekstil üretiminin arttığını
düşünelim. Böyle bir durumda Bursa'da-ki otomobil
endüstrisinde çalışan ve işini kaybeden bir işçi,
tekstil sektöründe üretimin yoğun olarak
gerçekleştirildiği bir başka kente gidemeyebilir.
Öte yandan, özellikle sabit sermaye mallannın
mobilitesi çok daha düşüktür. Yukarıda verdiğimiz
örneği göz önüne alırsak, otomobil üretiminde
kullanılan makinelerin tekstil ürünleri üretiminde
kullanılması mümkün değildir. Üretim faktörlerinin
endüstriler arası geçişi tedrici olarak gerçekleşir
ve geçiş süreci oldukça yavaş ve sancılı olabilir.
Örneğin, ABD'de dış rekabet nedeniyle işini kaybeden
işçilere Dış Ticarete Uyum Yardımı adı altında bir
işsizlik ödemesinde bulunulmaktadır.
Uluslararası Mal Fiyatları
Uluslararası ticaret çeşitli ülkelerdeki mal
fiyatlarının eşitlenmesini sağlar. Muz ticaretinin
serbest bırakılmasından önce Türkiye'de muz oldukça
pahalı bir meyve iken Ekvator'da oldukça ucuzdu.
Uluslararası ticaretin serbest bırakılması ile
arzdaki artış sonucu Türkiye'de muz fiyatı düşme
eğilimine girerken, artan talep sonucu Ekvator'da
artma eğilimi gösterecektir. Bu uyum sürecinin
sonunda, nakliye maliyetleri ve ithalatta alınan
vergiler hariç, iki ülkede fiyat eşitlenme
eğiliminde olacaktır.
|