DIŞ TİCARET VE UZMANLAŞMA
Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi
Yukarıda yaptığımız uyanda ifade edilen durumun
gerçekleşmesi, yani ABD'nin hem kola hem de
bilgisayar üretiminde Türkiye'ye göre mutlak
üstünlüğe sahip olması durumunda uzmanlaşma ve
uluslararası ticaretin Türkiye açısından yararlı
olamayacağını düşünüyorsanız, bu düşünceniz doğru
değildir. Uzmanlaşmanın ve uluslararası ticaretin
böyle bir durumda bile neden yararlı olduğunu
anlayabilmek için aşağıdaki örneği ele alalım.
Türkiye 1 birim kaynak kullanarak 1 tane bilgisayar
veya 4000 şişe kola üretebilirken, ABD 1 birim
kaynak kullanarak 2 tane bilgisayar ve 5000 şişe
kola üretebilmektedir. Bu durumda ABD hem
bilgisayar, hem de kola üretiminde Türkiye'ye göre
mutlak üstünlüğe sahip görünmektedir. Her iki ülkede
kaynak dağılımı yeniden organize edilerek, dünya
bilgisayar ve kola üretimini arttırmak mümkündür.
Eğer ABD kola üretiminde kullandığı 2 birim kaynağı
bilgisayar üretimine kaydırırsa 4 adet daha fazla
bilgisayar üretirken, kola üretimi 10000 şişe
azalacaktır. Öte yandan Türkiye bilgisayar
üretiminde kullandığı 3 birim kaynağı kola üretimine
kaydırırsa kola üretimini 12000 şişe arttırırken
bilgisayar üretimini 3 adet azaltacaktır. iki
ülkedeki kaynakların yeniden dağılımı sonucunda
dünya bilgisayar üretimi 1 adet, kola üretimi ise
2000 şişe artmaktadır. ABD hem bilgisayar hem de
kola üretiminde Türkiye'ye göre mutlak üstünlüğe
sahip olmasına karşın, ABD'nin bilgisayar
üretiminde, Türkiye'nin de kola üretiminde
uzmanlaşması dünya üretim miktarının artacağını
göstermektedir.
Bir ülke, diğer ülkelere göre üretimini daha etkin
olarak gerçekleştirdiği mallarda karşılaştırmalı
üstünlüğe sahiptir. Yukarıdaki örnekte ABD
bilgisayar üretiminde karşılaştırmalı üstünlüğe
sahiptir. Bir ülke bir malın üretiminde
karşılaştırmalı üstünlüğe sahipse, karşılaştırmalı
üstünlüğe sahip olduğu malın üretiminde uzmanlaşmalı
ve diğer malı ithal etmelidir. Burada dikkat
edilecek nokta uzmanlaşmanın ve uluslararası
ticaretin mutlak değil karşılaştırmalı üstünlüğe
bağlı olarak ortaya çıkmasıdır.
Yukarıda yaptığımız açıklamalar ülkelerin
karşılaştırmalı üstünlüğe sahip oldukları mal ve
hizmetlerin üretiminde uzmanlaşmalarının uygun
olacağını ortaya koymaktadır, işgücünün nispeten
bol, sermayenin kıt bir kaynak olduğu ülkeler
tekstil ve hazır giyim gibi emek yoğun
endüstrilerde uzmanlaşma eğilimindedirler. İşçi
başına daha büyük miktarda sermayeye sahip olan
diğer ülkeler ise sermaye yoğun malların
üretiminde, yani yüksek teknolojili endüstrilerde
uzmanlaşma eğilimindedirler. En iyi oldukları
alanda uzmanlaşarak ve ürettikleri malları diğer
ülkelerle (bunların en iyi oldukları alanda
ürettikleri ile) değiş tokuş ederler. Böylece her
iki grup da üretimlerinin değerini ve yaşam
standartlarını maksimize etmektedirler. Sonuç
olarak, üretimde uzmanlaşma her ulusun üretim
fazlasını satma ve karşılığında üretmediğini satın
alma şeklinde bir ticarete girmesini
gerektirmektedir.
Artan Maliyetler ve Uzmanlaşma
Kimi zaman uzmanlaşma tam olarak gerçekleşir. Örneğin, Türkiye ve
ABD arasında fındık ve yonga (chip) üretimi
konusunda tam uzmanlaşma söz konusudur. Türkiye
herhangi bir şekilde yonga üretmemekte, ABD de
ticari anlamda fındık yetiştirmemektedir. Ancak
birçok üründe uzmanlaşma kısmidir. Örneğin,
Türkiye'de 2002 yılında satılan otomobillerin büyük
bir bölümü ithaldir. Buna karşın Türkiye'de de
otomobil üretimi ve hatta ihracatı devam etmektedir.
Benzer şekilde, ABD tekstil ürünlerini büyük ölçüde
ithal etmekte, ancak bu ülkede de tekstil üretimi
devam etmektedir. Günümüzde tam uzmanlaşma yerine,
daha çok karşımıza çıkan durum sınırlı
uzmanlaşmadır.
Sınırlı uzmanlaşmanın altında yatan faktör artan
maliyet (veya azalan verim) olgusunun
varlığıdır. Türkiye, Almanya'nın ürettiği elektronik
malzeme ile rekabet
gücüne sahip elektronik cihaz üretebilir. Elektronik
cihaz üretiminde vasıflı işgücü ve sermaye teçhizatı
arzının sınırlı olması nedeniyle, Türkiye daha
yüksek üretim maliyetlerine katlanmaksızın yurtiçi
ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde elektronik cihaz
üretimini arttıramaz.
|