Yer Altı Ekonomisi Faaliyetleri
Günümüzde yeraltı ekonomisi kapsamı ve hacmi
bakımından gerek kayıtdışı ekonomi içerisinde
gerekse kayıtlı ekonominin paralelinde ulusal ve
uluslararası çok önemli boyutlara ulaşmıştır. Öyle
ki, yeraltı ekonomisi faaliyetleri ve bu
faaliyetlere katılan kadro sayıları binler ve on
binlerle ifade edilen suç örgütleri aracılığıyla
gerçekleşmektedir. Daha da önemlisi suç örgütleri
kamu otoritesini sarsacak ve rekabet edecek
boyutlara yükselmiştir. Yeraltı ekonomisi içerisinde
önemli bir yer tutan uyuşturucu ticareti dünya
ticaret hacmini önemli oranlarda yakalamış ve
takriben 500 milyar dolarlık bir ticaret hacmiyle
uluslararası ticaretin en önemli kalemlerinden biri
haline gelmiştir. OECD her yıl 85 milyar dolar
civarında bir uyuşturucu kârının fmansal piyasalarda
aklandığını tahmin etmektedir. Bazı Latin Amerika
ülkelerinde, uyuşturucu ticareti sayesinde söz
konusu ülkelerin dış borç ana para ve faizlerini
ödemelerinin mümkün olduğu iddia edilmektedir (Kozanoğlu
1997).
Her ülkede farklı boyutlarda da olsa ağırlığı
hissedilen yeraltı ekonomisi faaliyetleri giderek
çeşit kazanmakta, klasik uyuşturucu ve silah
kaçakçılığının yanı sıra organ, bebek ya da nükleer
malzeme kaçakçılığı gibi yeni kaçakçılık dalları,
ayrıca çek senet mafyasmdan arazi mafyasına yeni
birçok faaliyet alanı son dönemde önem
kazanmaktadır. Güç kazanan suç örgütleri bir yandan
suç faaliyetlerine devam ederken, diğer yandan
bankacılık, taşımacılık gibi yasal alanlarda
faaliyet göstermekte ve ülke ekonomisinde büyük
boyutlu faaliyetlerle ağırlıklarını
hissertirmektedirler.
Kaçakçılık Nedir, Kaçakçılık Suçu
Yeraltı ekonomisinin en yaygın faaliyet alanı olan
kaçakçılık sözlük anlamı ile; "hile kullanmak
suretiyle devlete verilmesi gereken vergi ve diğer
yasal zorunlulukları yerine getirmeden alım ve
satımı yasak edilmiş malı gizlice alıp satarak
çıkar temin etme" işidir. Başka bir tanıma göre;
"bir ulusun ekonomisine, toplumsal yapısına,
sağlığına ve hatta bireylerin kültür durumuna karşı
sorunlar meydana getiren özel yasalarla gösterilmiş
hükümlere aykırı olan tüm hareket ve
davranışlardır". Sözlük tanımlarından hareketle
kaçakçılığı; herhangi bir maddeyi veya eşyayı
gümrük işlemlerine tabi olmaksızın bir ülkeye ithal
etmek, veya o ülkeye ithali veya ihracı yasaklanmış
her hangi bir maddeyi veya eşyayı ithal ya da ihraç
etmek şeklinde tanımlamak olanaklıdır.
Bütün dünyada kaçakçılık yasaktır ve yasalarla
düzenlenmiştir. Ülkemizde de kaçakçılık yasası
olarak bilinen 1918 sayılı "Kaçakçılığın Men ve
Takibine Dair
Yasa" da yeraltı
ekonomisinin bu önemli faaliyet alanı yasal olarak
düzenlenmiştir. Yasada kaçakçılığın tanımı
yapılmamıştır. 1. Madde de (Aşağıdaki yazılı
fiilleri işlemek kaçakçılıktır) denilmiş ve
kaçakçılık kabul e-dilen eylemler teker teker
sayılmıştır. Yasada ayrıca gümrük ve vergi
kaçakçılığı tanımları birlikte yapılarak;
a. Gümrük vergilerini ödememek için, yurda gizlice
mal sokmak ve satmak,
b. Alım ve satımı yasak maddeleri gizlice satarak
yararlanmak,
c. Yapımı ve satımı devlet tekelinde olan
maddeleri yapmak ve satmak,
d. Mükellefin veya sorumlunun, Vergi Usul
Yasasında yazılı şartlar içinde vergi kaçırmak
kastı ile vergi ziyanına neden olması kaçakçılık
olarak tanımlanmıştır.
Kaçakçılık ekonomik, sosyal, kültürel ve ideolojik
yapıdan kaynaklanan bir suçtur. Gerek ülkemizde
gerekse diğer ülkelerde bu işi yapanlar hemen hemen
aynı karekterdeki insanlar olup, temel amaçları para
kazanmaktır. Kaçakçılık hiç bir ülkede tamamı ile
önlenememiştir. Ülkemizde yeni ortaya çıkmış da
değildir. 16. YY. sonlarında ve imparatorluğun
bozulmaya başlayan ekonomik ortamında maden
kaynaklarının çok ilgi çekmesi üzerine devletin
dışarıya satılmasını yasaklaması ile "ihraç
kaçakçılığı", batının işlenmiş sanayi
ürünlerinin ülkede
pazarlanmasmı sınırlamak için konulan gümrük
duvarları ile "ithal kaçakçılığı" ortaya çıkmıştır.
Kısaca denilebilir ki, kaçakçılık milli sınırlar ve
gümrük hattının tesisi ile birlikte doğmuştur. Kamu
çıkarı açısından birçok maddenin imal ve satışının
devlet tekeline alınması ve dolayısıyla bir tekel ve
bununla ilgili olarak yasal yapı ortaya çıkmıştır.
Böylece oluşan gümrük mevzuatına aykırı gerçekleşen
her türlü faaliyet kaçakçılık olarak
değerlendirilmektedir.
Kaçakçılık faaliyeti pek çok ailenin geçim kaynağı
olmuş ve yine pek çok kimseyi maddi olanaklara
kavuşturmuştur. Ancak bu çalışmada kaçakçılık ile
özünde masum emtiayı içeren ve tamamen para
kazanmaya yönelik faaliyetler kastedilmemektedir.
Söz konusu faaliyetler silah, uyuşturucu, oto, tekel
maddeleri, radyoaktif madde, kıymetli taş ve maden
(özellikle altın), tarihi eser kaçakçılığı gibi
masum olmaktan uzak, ö-zünde suç olan
faaliyetlerdir. Emniyet teşkilatının verilerinden
hareket edildiğinde ülkemizde (birçok gelişmekte
ülkede olduğu gibi) insan kaçakçılığı işçi
simsarlığının da yaygın olduğu görülecektir.
|