Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi
Kredi Kartı Piyasası
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Uyuşturucu Kaçakçılığı

Uyuşturucu, mutabakat sağlanmamış olmakla bera­ber,    ağrı kesici ve bağımlılık yapıcı, kimi zamanda öfori yaratıcı etkileri olan ilaçların ortak adıdır. Uyuştu­rucu; bedene girdiğinde ruhsal, davranışsal ve bedensel değişikliklere neden olup, bağımlılık yapar ve vücuda zarar verir. Bu özellikleri nedeniyle üretilmesi, taşın­ması ve kullanılması birçok ülkede yasaklanmıştır.

Uyuşturucu kullanımı insanlığın varolma sürecin­den beri bilinmektedir. Çok eski kayıtlarda bile uyuştu­rucu kullanımına ilişkin veriler elde edilmiştir. Önceleri dini ayinlerde kullanılan uyuşturucu maddeler giderek yaygınlaşmış ve ticari bir meta haline gelmiştir. Uyuş­turucunun bağımlılık yapıcı özelliğinin ortaya çıkması sonucunda, özellikle de gençler arasında yaygınlaşması ile uluslararası bir sorun olmuştur. 

Ülkemizde de ilk kez 1926 yılında çıkarılan bir ka­nun ile bu maddelerin ruhsata aykırı ekimi, üretimi, ticareti ve bulundurulması bir suç olarak kabul edilmiş; eroin, kokain, morfin ve esrar imal, ithal ve ihraç e-denlere ağır hapis cezaları getirilmiştir. Ayrıca ülke­mizde uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak da yasaktır. 

En sık kullanılan uyuşturucu esrardır. Ayrıca; haş­haş bitkisinin bileşimindeki afyondan elde edilen mor­fin ve morfinin işlenmesi ile elde edilen eroin, kokain vs. uyuşturucular da oldukça yaygın kullanım alam bulmaktadır. Ülkemizde yapılan birçok çalışmada en sık olarak kullanılan uyuşturucu maddenin esrar olduğu tespiti yapılmıştır. Esrar tüm dünyada "geçiş" maddesi olarak bilinen bir maddedir. Yani, eroin, kokain gibi bağımlılık potansiyeli yüksek uyuşturucu maddeler kullanan kişilerin büyük çoğunluğu, uyuşturucu kulla­nımına önce esrarla başlamaktadır. Sıklıkla kullanılan diğer uyuşturucu maddeler sırası ile eroin ve kokaindir. Eroin ülkemizde en yaygın kullanılan "hard drug" ö-zelliği taşımaktadır. Ayrıca yaygın olmamakla beraber kokain kullanımı da gözlenmektedir. Sentetik uyuştu­ruculardan ecstacy ve LSD kullanımı pek yaygın değil­dir (TÜGİAD 1996). 

Dünyada yapılan çalışmalar uyuşturucu madde ba­ğımlılığının daha çok yoksul kesimlerde olduğunu göstermektedir. Daha yüksek sosyo-ekonomik düzeyde kullanım oranlarının düştüğü belirtilmiştir. Ancak ö-zellikle uyarıcı olarak nitelenen maddeler ve eğlence amaçlı kullanılan sentetik maddeler yüksek sosyoeko­nomik sınıf tarafından kullanılmaktadır (TÜGİAD 1996).

Dünyadaki uyuşturucu üretimi incelendiğinde; uyuşturucu ve uyuşturucu imalinde kullanılan farklı maddelerin değişik kıtalarda değişik miktarlarda üretil­diği görülmektedir. En bilinenleri Afrika kıtası, Orta Amerika ve Güneydoğu Asya'dır. 

Yapılan tespitlerde Afrika kıtasında birçok ülkede (özellikle Nijerya ve Fas) önemli miktarlarda kenevir ekimi yapıldığı, İnterpol raporlarına göre Güney Afrika, yıllık tahmini 175.000 tondan fazla yasadışı kenevir ekimi ile başlıca kaynak olmaktadır. Orta Amerika'da ve Karayipler'de yerel tüketim için esrar üretiminin yapıldığı; Jamaika'nın Avrupa ve Kuzey Amerika için önemli bir esrar kaynağı olduğu, tüm tedbirlere rağmen Meksika'nın ABD için yasadışı esrar kaynağı olmaya devam ettiği; Brezilya ve Kolombiya'da esrar ekimi yapıldığı, yine Kolombiya'da haşhaş ve afyon üretimi yapıldığı, dünyanın en büyük kokain üreticisi Peru ve Kolombiya'nın bu konumlarını sürdürdükleri bilin­mektedir. Asya kıtasında kenevir Güneydoğu Asya'da birçok ülkede kendiliğinden yetişmektedir. Tayland'da yasadışı kenevir ekiminin yıllık 900 ton civarında oldu­ğu bildirilmektedir. Yine İnterpol 1996 raporlarına göre reçine esrar üretiminde Pakistan önemli bir yer tut­maktadır. Eroinin hammaddesi olan haşhaş kapsülünün yasal olarak ekimi Hindistan, Japonya, Çin ve ülkemiz­de yapılmaktadır. Kaçakçılık piyasasında söz konusu olan eroin dünya üzerinde Altın Üçgen (Burma, Laos, Tayland) ve Altın Hilal (Pakistan, İran, Afganistan) bölgelerinde üretilen haşhaştan elde edilmektedir (U.M.O.G.D. 1998)

Uyuşturucu üretimi, taşınması, dağıtımı ve tüketi­mi, her aşamada farklı insan gruplarının işe karışmasını gerektirir. Haşhaşın yetiştirilmesi dünyada bütün ülke­lerde denetlenmektedir. Ancak her yıl ürünün bir kısmı devlet kurumlarına, diğer kısmı da el altından, resmi fiyatın iki ila altı katına kadar para veren yerel tacirlere satılır. Ürünün büyük bir bölümünü satın alan yerel tacirler (bir kısmını saf morfin haline getirdikten sonra) uzman toptancılara satarlar. Uyuşturucu, uzman toptan­cılardan, çok sayıda aracılardan geçerek nihai tüketici­ye ulaşır. 

Konu ile ilgili önemli birçok araştırması olan Arlacchi'ye göre örneğin Afganistan-İran-Pakistan böl­gesinde üretilen hammadde önce Ortadoğu'ya gelir. Ortadoğu'da uyuşturucu ticaretine birçok siyasal ve askeri seçkinler devreye girer. Aynı durum Bolivya ve Kolombiya gibi kokain üreticisi Latin Amerika ülkeleri için de geçerlidir. Yani, uyuşturucu ticaretinin olduğu her bölgede birçok siyasal, askeri ve bürokrat seçkinler devrededir. Uyuşturucu ticaretinde ikinci aşamada af­yon genellikle işlenir ve morfine dönüştürülür. Dolaşı­mın üçüncü ayağı Avrupa ve Amerika'dır; bu aşamada devreye ağırlıklı olarak Fransız ve İtalyan suç örgütleri ile onların "seçkin" ortaklan girer. Uyuşturucu dolaşı­mının son aşaması, malın Avrupa'daki ya da Amerika'daki ulusal pazarlara girişi ile sokakta uyuşturucu ba­ğımlılarına yönelik satışıdır. Uyuşturucu çeşitli aşama­larda çok sayıda el değiştirir. Yasadışı pazardaki her alışverişte, satın alış ile yeniden satış fiyatları arasında büyük oransızlıklar vardır. Uyuşturucunun uzun yolculuğundaki her aşama fiyatta yeni bir artış anlamına gelmektedir.(Arlacchi 1991). Nitekim yapılan çeşitli gözlemlerde fiyatlardaki anormal artış tespit edilmiştir. DEA'nın Eylül 1993 raporundaki tespitlere göre; 

Uyuşturucu Kaçakçılık 

*  Şan eyaletlerinde, yerinden alman ham afyon: Kg.başına 66-75 dolar.

*  Tayland, Chiang Mai'den baz morfin: kg. başına 900-1000 dolar.

*  Chiang Mai'den, %70-90 saflık derecesinde e-roin hidroklorür: Kg. başına 2900-3200 dolar.

*  Bangkok'tan, %70-90 saflık derecesinde eroin: kg.başına 6.000-10.000 dolar.

*  ABD'de toptan satış düzeyinde eroin; saflık de­recesi %70-90: kg. başına 90.000-250.000 dolar.

*  ABD'de satıcı düzeyinde eroin (bölünüp kulla­nıma hazır hale getirilmiş); saflık derecesi %30-60: ons başına 5.500-12.000 dolar (bir kilogramı birimlere bö­lüp ons olarak satılmak üzere kullanıma hazır duruma getirince değeri 340.000-745.000 dolara yükselmekte­dir).

*  ABD'de sokak satıcısı düzeyinde eroin; saflık derecesi %34: gram başına 400-600 dolar (bir kilogra­mı birimlere bölüp gram olarak satılmak üzere kullanı­ma hazır hale getirince değeri 940.000-1.400.000 dolar olur). 

Aynı yıl ABD'de Altın Hilal eroini (saflık derecesi %56) gramı 200-500 dolardan satılmış; Meksika kara katranının (saflık derecesi %26) gram başına satış fiyatı ise 100-500 dolar olmuştur (BOOTH 1996:282-3).

Uyuşturucu maddelerin yasaklanmış olması, bu maddelerin arz ve talebinde sürekli dengesizlik olan bir piyasanın oluşmasına neden olur. Uyuşturucu piyasası, resmi makamlarca oluşturulan kıtlık nedeniyle, satıcı­nın fiyatları ve miktarı istediği gibi ayarlayabildiği bir piyasadır. 

Uyuşturucu ticaretinin her safhasında olağanüstü karların olması nedeniyle suç örgütleri her şeyden önce, bulundukları piyasaya rakiplerinin girişini engellemek ve cesaretlerini kırmak için fiziksel şiddete başvururlar. Aynı zamanda korunmuş bir bölge kurmak için resmi makamlarla ilişki içerisinde olmaya büyük özen göste­rirler. Uyuşturucu piyasasında çok büyük kazançların sağlandığı kesindir, ancak buna paralel olarak çalışma koşulları son derece tehlikelidir. Anlaşma koşullarını garanti altına alacak yasal bir otoriteden yoksun olun­ması, piyasada etkili olanların tanınmaması gibi tehli­keler çalışma koşullarını güçleştirir.  

Alışverişler genel­likle ilk karşılaşmada yapılır ve nakittir. Kriminal sek­tör girişimcisi anlaşmalar yaptığında ya da yasadışı alanlara yatırımda bulunduğunda, işinin güvenliğim yasalara ya da resmi makamlara dayandıramaz. Bu ne­denle  karşılıklı  güven  yasadışı  girişimciler  arasında olduğundan daha fazla zorunludur. Kriminal sektörde toplumsal sözleşme a priori değil, her gün yeniden o-luşturulmak zorundadır.(Arlacchi 1991). 

Uyuşturucu piyasasında iki temel koşul vardır: Gü­venlik güçlerinin sızmalarına karşı korunaklı olmak ve işe karışanların "dürüst" yani yapılan işlemlerde taahhüt ve anlaşmalara uyulmasını sağlamak. Bu sektörde çalı­şacak olanlar, ülkeden ülkeye gidebilecek, hızlı karar verebilecek ve rakiplerinin yöntemlerini kavrayabile­cek, denetim aygıtlarını aşabilecek yetenekli ve güve­nilir olmalıdırlar. Özellikle güven ön planda olduğun­dan, suç örgütlerinde akraba ilişkileri gelişmiştir. 

Uyuşturucu Kaçakçılığının Ekonomik Analizi 

Ekonomik açıdan uyuşturucu maddenin en belirgin özelliği kıt bir mal olmasıdır. Uyuşturucu maddeler tüm diğer mallar gibi piyasada arz ve talep edilir, ancak bütün dünyada yasaklanmış olması, uyuşturucu piyasa­sındaki arz ve talep yapısını çarpıtır ve denge koşulları­nı bozar.

Uyuşturucuya olan talep, diğer mallara olan talep­ten farklılıklar gösterir. Bir yandan fiyat sıfır (hatta eksi) bile olsa talep etmeyecek olan büyük bir kitle varken, diğer taraftan fiyattan ve gelir seviyesinden bağım­sız inelastik talep yapısına sahip bağımlılar bulunmak­tadır. Bir yandan hediye edilse bile talep etmeyecek olanlar, diğer yandan her ne pahasına olursa olsun u-yuşturucu talep edecek olanların olduğu böyle bir piya­sada, malın yasaklı olması ile riziko ve enformasyon maliyeti fiyatın üzerine eklenir.

Uyuşturucu homojen bir mal olmayıp, farklı kalite ve özelliklerdedir. Sert uyuşturucuların (kokain) yanı sıra, hafif uyuşturucular (mariyona) olduğu gibi, farlı saflık oranlarına sahip, hatta sentetik uyuşturucularda vardır. Bu nedenle, uyuşturucu talep edenlerin kullan­dıkları maldaki kalite ve özellikleri belirlemek için katlanmak zorunda oldukları enformasyon maliyeti olarak bilinen bir maliyet vardır.

Uyuşturucunun yasal yollarla arzı yasaklandığından karaborsa piyasası koşulları geçerli olur. Bu nedenle piyasadaki "malın" kalitesi veya fiyatı önemli değildir. Önemli olan kıtlık koşullarında, gereksinimlerin gide­rilmesi için malın temin edilmesidir. 

Uyuşturucu yasağı, arz edenlerin risk ortamında ka­rar vermesi demektir. Kişinin risk ortamında üç çeşit davranış gösterdiği kabul edilmektedir: 

1. riskten kaçma (risk aversion),

2. risk tarafsızlığı (risk neutrality),

3. risk düşkünlüğü (risk seeking). 

Çoğu kimse riskten kaçar. Kişinin riskten kaçma saiki, paranın azalan marjinal faydası ile açıklanmakta­dır. Risk düşkünü olan kimse için toplam fayda ile para (gelir) arasındaki ilişki görece daha yüksektir. Risk düşkünleri için toplam faydadaki artış, para miktarın­daki artıştan daha fazladır. Satıcı eğer riskten kaçınmı­yor ve risk altına giriyorsa, bu eyleminden dolayı ya­kalanma ve cezalandırılma olasılığı "risk maliyeti" şek­linde fiyatlara yansımaktadır. Bu arada önemle belir­tilmesi gereken, araştırmalar sonucu risk düşkünlüğü veya tarafsızlığını etkileyen en önemli faktör cezaların ağır olması değil, yakalanma olasılığının yüksekliğidir.

Çoğu kimsenin riskten kaçması, başka bir ifade ile risk düşkünü olarak nitelendirileceklerin sayıca çok az olması, uyuşturucu ticaretinde ulusal piyasada oligopol, yerel piyasada ise tekel piyasası koşullarının geçerli olmasına neden olur. Böylece uyuşturucu piyasasında arz eğrisi inelastik bir görünüm kazanır. 

Uyuşturucunun yol açtığı bağımlılık vücuda zarar verici özellikler vs. gibi olumsuz dışsallıkları gidermek amacıyla yasaklanması ve neticede arz ve talep eğrile­rinin inelastik olması, uyuşturucu piyasasında denge koşullarını etkiler. Böylece denge miktarı küçük bir azalma gösterirken, fiyatlar sıçrama gösterir. 

Uyuşturucu piyasasının en bilinen özelliği; uyuştu­rucu maddelerin bulunabilirliğinin azaltılması için arzın önlenmesine yönelik yasaklardır. Ancak önemle belir­tilmelidir ki, hemen hemen tüm dünyada uzunca bir süreden beri uygulanan bu yöntem (uyuşturucu yasağı) sonucu gelinen aşama "başarısızlık" olarak nitelenebi­lir. Yasaklar uyuşturucu tüketimini çok az miktarda kısarken, fiyatlar önemli ölçüde artmış ve büyük rant­lar oluşmuştur. Yüksek kâr marjları, organize suç ör­gütlerinin oluşmasına yol açmıştır. 

Yoğun kontroller ve yasaklar sonucu oluşan kara­borsa, organize suç örgütlerine büyük karlar sağlamak­tadır. Ancak bu karlar bağımlı veya yarı bağımlıların üzerinden sağlanmaktadır. Müşteri sayısını artırmak için uyuşturucu kaçakçıları fiyat farklılaşmasına gider­ler. Genellikle yeni başlayanlar ve meraklılara uyuştu­rucu hediye edilirken, bağımlı ve yarı bağımlılara yük­sek fıyatlama uygulanır. Böylece yeni bağımlılar kaza­nılmaya çalışılır. Neticede yüksek fiyatlar büyük karla­rın oluşmasına, fiyat farklılaşması da müşteri sayısının artmasına neden olur. 

Uyuşturucu bağımlıları gerekli uyuşturucuyu temin edebilmek için her türlü risikoyu üstlenip, her türlü yönteme başvururlar. Bu nedenle, uyuşturucu kullanımı ile suç arasında oldukça yoğun bir ilişki vardır. Madde bağımlılarının sık sık suç işlemesi bu kanıyı yaratan durumlardan biridir. Uyuşturucu kullanan kişilerin di­ğer populasyona göre daha fazla suç işlediği saptan­mıştır. Suç işleme ve yasalara karşı gelme davranışının bağımlılarda yüksek olması, birçok ülkede uyuşturucu bağımlılarının toplumsal düzeni bozan ve huzuru kaçı­ran kişiler olarak görülmesine yol açmıştır. Uyuşturucu madde kullanan kişilerde sık olarak anti-sosyal kişilik bozukluğunun görülmesi bu tutumu desteklemektedir (TÜGİAD 1996). 

Uyuşturucu kullanımı ile birlikte ekonomik durum­da belirgin bir düşüş yaşanması kaçınılmazdır. Bağım­lının iş performansı düşmekte, giderek çalışamaz hale gelmekte ve ekonomik durumu giderek kötüleşmekte­dir. Uyuşturucu bağımlısı kişi toplumda itilmekte ve dışlanmaktadır. Bu durum bağımlının iş bulmasını güçleştirmektedir. 

Ayrıca uyuşturucu kullanıcılarının kendi içlerinde oluşturdukları bir alt kültür vardır. Bu alt kültürde suç işlemeye karşı çok olumsuz bir tutum takınılmaz. Ba­ğımlılar en azından tekrar uyuşturucu alabilecek parayı bulabilmek amacı ile yasadışı davranışlarda bulunabil­mektedir. Uyuşturucu bağımlılarının gerek dünyada, gerekse ülkemizde gözlenen en yaygın faaliyetleri ise fuhuş, hırsızlık ve uyuşturucu satıcılığı gibi yeraltı eko­nomisi faaliyetleridir. Yani bir yeraltı ekonomisi faali­yeti olan uyuşturucu, diğer yeraltı ekonomisi faaliyetle­rine de zemin hazırlamaktadır. 

Uyuşturucu ile mücadelede uzunca bir süre arzın önlenmesi, yani uyuşturucu maddelerin bulunabilirliğinin önlenmesi yoluna gidilmiştir. Son dönemde arzın önlenmesinin (yasakların) yanı sıra, talebin azaltılması­na yönelik faaliyetler yoğunluk kazanmıştır. Uyuşturu­cu madde kullanmaya potansiyel adayların tespiti ve kullanmaya başlamalarının önlenmesi, yeni kullanmaya başlayanların geri kazanılması, madde bağımlılarının tedavi edilmesi talebin azaltılmasına yönelik yöntemler arasındadır. Uzun yıllar sonucu görülmüştür ki, arzın kısıtlanması ve yasaklar uyuşturucu ile mücadelede başarılı olamamıştır. Bu nedenle, birçok uyuşturucunun yasallaşması öngörülmektedir. Bu konuda öncülük e-den Hollanda'da esrar yasal olmayan madde kapsamın­dan çıkarılmış ve kendi kullanabileceği miktarda esrar bulundurulmasına i, verilmiştir. Esrarın serbest bıra­kılması esrar kullanımını artırmamıştır (TÜGİAD 1996). 

Serbestleşme ile ilgili bir başka öneri ise uyuşturu­cunun eczanelerde satılmasına yöneliktir. Böylece kul­lanıcılar (madde bağımlıları) tespit edilebilecek, kulla­nacakları miktar ve sağlık durumları sürekli kontrol altında tutulabilecektir (Hartwig/Pies 1990).

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005