Yer Altı Ekonomisi
Yeraltı ekonomisi, piyasa kanalı ile arz ve talebin
oluştuğu ancak, sağlık, güvenlik, ahlâk vb. gibi
nedenlerle üretim ve pazarlaması yasaklanmış veya
sıkı denetim altına alınmış malların gizlice üretim
ve/veya pazarlanması sonucu oluşan ekonomidir. Başka
bir yaklaşıma göre; yeraltı ekonomisi faaliyetleri,
devlet yönetiminde boşluğu dolduran, organize olmuş
suç örgütleri aracılığı ile yürütülen yasadışı ancak
çıkar sağlayan her türlü faaliyetlerdir. Gerek
uluslararası, gerekse ulusal boyutlarda olsun,
yeraltı ekonomisi faaliyetlerinin temel özellikleri
örgütlü olması ve şiddet içermesidir. Bu nedenle
yeraltı ekonomisi faaliyetleri dendiğinde akla ilk
gelen mafyadır. Hatta yeraltı ekonomisi, "mafya
ekonomisi" şeklinde de ifade edilmektedir.
Yeraltı ekonomisi faaliyetleri, organize olmuş suç
örgütleri aracılığıyla yürütülür. Risk unsurunun
yüksekliği nedeni ile kar marjları çok yüksek olan
yeraltı ekonomisinde, faaliyetlerin yasalara aykırı
olması arzı
kısıtlar, buna karşılık
talep inelastikdir. Bundan dolayı fiyatlar yüksek
seviyelerde oluşmaktadır. Yeraltı ekonomisinde bir
dizi bağımsız küçük ve orta büyüklükte birimin etkin
olduğu, kriminalize olmayan kesime mal ve hizmet
sağlayan rekabetçi sektör ile, bu rekabetçi sektöre
mal ve hizmet satan ve uluslararası ilişkilere sahip
yöneticilerin bulunduğu bir oligopol piyasa söz
konusudur. Yeraltı ekonomisinde kar marjları çok
yüksek ve çok karlı olduğundan, bu piyasaya giriş
talebi de yüksektir. Ortaya çıkan rant paylaşım
kavgası piyasa yöneticilerini zaman zaman çatışmaya
iter. Böylesine bir rant paylaşımı mücadelesinde de,
resmi güçleri yanına çekebilen taraf kârlı
çıkmaktadır. Bunun anlamı, yeraltı ekonomisinde
faaliyet gösterenler çok az da olsa bir kısım resmi
makam mensupları ile beraber çalışır ve sağladıkları
kârın bir bölümünü bu kişilere transfer e-der.
Suç örgütlen sahip oldukları büyük parasal güç
sayesinde bir yandan sosyal, etnik ve kültürel
farklılıkları istismar ederek toplumsal ve siyasal
destek sağlarken, diğer yandan da devletin en üst
kademelerine kadar etki alanlarını genişleterek,
devlet eliyle kendi güçlerini artırmakta ve
toplumsal bozulmalara neden olmaktadır.
Yeraltı ekonomisinin en önemli özelliği
faaliyetlerin organize olmuş örgütler aracılığıyla
yürütülmesidir. Bu nedenle her ülkede farklı şekilde
isimlendirilse de (Kolombiya'da Madellin Kartel,
Japonya'da Yakuza
gibi) mafya olarak bilinen
oluşum yeraltı ekonomisi faaliyetleri ile
özdeşleşmiştir. Yeraltı ekonomisinin en önemli
unsuru mafya; dünyada en büyük ekonomik güçler
arasına girmiş, faaliyetleri ile ciro sıralamasında
petrol, otomotiv, elekrik/elektronikten sonra
dünyanın dördüncü sektörü haline gelmiştir. O halde
mafya nedir?
Mafya Nedir? Mafya Kim
Mafya; yalın bir tanımla, sistemin açıklarını
kolla-yarak, gerektiğinde güç kullanıp yasadışı
yollardan maddi çıkar elde etmek için oluşturulan
organize suç örgütüdür. Bir örgütün mafya
sayılabilmesi için gerekli bazı unsurlar vardır.
Buna göre mafya (Bkz. Nebiler 1995; Yücel 1997);
• Aralarında fonksiyonel iş bölümü olan
elemanlardan oluşan hiyerarşik yapıda, içerisinde
kendine özgü yaptırım sistemi olan bir
örgütlenmedir. Emir dinlemez, çok güçlü veya çok
zayıf olanlar ile polisçe bilinenler derhal
pasifıze edilirler. Gizlilik temel esastır.
• Mafyanın çekirdeğinde yer alan kişiler ırk, dil,
etnik veya diğer bağlarla kenetlenmiştir. Mafya
üyeleri alt kültürde oluşan normlar ve bir tür
yazılı olmayan hukuku takip ederler. Her üyenin
gruba karşı sadakat borcu vardır.
• Her örgütte taktik ve stratejik planlama ile
eylemsel görev paylaşımı vardır. Her üye iş bölümü
gereği özel bir rol üstlenir ve görevinde (planlama
veya icra) uzmanlaşmaktadır.
• Kural olarak suç işleyerek kazanç temin edilir
ve suç işlemek süreklilik arzeder. Yasalarca
yasaklanmış mal ve/veya hizmetlere ilişkin talepler
karşılandığından uzmanlaşma önemlidir.
• Şiddet kullanımı veya kullanılacağına dair açık
veya genellikle örtülü şekilde yöneltilen
"tehditler" mafyanın temel özelliğidir. Bu yöntem
tanıklara ve örgüt üyelerine karşı doğrudan veya
dolaylı kontrol mekanizması olarak kullanılmaktadır.
• Gerek devlet memurları veya görevlileri,
gerekse özel sektör yetkilileri ve görevlileri
korkutularak, yolsuzluk yapar hale getirilmeye
çalışılır. Bu nedenle emniyet, adalet, siyaset ve
ekonomide yardımcı, koruyucu ve destekçi kişilerin
mafya etrafında bir tampon oluşturmasına büyük çaba
sarfedilir. Bu kişilerin yardımı olmaksızın mafya
varlık gösteremez.
• Mafyanın amacı illegal veya legal faaliyetlerin
yoğun bir şekilde yer aldığı bir ortam
oluşturmaktır. Yasal alanda yürütülen faaliyetler
illegal işleri kamufle etmeye yöneliktir. Bu nedenle
birçok paravan firmalar kurulur.
• Karapara aklanır. Suç faaliyetlerinden sağlanan
gelir, meşru fınans kuruluşlarına aktarılır. Böylece
modern iletişim ve ulaşım araçlarını kullanarak,
uluslararası sınır ve yasa tanımayan kayıtdışı bir
ekonomi oluşturur.
Mafya girişimcidir, yayılmacıdır, faaliyet alanları
tekelci piyasalardır ve çoğunlukla teknoloji
yakından takip edilir. Mafyanın gücünü belirleyen
unsur, üstünlük mücadelesinde her ne yolla olursa
olsun zaferle çıkmasıdır. Bu nedenle mafya, sadece
biçimsel bir örgütlenme değil, bir davranış tarzı,
bir iktidar biçimidir ve mafyanın içerisinde
kuralları belirlenmemiş bir rekabet vardır.
Rekabetten başarılı çıkan hakimiyetini
sağlamlaştırmak için soygun, nedensiz saldırı, esir
alma, katliam gibi çeşitli yollara başvurur. Bütün
bu faaliyetleri finanse edebilmek için kumar,
tefecilik, haraç ve kaçakçılık faaliyetlerini
tekelinde tutmaya çalışır. Son derece gaddar ve
saldırgan olması nedeniyle rantın oluştuğu her
sektörde bazen doğrudan, bazen paravan firmalar veya
aracılar kullanarak, çoğunlukla şiddet unsurunu ön
plana çıkararak faaliyet gösterir.
Mafyanın Gelişimi
Mafyanın tarihi ve gelişimi kısaca incelendiğinde
bazı çarpıcı sonuçlar çıkar. Ortaçağ sonlarında
Sicilya'da istilacı yönetimleri devirmeye yönelik
gizli bir
örgüt olarak ortaya çıkan
mafyanın kökeni "mafıe" denen küçük silahlı gruplara
dayanır. Bu gruplar mülklerinde oturmayan toprak
sahiplerinin, adadaki otorite boşluğu nedeniyle
haydutlara karşı topraklarını korumak için
tuttukları adamlardan oluşmaktaydı. Bu grupların
içindeki daha girişken ve zorba üyeler, 18. ve 19.
yüzyıllarda toprak sahiplerine başkaldırarak toprak
sahiplerinden ürünlerini korumanın karşılığı olarak
haraç almaya başladılar. Mafya kültüründeki haraç
uygulaması da böylece başlamış oldu. Sicilya'daki
yabancı yönetimlerin despotik yapıları, ada
halkının karmaşık törelere dayanan, mafyaya özgü
adalet sistemine sığınmasına yol açmıştır. Böylece
mafyanın arabuluculuk fonksiyonu oluşmuştur.
Arabuluculuk fonksiyonu sadece uzlaşma sağlanamamış
kişiler arasında değil, aynı zamanda yerel halk ve
politikacılar arasında da gerçekleşmiştir. Mafya
siyasilerle bağlar kurmuş, yerel halkı belli
adaylara oy vermeye zorlamıştır. Bir müddet sonra
ise kendi adaylarını önce yerel daha sonra ulusal
meclise sokmuşlar, karşılığında da politik güç
kazanmışlardır. Suç ve siyaset arasındaki bu yakın
ilişki, kısa zamanda kamu kurumlarında rüşvet vs.
yolsuzlukların yaygınlaşmasına neden olmuştur.
1900'lü yılların başlarında mafya aileleri kendi
aralarında birleşerek, Sicilya'da ekonomik ve
siyasal etkinliklerin çoğunu denetimlerine
almışlardır
Mafyanın işleyişinin temelinde hiçbir koşulda
adalet için resmi makamlara başvurmamak ve resmi
makamlara yardımcı olmamak (suskunluk yasası)
koşulu vardır. Bu koşulu yerine getirmeyenler
veya ihlal e-denler mutlaka mafyanın misillemesi ile
karşılaşırlar.
İtalya'nın faşist yönetimi, 1920'lerin başlarında
geniş bir tutuklama kampanyası sonunda Mafya üyesi
olarak suçlanan binlerce kişiyi uzun süreli hapis
cezalarına çarptırarak örgüte ağır darbe
indirmiştir. II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD işgal
yönetiminin birçok mafya üyesini serbest bırakması,
örgütün yeniden canlanmasını sağlamıştır. Mafya; bu
dönemde, Sicilya'dan Palermo'ya yönelerek sanayi,
ticaret ve inşaat sektörlerine, ayrıca rüşvet,
şantaj, haraç ve kaçakçılık işlerine girmiştir. 20.
Yüzyılın başlarında Sicilya ve İtalya'dan göç eden
gruplar içindeki mafya üyeleri, ABD ve Güney
Amerika ülkelerinde benzer bir örgütlenmeye
gitmişlerdir. ABD'de deki İtalyan süç örgütleri
1930'lara doğru İrlandalı, Yahudi ve diğer
gangsterleri saf dışı bırakarak, yasadışı işlerin
çoğunu ellerine geçirmişlerdir. 1933 'te içki
yasağının kaldırılmasıyla, Amerikan mafyası kumar,
sarı sendikacılık, dolandırıcılık, tefecilik,
uyuşturucu kaçakçılığı ve fuhuş sektörüne girmiştir.
Yasadışı yollardan kazanılan paralar otel, lokanta
Ve eğlence yeri gibi alanlarda yatırıma
dönüştürülmüştür (Ana Britannica).
Araştırmacıların ortak görüşü, II. Dünya Savaşı
öncesi mafya tamamen bitirilmiş olabilirdi. Ancak
mafya üyeleri, 1939'da hiçbir zaman hayal
edemeyecekleri bir güce kavuşmuştur. II. Dünya
Savaşı sırasında Sicilya'ya asker çıkarma işinin
planlanması ve gerçekleştirilmesi, ABD Deniz
Kuvvetlerine bağlı istihbarat birimlerinin Mafya
ile kurduğu ilişkiler sayesinde gerçekleşmiş ve
mafya, Amerikan işgal güçleriyle işbirliği
yapmıştır. Bu işbirliği savaş sonrası dönemde de
devam etmiştir. ".... savaştan hemen sonraki
yıllarda Amerikan hükümetinin kapıldığı komünist
yayılma korkusunun, CIA'yi 'Kızıllar'ın önünü
kesebilecek her türlü güçle işbirliğine yöneltiğini
açıklıyordu. Bu güçler arasında mafya ile Korsika
suç dünyasıda vardı. CIA'in yükselttiği
antikomunizm sancağı altında uluslararası
uyuşturucu kaçakçılığı, savaştan sonra toparlanıp
işlerini yoluna koymuş ve kırk yıllık Soğuk Savaş
döneminde de kaçakçılığı önemli ölçüde
geliştirmişlerdi"(Booth 1996:211). Ayrıca Fransa ve
İtalya'da CIA'in komünist sendikalar öncülüğünde
gerçekleştirilen grevleri kırması ve sendikaları
çökertmek üzere mafya ile işbirliği yaptığı
bilinmektedir. Yine 1950 de rıhtım işçilerinin
grevinden sonra Marsilya rıhtımı CIA ile işbirliği
yapan mafyanın (Korsikalı gangster kardeşler Antonie
ve Barthelemy Guerini) denetimine geçmiştir (Booth
1996).
Dünyanın hemen hemen her ülkesinde İtalya'daki mafya
benzeri, kriminal sektörde faaliyet gösteren, suç
örgütleri oluşmuştur. İkinci Dünya savaşını takip
eden yıllarda özellikle Güney Amerika ve
Ortadoğu'da, Meksika ve Küba'da birçok örgütlü suç
grupları ortaya çıkmıştır. Çeşitli araştırmaların
sonucunda, bu örgütlerin Sicilya'daki prototipe çok
benzediği tespit edilmiştir. Ancak bu örgütler kimi
ülkelerde çok etkili olurken, kimi ülkelerde ise
görece etkin olamamışlardır. Örneğin ABD'de faaliyet
gösteren suç örgütleri son derece etkili iken,
İngiltere'de suç örgütleri o kadar ön planda
değildir (Thomas 1992). Bu farklılığın nedenleri,
kriminal sektör faaliyetleri ile mücadelede önemli
ip uçları verebilir.
Yapılan birçok araştırmaya göre İngiltere'de suç
örgütlerinin ABD ile karşılaştırıldığında çok az
sayıda ve görece etkili olamamasının en önemli
nedeni, mafyanın en yaygın faaliyet alanı olan
kumar sektörünün ingiltere'de her zaman yasal olarak
faaliyet göstermesidir, ingiltere'de kumarhanelerin
yasal ve devlet kontrolünde faaliyet göstermesi,
suç örgütlerinin oluşmasına mani olan bir etmendir.
ABD'de
suç örgütlerinin güç kazanması ve yaygınlaşması
1917 yılında ABD Anayasa'sınm alkollü içki üretimi
ve nakliyesinin yasaklanması ile başlamıştır. Bu
yasağın uygulanması ile birçok suç örgütü olusurken,
İngiltere'de böyle bir yasaklama getirilmemiş,
alkolle mücadele için bira fiyatları
ucuzlaştırılmıştır.
ABD
20. Yüzyıl başlarında en fazla göç edilen ülke
konumundayken, İngiltere'ye göç çok az ve kontrollü
olmuştur. Farklı-kültürlerden gelenlerin kaynaşması
ABD'de uzun zaman almış ve suç örgütlerinin önemli
rol oynadığı çatışmalar yakın tarihlere kadar
süregelmiştir. Bazı gözlemcilere göre; günümüzde,
ABD'deki örgütlü suçlarda yerel mafyanın rolü
giderek azalmış, yerini Güney Amerika kökenli suç
örgütleri almıştır. Bu gelişmeye yol açan önemli
etkenlerden biri, farklı kültürlerden gelenlerin,
özellikle de Sicilyalı azınlıkların ABD toplumuyla
kaynaşması, diğeri de mafyanın kolayca eleman
bulmasını sağlayan koşulların ortadan kalkmaya
başlamasıdır (Thomas 1992).
|