Kapasite
ve Kapasite Büyüklüğü (İşletme Büyüklüğü) Kavramları
Burada önce kurulu bir işletmenin
üretim miktarını ifade eden kapasite
kavramı ve daha sonra da değişik kapasitelerdeki
işletme büyüklükleri veya kapasite büyüklüğü kavramı
incelenecektir.
1- Kapasite
İşletme ve mühendislik literatüründe "işletme
kapasitesi" anlamına gelen "işletme teknik
kapasitesi", "işletme ekonomik kapasitesi",
"işletme üretim kapasitesi" ve "tesis kapasitesi"
gibi farklı sözcüklerle ifade edilen değişik
kapasite tanımlarına sık sık rastlanmaktadır.
İşletme ve mühendislik bilim dallarında kapasite
kavramının değişik anlamlarda kullanıldığı ve hatta
aynı bilim dalında dahi görüş birliğine varılmadığı
gözlemlenmektedir. Kanımızca bu kavram üzerindeki
görüş ayrılıklarının en önemli nedeni, izlenen
amaçların ve söz konusu üretim birimlerinin farklı
olmasıdır.
Farklı kapasite tanımlarındaki ortak özellik,
kapasitelerin belli bir sürede işletmenin
üretim düzeyini veya üretim gücünü ifade
ekmeleridir. Kapasite, mal ve hizmet üretebilme
yeteneği ve olanakları hakkında
fikir
veren bir kavramdır. Bir kimse günde 8 saat
çalışabiliyorsa, o kimsenin çalışma ve iş çıkarma
kapasitesi 8 saattir. Bir makina günde sürekli
olarak 20 saat çalışabiliyorsa, o makinanın günlük
kapasitesi 20 saattir.
Belli bir sürede
üretilen mal veya hizmetlerin fiziksel birim sayısı
kapasite ölçüsü olarak kullanılır; bir kişi belli
bir süre içinde, söz gelişi 8 saat içinde bir maldan
20 birim üretirse, o kişinin üretim
kapasitesi 20
birimdir, denir. Yine bir tezgah 8 saatte 40 metre
kumaş dokuyabilirse, üretim kapasitesi 8
saatte 40 metredir, denilir. Bir fabrika günde 400
metre kumaş dokuyor ve yılda 300 gün çalışıyor ise,
bu fabrikanın yıllık üretim kapasitesi 400 x 300 =
120.000 metre kumaştır, denilebilir.
Fiziksel birimler
dışında, belli bir sürede ürünlerin "değeri"de
kapasite ölçüsü olarak kullanılabilir. Bir
fabrikanın belli bir sürede ürettiği malların
değerinin tutarı, yine bir bakkalın günlük satış
tutarları bu birimlerin kapasitelerinin ölçümünde
kullanılabilir.
Bu verdiğimiz
örneklerde kapasite "üretim gücü ölçüsü" olarak
tanımlanmaktadır. Kapasite tanımı
üretim
faaliyetine
katılan her işletme, atölye ve makina için söz
konusu olabileceği gibi, bir insan ve diğer canlılar
için de söz konusu olabilen geniş bir tanımdır.
2- İşletme
Kapasitesi
Kimi bilim
adamları işletme kapasitesini
"üretim
miktarı" açısından, kimileri de "maliyetler"
açısından tanımlamaya çalışmışlardır. Nitekim De
Leew kapasiteyi, bir işletme veya tesisden birim
zamanda elde edilebilen maksimum
üretim
miktarı olarak tanımlamıştır (1).
Griffin
ise, işletme kapasitesini, işletmenin kısa dönem
ortalama maliyet eğrisini minimum kılan üretim
düzeyi olarak açıklamıştır (2). Pekiner işletme
kapasitesini, "herhangi bir işletmenin belirli bir
zaman parçası içerisinde üretebileceği mal veya
hizmet miktarı" olarak tanımlarken (1), Oluç
kapasiteyi, "işletmenin bir mal veya hizmet
üretebilme yeteneği ve imkânları" biçiminde
tanımlamaktadır (2). Bu tanımlamalara paralel
olarak, literatürde, genellikle iki tür kapasite
kavramıyla karşılaşılmaktadır. Bunlardan ilki, bir
işletmenin "teknik veya mühendislik kapasitesi",
ikinciyse
"ekonomik veya maliyetler açısından kapasite"'dir.
a- Teknik veya
Mühendislik
kapasitesi:
Bir işletmenin
fiili (gerçekleşen) üretim miktarı ile maksimum
üretim arasındaki ilişkiyi gösterir. Bu yaklaşıma
göre kapasite, maliyetler ve üretim darboğazları göz
önüne alınmadan bir işletmenin birim zamanda
üretebileceği maksimum ürün miktarı olarak
tanımlanabilir. Buna göre, bir işletmenin veya
tesisin tahmin edilen kapasitesi sürekli olarak
gerçek veya fiili üretim kapasitesinin üzerinde
olacaktır. Zira üretim sürecinde; herhangi bir
hammadde ve işgücü tıkanıklığının olabileceği göz
önünde bulundurulamaz. Teknik kapasitenin kolaylıkla
ölçülebilmesi, bu yaklaşımın bir üstünlüğü olarak
gösterilmektedir. Ancak teknik kapasite kavramının
eleştiriye açık bir yönü vardır. Birincisi insan
gücü, hammadde ve diğer parasal maliyetlerin dikkate
alınmamış olmasıdır. İkincisi, makina, teçhizat gibi
üretken ünitelerin hiç bir arıza göstermeyeceği,
tamir gereksinimi duyulmadan maksimum üretime devam
edebileceği varsayımıdır.
b.
Maliyetler
açısından
veya ekonomik
kapasite:
Üretim yöntemi
(tekniği) değişmediğinde bir işletmenin minimum
maliyetler düzeyinde üretebileceği ürün miktarı
olarak tanımlanır. Ekonomik kapasitenin teknik
kapasiteye oranla bir işletmenin gerçek üretim
düzeyini daha sağlıklı biçimde yansıtacağı avantajı
yanında; bu kapasite ölçümünün daha zor olacağı da
göz önünde bulundurulmalıdır, işletme ekonomisi
literatüründe genellikle, teknik kapasite maksimum
kapasite, olarak ekonomik kapasite de optimum
kapasite olarak nitelendirilmektedir.
Kapasite
planlamasında; işletmedeki makina ve donatım
araçları gibi temel üretken birimlerin ayrı ayrı
hesabedilen üretim güçleri toplamı yerine, işletme
kapasitesi tüm işletmenin üretim gücünü ifade eder.
Böylece, işletme bir bütün olarak incelendiğinde,
işletme üretim
gücüne, "işletme üretim kapasitesi" veya kısaca
"işletme kapasitesi"
denilir.
Kapasite
Çeşitleri
1.
Maksimum (Teorik) Kapasite:
Bir
işletme veya maki-nanın
hiç bir arıza ve gecikme olmadan üretebileceği
maksimum ürün miktarıdır. Bu aynı zamanda
daha önce tanımladığımız "mühendislik veya teknik
kapasite" anlamına gelmektedir. Şekil 5'de A - D
boyutu, yani 60.000
ünite
miktarı işletmenin maksimum kapasitesini
göstermektedir,
2.
Normal (Pratik) Kapasite:
Tamir, bakım, onarım, makina bozulmalarından
doğabilecek normal gecikmeler dikkate alındığında
normal koşullarda üretilebilecek ürün miktarını
gösterir. Şekilde A - C boyutu, yani 50.000 ünitelik
üretim miktarı işletmenin normal kapasitesini
gösterir.
3.
Gerçek (Fiili) Kapasite:
Belirli üretim
planı döneminde ortaya konulan ürün veya hizmet
miktarını gösterir. Şekilde bu A -B boyutu yani
40.000 birimlik üretim miktarını gösterir. Normal
kapasite, her zaman ulaşılabilir üretim miktarını
gösterir. Ancak kapasite üretilen ürünün
satılabilmesiyle olanaklıdır. Satış hacmi yetersiz
ise, normal kapasitenin ancak bir bölümünden
yararlanılabilir. Normal kapasitenin
yararlanılan bölümüne "gerçek kapasite" denir.
Yararlanılamayan bölümüne "aylak kapasite" denir.
4.
Aylak (Boş) veya Atıl Kapasite:
Normal kapasite
ile gerçek kapasite arasındaki farka denir. Şekil
5'de, işletmede B – C boyutunda 10.000 ünitelik bir
atıl (boş) kapasite olduğu görülmektedir. Normal
kapasiteden daha düşük bir miktarda üretimin
gerçekleşmesi
yani atıl kapasitenin ortaya çıkması, birim üretim
maliyetini artıracağından işletmeci tarafından arzu
edilmez. Bugün ülkemiz işletmelerinin çoğunda,
hammadde ve diğer üretim girdilerinin tedariğinde
karşılaşılan güçlükler nedeniyle, atıl kapasitelerde
çalışılmaktadır.
5.
Çalışma derecesi (Kapasite Kullanım
Oranı):
Bir işletmede
normal kapasiteden yararlanılabilen oranı gösterir.
Çalışma Derecesi = Gerçekleşen (Fiili) Kapasite
Normal (Pratik) Kapasite
Bir işletmenin
kapasite kullanım oranı (çalışma derecesi) % 80
denildiğinde o işletmenin normal kapasitesinin
% 80'ini oranında üretimi gerçekleştirdiği
anlamına gelir. Kapasite kullanım oranı
arttıkça işletmenin üretim programını
uygulamadaki başarısı artıyor
demektir.
C- Kapasite
- Maliyet İlişkisi
Kapasite
planlamasında işletme kapasitesi, maliyetler
açısından incelendiğinden kapasite-maliyet ilişkisi
üzerinde durmak gerekir. Bu ilişkinin ortaya
konulması için, önce "üretim maliyetlerini doğrudan
etkileyen faktörler" üzerinde durulmalıdır.
Kuramsal olarak
uzun dönem veya planlama döneminde üretim
maliyetlerini doğrudan etkileyen başlıca faktörler;
1. üretim yöntemi, 2. üretim faktör fiyatları ve 3.
kapasite büyüklüğü veya işletme büyüklüğüdür.
Üretim
Yöntemi
Bu faktör, teknik
bir deyişle, üretim fonksiyonunda girdilerin
birbirinin yerini alabilme veya bunların ikame
olanaklarını göstermektedir. Üretim faktörleri
bileşimi, bazı üretim alanlarında "değişmeyen
oranlarda" bazılarında da "değişen oranlar"da
arttırılabilir. Üretim sürecinde değişken üretim
faktörünün (işgücü ve hammadde gibi) artması,
belli bir noktaya kadar üretim
miktarının devamlı artışına; fakat daha sonra
azalışına neden olur (Azalan verimler kanunu
durumu). Üretim faktörleri bileşiminin değişmesiyle
etkisini gösteren "azalan verimler yasası" ile,
birim mal üretimi için daha fazla
değişken girdi kullanılması zorunluluğu maliyetlerde
artışa neden olmaktadır.
Girdi
Fiyatlarındaki
Değişmeler
Üretim
faktörlerinin verimliliği değişmediğinde, genellikle
girdi fiyatlarındaki
artışlar
maliyetlerin artmasına, girdi fiyatlarındaki
düşmeler ise maliyetlerin azalmasına neden olur.
Kapasite
Büyüklüğü (İşletme Büyüklüğü)
Üretim faktör .fiyatları ve üretim
yöntemi sabit olduğunda, üretim maliyetlerini
etkileyen diğer önemli bir faktör de kapasite
büyüklüğü veya işletme büyüklüğündeki değişmelerdir.
Her bir işletme büyüklüğü değişik üretim
miktarlarını gösteren farklı kapasitelerle ifade
edilir. Örneğin, 300 bin ton, 500 bin ton ve 600 bin
ton kapasitelerdeki çimento fabrikaları 3 farklı
büyüklükteki işletmeleri veya 3 farklı kapasite
büyüklüğündeki işletmeleri gösterir. Kuramsal olarak
işletmenin üretim kapasitesi büyüdükçe veya kapasite
büyüklüğü arttıkça, büyüklüğün maliyetleri düşürücü
etkisi sonucu, birim ürün maliyetlerinde azalışlar
beklenir. Büyüklüğün sağladığı avantajlar, sabit
tesisler dahil işletmenin her türlü girdi
miktarlarının istenildiği gibi değiştirilebileceği
zaman süresinde, daha iyi bir deyişle, uzun
dönemlerde ortaya
çıkar. Bu
nedenle, uzun dönemde kapasite büyüklüğü-maliyet
ilişkisi üzerinde ayrıntılı durmak gerekir.
|