2000 Yılı Sonrası Türkiye IMF ilişkileri
1999 yılı Nisan ayında yapılan erken genel
seçim sonuçları ile oluşan üçlü koalisyon hükümeti, göreve
başladıktan sonra, temmuz- aralık altı aylık döneminde daha önce
IMF ile üzerinde anlaşmaya vardığı “ Yakın İzleme Anlaşması”
uygulamasını başlatmış ve alınan sonuçlara dayanarak, 1999
yılının Aralık ayında, IMF ile üç yıllık (2000-2002) orta-vadeli
18.Stand-by anlaşması imzalamıştı. Ancak bu orta vadeli program
2001 yılı sonunda iki yılını doldurduktan sonra kesildi ve
(Şubat 2002’de imzalanan) 2002 yılı başından itibaren yeni bir
19.Stand-by anlaşması ile üç yıllık yeni bir dönem için
(2002-2004) yenilenerek uzatıldı. Böylece 2000 Ocak ayında
başlayan üç yıllık Satnd-by anlaşması kesintisiz olarak beş
yıllık bir orta-uzun vadeli IMF- Dünya Bankası programı haline
geldi. 2002 sonunda bu programın üç yıllık dönemi tamamlandı.
Aralık 1999 tarihinde imzalanan Stand-by anlaşması ile
uygulamaya başlanan 2000-2004 dönemini kapsayan beş yıllık orta
vadeyi de aşan bu programı, Türk İktisat Tarihinde 2.Beş Yıllık
IMF- Dünya Bankası Planı olarak adlandırmak mümkündür
2.Beş Yıllık IMF Planının dördüncü yılını
tamamlamış bulunmaktayız. 2000 yılı başında başlamış olan bu
programı koalisyon hükümetinden Kasım 2002 erken seçimiyle
devralan tek parti hükümeti bu programı aynen uygulayıp
sürdüreceğini beyan etmiştir.
2.1 18. Stand-by Anlaşması (2000-2002)
1999 Temmuz-Aralık dönemlerindeki
taahhütlerini yerine getiren Türkiye’ye IMF, 2000 yılı başında
bir "“orta dönemli” Stand-by Anlaşması yapma ve bunu Dünya
Bankası ile birlikte yürütme konusunda taahhütte bulundu. 1 Ocak
2000 tarihinden itibaren yürürlüğe giren programda üç yıllık
program içerisinde 4 milyar dolarlık (2.892 milyar SDR) kredinin
verilmesi öngörüldü.
Bu çerçevede , 305 milyon dolar (221.7 milyon
SDR) tutarında ki ilk dilim , 29 Aralık 1999 tarihi itibariyle
TCMB’nin hesaplarına intikal ettirildi. Stand-by Anlaşmasının
ve programın gözden geçirilmesine ilişkin ilk IMF İcra
Direktörleri Kurulu toplantısı da, 28 Nisan 2000 tarihinde
gerçekleştirildi. Kurul, birinci gözden geçirmeye ilişkin 10
Mart 2000 tarihli ek niyet mektubunu da onayladı.
IMF İcra Kurulu, Türkiye’nin uyguladığı
ekonomik programın ilk üç aylık değerlendirmesini başarılı
bularak, Stand –by kredisinin 293 milyon dolar (221.7 milyon
SDR) tutan ikinci dilimini de ödemesini kararlaştırdı.
2.IMF İcra Direktörleri Kurulu toplantısı, 6
Temmuz 2000 tarihinde gerçekleştirildi. Kurul, 22 Haziran 2000
tarihli ek niyet mektubunu da onayladı. Böylece, Stand-by
kredisinin 293 milyon dolar (221.7 milyon SDR) tutan üçüncü
dilimin ödenmesini kararlaştırdı(A:\Stand-by Anlaşması - Arşiv-
BELGEnet.htm).
Aralık 1999 tarihli niyet mektubuna göre 25
yıldır süren(1975-2000) enflasyon Türkiye’nin ekonomik
performansını farklı açılardan zayıflatmıştır. Bunun en belirgin
etkisi ekonomik büyümede yaşanan istikrarsızlıktır. Büyüme
yalnız istikrarsız olmamış aynı zamanda gelişmekte olan piyasa
ekonomilerinin en başarılılarının ortalamasının çok altında
kalmıştır. Programın hedefi, bu açık tespitten sonra şöyle
belirleniyor. Enflasyon ve yüksek reel faizlerin azaltılması
yalnızca uzun dönemde Türkiye’nin büyüme beklentilerini
yükseltmeyecek aynı zamanda ekonomik kaynakların daha etkin ve
eşit dağılımına da öncülük edecektir. Programın açık hedefi
enflasyon ve reel faizleri düşürmek aynı zamanda büyümeyi
sağlamaktır
18. Stand-by planına göre;
Uzun süren görüşmelerin ardından Stand-by
Anlaşması’nın temel amaçları şu şekilde belirginleşmiştir
·
Tüketici enflasyonu 2000 yılı
sonunda %25’e, 2001 yılı sonunda %12’ye ve 2002 yılında %7’ye
çekmek.
·
Reel faiz oranlarını makul
seviyelere indirmek.
·
Ekonominin büyüme potansiyelini
arttırmak. Ekonomideki kaynakların daha etkin ve adil dağılımını
sağlamak.
·
Sıkı bir maliye politikası
uygulamasıyla faiz dışı bütçe fazlasının arttırılması, yapısal
reformların gerçekleştirilmesi ve özelleştirmenin
hızlandırılması.
·
Enflasyon hedefi ile gelirler
politikası
·
Enflasyon ve reel faizlerin
düşürülmesine yapacağı katkıyı desteklemek ve ekonomik birimlere
uzun vadeli bir bakış sağlamak için enflasyonun geriletilmesine
kilitlenmiş döviz ve para kuru politikası.
IMF ile yapılan 18.Stand-by Anlaşması
piyasalarda olumlu bir etki yaptı ve piyasalar coştu. Borsa Ocak
ayında 20.000 puanı görürken işlem hacmi 2.2 milyar doları
buldu. Faizler son yirmi yılın en düşük seviyelerine(%38.1
faizli, 411 gün vadeli) geriledi. Niyet mektubunda verilen
sözlere paralel çalışmalar hızlandı. Mali durumu bozulan
bankalar fona devredilirken,IMF’nin istediği yasalar meclisten
geçti. Enflasyon rakamlarında ki iniş geleceğe yönelik umutları
arttırdı. Ekonomide yaşanan olumlu gelişmeler karşısında uluslar
arası kredi derecelendirme kuruluşları birer birer Türkiye’nin
notunu yükseltmeye başladılar.
Özelleştirme alanında büyük atılımlar
gerçekleştirildi. GSM 1800 ihalesinden 2 milyar 525 milyon dolar
gelir elde edildi. Petrol Ofisi’nin %51 hissesini satışı sonunda
1 milyar 260 milyon dolar gelir elde edilirken, Cumhuriyet
tarihinin en büyük peşin ödeme rekoru da kırıldı. Tüpraş’ın
halka arzı gerçekleşti ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulu oluşturuldu.
Enflasyon 2000 yılı sonunda %25, 2001’de %10
ve 2002 sonunda %5 seviyesine inecektir.
Büyüme 2000 yılında %5.5, 2001 ve 2002
yıllarında %5-6 aralığında gerçekleşecektir. Faiz dışı fazla
2000,2001 ve 2002 yıllarında %3.7 seviyesinde gerçekleşecektir.
Cari işlemler açığının 2000,2001 ve 2002 yıllarında büyüyeceği
ve GSMH’nın %1,5-2 düzeyinde gerçekleşeceği öngörülmektedir.
Diğer önemli bir öngörü ise reel faizlerin hızla düşürülmesidir.
------İlgili Konunun
Linkleri------
------IMF'nin
Kuruluşu, Amacı
------IMF'nin
Yapısı ve İşleyişi
-------2000
Yılı Sonrası Türkiye-IMF İlişkileri ve 18. Stand-by
-------Yeni
Ekonomik Program, Geri Ödeme Planı, 19. Stand-by