Yeni Ekonomik Program
Şubat 2001 ekonomik krizi sonrasında
Türkiye’nin IMF’ye verdiği niyet mektubu ve merkez bankasının
uygulayacağı para programının ayrıntıları sonrasında Türkiye’nin
güçlü ekonomiye geçiş programının 3 temel hedefi bulunmaktadır
(www.tcmb.gov.tr).
Yapısal değişimlerin sürdürülmesi;
Bu çerçevede krize neden olan sapmalar
giderilerek bankacılık kesiminde ciddi bir yeniden yapılanma
gerçekleştirilecek, özel kesimin rolü arttırılırken,
özelleştirmenin önündeki engellerin kaldırılması sağlanacak ve
gerek kamu kesiminde, gerekse özel kesimde şeffaflığın
arttırılmasına gidilecek
Maliye politikası;
ortaya çıkan yüksek faiz oranı ortamının yarattığı maliyet
artışını karşılayacak biçimde yürütülecek. Bu çerçevede kamu
kesimi için 2001 yılında öngörülen faiz dışı fazla hedefi
GSMH’nin yüzde 5.5’i olacak.
Para politikası;
dalgalı kur rejiminin devamına dayanıyor. Merkez bankası, kısa
dönemde oluşabilecek aşırı kur dalgalanmalarını gidermek için
müdahale edebilecek olmakla birlikte esas itibariyle kura
müdahale etmeyecek. Kısa dönemde parasal büyüklükler üzerine
kurulacak bulunan para politikası, bir süre sonra enflasyon
hedeflemesi esas alınarak yürütülecek.
Ücretlerin ılımlı artması ve sosyal konuların
uzlaşma içinde çözümlenebilmesi için kesimler arası sosyal
diyalog güçlendirilecek.
Piyasaların durumuna da bağlı olarak
özelleştirmeler hızlandırılacak. Bu kapsamda Telekom, Tüpraş,
THY, Erdemir, Tekel, Teaş, Tedaş’daki kamu payları
özelleştirilecek.
19. Stand-by Anlaşması
Anlaşma içeriği olarak kamu harcamalarının
azaltılması, ihale, tütün ve borçlanma kanunlarının
yasalaştırılması şart koşulmuştur. Kamu İhale Yasası ile
doğrudan katılımlar serbest hale getirilmesi, bankacılık
alanında Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası
özelleştirilmesini de kapsamaktadır. Ayrıca programda yer alan
ve IMF’nin önemle üstünde durduğu kamu çalışanlarının sayısının
azaltılması istenmektedir.
Yeni ekonomik program çerçevesinde, bozulan
dengelerin yerine oturması için Koalisyon Hükümeti, IMF İcra
Kurulu ile 19. Stand-by anlaşmasına imza attı. 2002-2004 yılını
kapsayan anlaşmayla 16 milyar dolar krediye onay verildi.
Kredinin ilk dilimi olan 9.1 milyar dolar kısa süre sonra hazine
hesaplarına girdi. Olumlu havanın etkisiyle sanayi üretimi Mart
ayında geçen yılın (2001) aynı ayına göre %18.7 oranında artış
gösterdi. En fazla üretim artışı %20.5 ile imalat sanayi
sektöründe gerçekleşti. Enflasyondaki düşüş devam etti. Nisan
ayında enflasyon toptan eşyada %1.8, tüketici fiyatlarında %2.1
arttı. Yıllık enflasyon ise tefede %58, tüfede %52.7 olarak
gerçekleşti. Sermaye piyasalarında meydana gelen olumlu
gelişmeler ise canlılığını çabuk kaybetti. Borsa 15 bin puanın
altına, dolar ise 1300000 TL’nin altına düşmüştür. Ayrıca
A.B.D’nin Irak’a yönelik operasyon söylentileri ve yurt içindeki
siyasi stres piyasalarda tansiyonu yükseltti. Yılın ikinci
çeyreğinde erken seçim tartışmaları ve Ecevit’in sağlığı gündeme
oturdu. Borsa 10 bin puan seviyelerine düşerken dolar tekrar
1400000 TL’nin üzerine fırladı. Bono %60 bileşikleri geçti.
IMF 2002 yılının Eylül ayı sonuna kadar
Türkiye’ye 5 yıllık IMF planı için sağladığı 31.9 milyar
dolarlık ek kolaylığın 28.2 milyar dolarlık kısmını kullandırdı.
Türk Hazinesi IMF’den sağladığı bu ek kolaylığın 11.9 milyar
dolarını 2002 yılı içinde iç borç finansmanında kullandı. Yani
gelinen noktada iç borç finansmanı dış borçlanma ile karşılanır
noktadadır.
Yakın izleme anlaşmasıyla başlatılan
dönemin başında, yani 1998 yılının sonunda Türkiye’nin GSMH’ SI
206.6 milyar dolar olarak hesaplanmıştı. Yakın izleme
anlaşmasını takiben açıklanan 99 yılının sonunda Türkiye’nin
GSMH’ SI 185.2 milyar dolar olarak saptandı. Programın 5. Yılı
olan 2004 sonunda GSMH’nın 206 milyar dolara ulaşacağı tahmin
ediliyor. Kısacası Türkiye 2. 5 yıllık IMF planın
uygulanmasından sonra 1998 yılı düzeyine 7yıl sonra tekrar
gelebilecektir
19. stand-by programında büyüme hedefleri
2002 de %3, 2003 ve 2004 de ise %5 olarak belirlenmiştir.
Enflasyon hedefleri ise 2002 de %35, 2003 de %17, 2004 de %12
olarak belirlenmiştir. Faiz dışı fazla bu 3 yıl için %6.5 olarak
belirlenmiştir. Cari açık hedefi ise aynı üç yıl için –1.2
olarak belirlenmiştir
Türkiye'nin Geri Ödeme Planı
1 Ağustos 2003 tarihinde IMF İcra
Direktörleri Kurulu toplantısında Türkiye’nin, yaptığı
kullanımları yeni bir plana göre geri ödeme kararı da görüşülmüş
ve uygun bulunmuştur. Üye ülkelerin IMF stand-by düzenlemesi
çerçevesinde kullanmış olduğu kredilerin vadesi 5 yıl, ödeme
dönemi ise 3 yıl 3 aydır. IMF İcra Direktörleri Kurulu 28 Kasım
2000 tarihinde ülkelerin kredi geri ödemelerini normal
vadesinden bir yıl önce yapmasının beklenmekte olduğu yönünde
bir karar almıştır. Vadesinden bir yıl önce geri ödeme yapmak
bir zorunluluk değildir.
Türkiye’nin IMF’den kullanmış olduğu
kaynakların geri ödenmesinde erken ödeme planı tercih etmesi
durumunda 2004 de 9.7, 2005 de 10.5 milyar dolar olacaktı.
Ödemelerin normal vadesinde yapılması durumunda ise, 2004 yılı
ödemesi 2.7 milyar dolara inmekte, 2005 yılında 9.2 ve 2006
yılında 10 milyar dolar geri ödeme yapılması gerekecekti. Geri
ödemelerin bu şekilde iki yıla yığılmasının ödemeler dengesi ve
kamu maliyesi açısından arzu edilir bir durum olmadığı açıktır.
Bu sebeple Türkiye geri ödemelerin bir kısmını erken ödeme
planına göre, bir kısmını ise normal ödeme planına göre ödeme
kararı almıştır.
Türkiye’nin IMF’ ye
Geri Ödeme Planı
|
2003 |
2004 |
2005 |
2006 |
2007 |
2008 |
2009 |
Erken Ödeme Planına Göre |
2,6 |
9,7 |
10,1 |
3,6 |
1,8 |
0,8 |
0,0 |
Normal Ödeme Planına Göre |
1.6 |
2.7 |
9.2 |
10 |
3.6 |
1.8 |
0.8 |
Yeni Ödeme Planına Göre
|
2.6 |
5.2 |
7.8 |
10.7 |
1.8 |
0.8 |
0.0 |
Şubat 2002 tarihinden sonra yapılan
kullanımlara ait geri ödemelerin, 2004 ve 2005 yıllarında erken
ödeme planına göre değil normal vadesinde ödenmesi kararı IMF’
ye iletilmiştir. Yeni geri ödeme planına göre IMF’e yapılacak
toplam geri ödemeler 2004 de 5.2, 2005 de 7.8 milyar dolara
inmektedir. Erken ödeme seçeneğiyle karşılaştırıldığında, 2004
ve 2005 yıllarında IMF’e yapılacak geri ödemeler, sırasıyla 4.5
ve 2.3 milyar dolar azalmıştır. Yeni ödeme planıyla önümüzdeki
iki yıllık dönemde IMF ye yapılacak borç ödemelerinde 11.3
milyar dolarlık bir rahatlama sağlanmıştır.
Sonuç
Türkiye, uluslar arası finansal sisteme
işlerlik kazandırmak ve ödemeler dengesi sorunları yaşayan
ülkelere yardım etmek amacıyla kurulan IMF nin kapısını ilk kez
1958 yılında çaldı. Bu güne kadar IMF ile imzalanan 19 stand-by
düzenlemesinin önemli bir kısmı başarısızlıkla sonuçlanırken bir
kısmı ise aksine başarıyla uygulandı.
2002 yılı başında imzalanan ve IMF nin o
tarihe kadar sağladığı en yüksek kredi miktarı olan 16
milyar dolarla desteklenen 3 yıl vadeli stand-by düzenlemesi
başarıyla uygulanan programlar içinde sivrildi. Bir önceki
programın kazanımlar ile de desteklenen mevcut stand-by
anlaşması 2004 yılında sona eriyor.
Hükümet yetkilileri tarafından yapılan resmi
açıklamalara göre IMF ile yeniden masaya oturulması
planlanmıyor. Ancak 2005 ve 2006 yıllarında yapılacak olan
toplam 18.5 milyar dolarlık kredi geri ödemeleri düşünüldüğü
zaman IMF’ siz bu dönemin nasıl aşılacağı sorusu merak
uyandırıyor. Ayrıca yapısal reformlar kapsamında Türkiye’nin
henüz arzulanan düzeye gelmemesi konunun diğer bir boyutu olarak
ortaya çıkıyor.
Uygulanan istikrar programının ilerleyen
safhalarında gereksinimlerin ortadan kalkması ile birlikte IMF
desteğinin varlığı olumsuzluklara da neden olabilmektedir.
Başlangıçta katı koşullara bağlanan programın
ilerleyen dönemlerde de aynı katılığını devam ettirmesi sosyal
yönlü politikaların eksik kalmasına ve istikrar programına olan
güvenin zedelenmesine neden olabilir. IMF kredisinin geri
ödenmesinin öncelikli olması ise bazı durumlarda mevcut
kaynakların doğru alanlara aktarılamamasına neden olabilir. IMF
in mikro bazlı bazı uygulamaları ise yerli şirketlerin aleyhine
bir durum oluşturabilir.
Türkiye ekonomisinin son 3 yıl içerisinde
gösterdiği olumlu performans yeni bir stand-by sürecinin
gereksiz olduğunu gösteriyor. Zira, hastayı yataktan kaldırıp
yürüyebilir bir duruma getirmeyi amaçlayan stand-by sürecinin
amacına ulaştığını ve bu noktadan itibaren yürüyen hastanın
koşabilecek bir sağlık durumuna kavuşması için gerekli
önlemlerin alınması gerekiyor. Bunun için hastanın sırtındaki
yükün bir bölümünün hafifletilmesi ve önündeki engelleri aşmada
yardımcı olunması gerekir.
IMF ile anlaşmaya varılıp Ağustos 2003 deki
yeni ödeme planının bir benzeri olarak geri ödemenin bir
kısmının ileriki tarihlere atılması faydalı olabilir. Bu
Türkiye’nin sırtındaki yükün bir kısmını atabilecektir. Sonuç
olarak Türkiye’nin IMF ile 1998 yılında yaptığı yakın izleme
anlaşması tarzı bir anlaşmaya varması ve 2005 yılından itibaren
de bu anlaşmayla yakın işbirliğinde bulunması faydalı olabilir.
Bu tarz bir uygulama ile ekonomi politikalarında ve uygulamada
Türkiye özerk bir yapıya kavuşturulurken IMF ‘in finansal
desteğinin de devam etmesi sağlanacaktır.
------İlgili Konunun Linkleri------
------IMF'nin
Kuruluşu, Amacı
------IMF'nin
Yapısı ve İşleyişi
-------2000
Yılı Sonrası Türkiye-IMF İlişkileri ve 18. Stand-by
-------Yeni
Ekonomik Program, Geri Ödeme Planı, 19. Stand-by