Türkiye’nin Ekonomik Kalkınmasında
İhracatın Yeri ve Önemi
Bugün dünya
gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler olmak üzere iki kutba
ayrılmaktadır. Türkiye gibi bu iki kutup arasında kalan ülkelere
ise gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) adı verilmektedir. GOÜ’lerin
temel amacı hiç şüphesiz ki bir an önce kalkınma hamlesini
gerçekleştirerek gelişmiş ülkelerdeki refah seviyesine
ulaşabilmektir. Kalkınmanın ise; politik, kültürel, toplumsal
vs. birçok belirleyicisi olduğu gibi temeli ekonomiye
dayanmaktadır. Bununla birlikte ülkemizin de içinde bulunduğu
GOÜ’ler için, ekonomik anlamda hangi kalkınma stratejisi
benimsenirse benimsensin artık uluslararası ticaretin katkıları
olmadan kalkınmanın mümkün olamayacağı da söylenebilir
(Seyidoğlu, 2003; 589). Ayrıca devletler dünya ekonomisine
entegrasyonun tek başına uzun vadeli büyüme getiremeyeceğini
unutmamalı, dışa açılmayı, açık ve tutarlı yerel yatırım
stratejisi gibi diğer politikalarla tamamlamalıdırlar (Rodrik,
2000; 29)www.ekodialog.com
a)
Ulusların Zenginliği, Kalkınma ve İhracat
Tarihsel
süreç içersinde ulusların zenginliği ya da servetin kaynağı
iktisatçılar ve/veya filozoflar tarafından 16. ve 17.
yüzyıllarda altın ve gümüş gibi değerli madenlere, 18. yüzyılda
doğaya, 19. ve 20. yüzyıllarda ise iş bölümü ve uzmanlaşmaya
dayandırılmaktaydı. Bugün de bir ulusal ekonomide olduğu gibi,
uluslararası ekonomik toplum açısından refahın temelinde, “iş
bölümü” ve “uzmanlaşma” ilkesi yatmaktadır
(Seyidoğlu, 2003; 4-5).
Daha genel bir yaklaşımla; ihracat artışının bir
ülke ekonomisinin büyümesine sağladığı yararlar kısaca şöyle
ifade edilebilir (Demirhan ve Akçay, 2005; 124) :
Ø
Ekonomide
faktör verimliğinde artış olur. Yani ülke kaynaklarının daha
etkin kullanılması sağlanır.
Ø
Ölçek
ekonomilerinden ve pozitif dışsallıklardan elde edilen kazançlar
artar.
Ø
Döviz
sıkıntısının hafiflemesi ile ara ve yatırım malları ithalatı
kolaylaşır.
Ø
İhracat
sektörlerinde üretim maliyetlerinde azalma olur.
Ø
Yeni
teknolojilerin sağlanmasına yönelik politikaların uygulanması
teşvik edilir.
Türkiye
gibi gelişmekte olan ülkeler açısından ihracat, kalkınma
sürecinde gereksinim duyulan yatırım ve ara malı ithalatını
döviz darboğazına girmeden karşılamaya yardımcı olan bir işleve
sahiptir. Diğer taraftan ihracat ileri ve geri bağlantıları ile
ekonominin diğer sektörlerini uyarır, istihdamı arttırır ve
uluslararası iş bölümüne uygun bir kaynak dağılımına fırsat
vererek , ülke ve dünya refahının artmasına katkı sağlar (Yıldız
ve Delice, 2001; 102). Zaten bugün, gelişmiş ülkelerin dünya
ticaretinden aldıkları pay da ihracatın kalkınmada ne kadar
önemli bir işleve sahip olduğunu açıkça göz önüne sermektedir.www.ekodialog.com
Konunun
ülkemizin geleceği açısından öneminin daha anlaşılır kılınması
için son elli yıl içersinde hızlı bir kalkınma hamlesi
gerçekleştiren ülkelerde izlenilen ihracat ve dış ticaret
stratejisine göz atmak gerçekçi olacaktır. Tayvan, Türkiye gibi
GOÜ’lerin kalkınma hedefi için örnek olabilecek bu ülkelerden
bir tanesidir. Tayvan’da 1950’den itibaren küçük bir ülkenin
sadece iç pazara yönelerek büyüyemeyeceği anlaşılarak dışa açık
politikalar benimsenmiş ve bunun sonucunda da ihracat,
sanayiinin gelişiminin ve kalkınmanın itici gücü olmuştur
(Bayar, 2004; …). Tabi ki Tayvan’nın kalkınma deneyiminin
arkasında ihracatın yanı sıra dış ve iç bir çok belirleyici
koşulun olduğu da unutulmamalıdır.
Özellikle
1990-2000 yılları arasında kesintisiz bir büyüme gerçekleştiren
İrlanda, GOÜ’ler için deneyimlerinden yararlanılması gereken
önemli bir diğer ülkedir. İrlanda coğrafi konumunu ve avantaj
sağlayabilecek dış ekonomik koşulları istikrarlı,
pragmatik(yararcı) ve katılımcı politikalarla destekleyerek, bu
gün gelişmiş ülkelerinkinden daha üst düzeyde bulunan ekonomik
refah göstergelerine ulaşmıştır
(http://www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/Nisan2004 /irlanda.htm,
28.06.2005). Bu noktada Türkiye’nin ihracat stratejisi açısından
asıl önemli olan, İrlanda’nın dış ticaretinde göze çarpan
sektörel/yapısal değişimdir. Önceki yıllarda İrlanda ihracatının
lokomotif sektörü tarım iken, bugün makine ve ulaşım araçları
ile kimyasal ürünler gibi ileri teknolojili, katma değeri yüksek
mallar ihracatın önde gelen kalemlerini oluşturmaktadır.
b)Türkiye İhracatının Mevcut Durum Analizi ve Hedefler
Ülkemizde;
2000 yılını 26,5 milyar dolar seviyesinde kapatan ihracat hacmi,
2001 Kriz’inin de etkisi ile, yerli firmaların iç talepteki
daralmayı ihracat ile telafi etme arayışlarına bağlı olarak, 4
yıl içersinde 2,5 kat artmayı başarmıştır (TUGİAD, 2005; …). Son
yıllarda toplam ihracat hacminin düzenli sayılabilecek bir artış
seyri izlemesi ve ihracatımız içersinden aldıkları pay
itibarıyla düşük teknoloji yoğun sektörlerden orta-yüksek
teknoloji yoğun sektörlere doğru bir eğilim olması da ülkemiz
ihracatındaki diğer olumlu gelişmelerdir. Nitekim geçtiğimiz
Mayıs ayı içersinde, yıllardır ihracatımızın lokomotifi olan
hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün birincilik konumunu taşıt
araçları ve yan sanayi sektörüne devretmesi değişimin en çarpıcı
göstergesi olmuştur. Sonuç olarak bir önceki bölümde
değindiğimiz İrlanda örneği hatırlanacak olursa; Türkiye dış
ticaretinde, çağın gerektirdiği, son yıllardaki bu umut vaadeden
yapısal dönüşüm trendini kararlı politikalarla sürdürmelidir.
Bu gün
Türkiye’nin haklı olarak; öncelikle en kısa sürede istikrarlı
bir ihracat yapısı oluşturmak, daha sonra da cumhuriyetimizin
100. yılı olan 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hacmine
ulaşmak gibi çok önemli hedefleri vardır. Bununla beraber
Türkiye’nin son birkaç yıl içersinde gösterdiği performans ile
söz konusu hedeflerde ne kadar kararlı olduğunu açıkça ortaya
koyması da ülkemiz açısından ayrıca mutluluk vericidir.www.ekodialog.com
İhracatın
ülke ekonomimizde bu denli önem taşımasına paralel olarak Dış
Ticaret Müsteşarlığı’mız tarafından; genel amacı ‘sürdürülebilir
ihracat artışını sağlayacak ihracat yapısını oluşturmak’
olarak belirlenen ve 2004-2006 yılları arasını kapsayan bir
stratejik plan hazırlanmıştır. Ülkemiz açısından tartışmasız çok
önemli olan bu plan içersinde, genel amaca ulaşmak için
belirlenen stratejik amaçlara bakıldığında ise bu süreçte
KOBİ’lerin önemli bir yer teşkil ettiği rahatlıkla
görülebilecektir
(http://www.dtm.gov.tr/IHR/Strateji2004/kitap-plan.pdf,
03.07.2005). Nitekim, KOBİ’lerimizin ülkemizin toplam ihracatı
içersinden % 8 gibi düşük bir pay alıyor olmaları ve gelişmiş
ülkelerde ise bu oranın % 20-40 arasında değişiyor olması da
konunun önemini açıkça ortaya koymaktadır (Ban, 2000; 42)
İhracatçı Kobiler İçin Yeni Ekonomide Avantajı
Türkiye'nin Kalkınmasında İhracatın Yeri ve Önemi
Sürdürülebilir İhracat Artışının Temel Kaynağı: Kobiler
EFQM Mükemmellik Modeli
|