sürdürülebilir İhracat Artışının ve Dengeli Kalkınmanın
Temel Dayanağı KOBİ’ler
Çalışmamızda esas itibarıyle sürdürülebilir ihracat artışını
sağlayacak yapı içersinde çok önemli bir yeri olmasından dolayı
KOBİ’lere yer verilmiştir. Fakat KOBİ’lerin bir yandan
ürettikleri nihai mal ve hizmetlerle büyük işletmelere karşı
rekabet içersinde olmaları; bir yandan da yan sanayi
oluşturarak, büyük işletmeleri desteklemeleri veya tamamlamaları
nedeniyle ülke ekonomileri için vazgeçilmez olmaları da bu
bölümü ülkemiz açısından ayrıca önemli kılmaktadır (Doğan, 2002;
44).www.ekodialog.com
a )
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelere Genel Bir Bakış
Küçük ve
Orta Büyüklükteki İşletmeler dünyada özellikle 1960’lı yıllardan
itibaren popüler hale gelmiştir. 1973 yılında E. F. Schumacher
tarafından ABD’de “Küçük Güzeldir” (Small is Beatiful) adıyla
KOBİ’lerle ilgili bir kitap yayınlanmış ve söz konusu eser tüm
dünyada büyük yankı uyandırmıştır. Yazar kitabında, büyük
işletmelere göre, KOBİ’lerin üstünlüklerini şu şekilde
sıralamıştır;
Ø
KOBİ’ler
daha rekabetçi bir yapıya sahiptirler,
Ø
Daha fazla
verimlidirler,
Ø
Yeni
taleplere ve yeni teknolojilere kolaylıkla uyum sağlarlar,
Ø
Çalışma
tarzları monoton ve sıkıcı değildir,
Ø
Ekonomik
krizlere karşı daha dayanıklıdırlar,
Ø
İstihdamı
arttırmada ve gelir dağılımını düzeltmede daha başarılı rol
oynarlar.
Sonuç
olarak denilebilir ki; KOBİ’ler, Schumacher’in belirttiği bu
özellikleri sayesinde 1960’lı yıllardan itibaren Batılı
Ülkelerin sanayileşmesinde öncü kuruluşlar olmuşlardır (Çarıkçı,
2001; 37).
Kalkınmada
bu denli önemiyle beraber, ülkemizde kurumlar ya da yasalar
arasında ortak bir KOBİ tanımında uzlaşılamamıştır. Her bir
kurumun farklı kriterleri göz önünde bulundurmasına bağlı olarak
değişik KOBİ tanımları ortaya çıkmıştır. KOBİ’ler açısından
ülkemizin en önde gelen kurumu sayılabilecek olan Küçük ve Orta
Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı
(KOSGEB) tarafından ise; “İmalat Sanayinde 1-50 arası işçi
çalıştıran Sanayi işletmeleri küçük sanayi, 51-150 arası işçi
çalıştıran Sanayi işletmeleri de orta ölçekli sanayi
işletmeleridir (Çolakoğlu, 2002; 7).” şeklinde bir KOBİ tanımı
ortaya konmuştur.
Sonuç
olarak; tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de 1990 yılı
verilerine göre tüm işletmelerin % 99’unu oluşturan, toplam
istihdamın % 53’ünü sağlayan, toplam yatırımların % 26’sını
gerçekleştiren ve yaratılan katma değer içersinde % 38 oranında
pay sahibi olan KOBİ’lerin ekonomi içinde büyük bir yeri ve
ağırlığı bulunmaktadır (Sarıaslan, 1994; 24).www.ekodialog.com
b )
Bilgi Çağı Ekseninde KOBİ’lerimizin Öncelikli Sorunları:
Analitik Bir Yaklaşım
Literatüre
baktığımız zaman, ülkemizde KOBİ’lerle ilgili kapsamlı
çalışmaların yapıldığını görmekteyiz. Doğal olarak bu
çalışmaların içersinde; üst başlıklar itibarıyle finansman,
üretim, pazarlama ve yönetim alanlarında KOBİ’lerimizin
karşılaştığı sorunlar ve bu sorunların çözümlerine yönelik ciddi
araştırmalar da yapılmıştır. Biz bu bölümde, yapılan bu değerli
çalışmaların yol göstericiliğiyle, KOBİ’lerimizin 21. yüzyıldaki
sorunlarına farklı açılımlar getirmesi umuduyla, ikinci
bölümdeki değerlendirmelerimiz doğrultusunda öneriler sunmaya
çalışacağız.
Bu noktadan
hareketle, 21. yüzyılda KOBİ’lerimizin temel sorunlarına yönelik
çözüm önerileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Ø
İlgili
kurumlarımızın KOBİ’lerimize vereceği en önemli destek
enformasyon, eğitim ve AR-GE desteğidir.
Ø
Girişimcilerimiz teknolojiyi yakından takip etmeli (e-ticaret
uygulamaları gibi) ve yenilikçi düşünceye sahip olmalıdır.
Ø
Tedarikçiler ve dağıtım kanallarıyla uzun vadeli ve güvene
dayalı ilişkiler kurulması hedeflenmelidir.
Ø
Çevresel
şartlara duyarlı açık bir organizasyon yapısı oluşturulmalıdır.
Ø
Çalışanların katılımına önem verilmeli ve sektördeki diğer
kurumlarla iyi ilişkiler geliştirilmelidir.
Ø
Ölçek
ekonomilerinin getirdiği dezavantaj, esneklik kabiliyetinin
etkin kullanılmasıyla kapatılmalıdır.
Ø
Küreselleşmenin getirdiği geniş pazar gibi önemli fırsatlar
kaçırılmamalı ve yerel avantajlar iyi kullanılmalıdır.
Ø
Son olarak
başarının artık, tüm paydaşların (hissedarların, müşterilerin,
çalışanların, tedarikçilerin ve toplumun) memnuniyetinin altında
gizli olduğu unutulmamalıdır.
Yukarıda
ifade edilen önerilerin gerçekleştirilebilmesi kanımızca;
karmaşık ilişkilerin arttığı ve sistemli olmanın artık
zorunluluk haline geldiği günümüzde, öncelikle, üst yönetimin
benimsediği çağdaş bir yönetim sistemine/anlayışına sahip
olunmasına bağlıdır.
İhracatçı Kobiler İçin Yeni Ekonomide Avantajı
Türkiye'nin Kalkınmasında İhracatın Yeri ve Önemi
Sürdürülebilir İhracat Artışının Temel Kaynağı: Kobiler
EFQM Mükemmellik Modeli