1929 Ekonomik
Bunalımı: Kartlar Yeniden Dağıtılıyor
Bundan sonra alınan kararların tümü ekonomiyi
canlandırmak, üretimi teşvik etmek amacını güttü. Örneğin,
Federal İskan İdaresi, çiftçilerin ve ev sahiplerinin ipotek
borçlarına kefil olurken, Federal Acil Yardım İdaresi yardım
fonlarını yerel idarelere devretti. Sivil Çevre Koruma
Birlikleri adındaki kuruluş 2,5 milyon Amerikan gencini askeri
bir disiplin altında topladı, ülkenin ormanlarını, parklarını
düzenlemek üzere istihdam etti. Günde bir dolara.
Çiftçilerin tarlada kalan ürünlerinden doğan
zararlarını karşılamak, tarım ürünlerinin fiyatını yükseltmek
için Tarım Yeniden Ayarlama Yasası diye bilinen bir yasa
çıkarıldı. Ekicilere ekonomik olmayan ürünleri ekmemeleri ,
ekonomik hayvanları beslememeleri için ödeme yapma imkanı
sağladı. Fakat bu uygulama tam bir rezalete dönüştü - çünkü
çiftçiler hayvanlarını öldürmeye, ekinlerini yakmaya koyuldular.
Amaç, ürün fiyatlarını yükseltmek, çiftçiyi ayağa kaldırmaktı
ama onca açlık içinde tam bir fiyasko oldu. Daha sonraları
anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırıldı.www.ekodialog.com
1936 yılına gelinceye kadar, Karaderili
Amerikalılar, Lincoln’in hatırına Cumhuriyetçilere oy
verirlerdi. Bu gelenek ‘36’da yıkıldı, o yıl Amerikanın en büyük
12 şehri Demokratlara yani Roosevelt’e oy verdi.
O yıl işler iyi gitti, ancak bir yıl sonra 1937
ekonomi bir kez daha çöktü, Amerika İkinci Dünya Savaşına
girinceye kadar da toparlanamadı.
Ekonominin çökme nedeni olarak, eski bir anlayış,
bütçenin her koşulda denk olması gerektiği inancı gösterildi.
Denk bütçe isteyen Roosevelt, kendi New Deal programlarını yarı
yarıya kısmış, işsizliğin 1,5 milyon artmasıyla sonuçlanan yeni
bir durgunluk dönemini başlatmıştı. Tarıma ödenen destek de
kesilince, ürün fiyatları yeniden dibe vurdu, 4 milyon Amerikalı
daha işsiz kaldı. Bu durum Başkan’ın sözüne sadık kalmaktansa,
ödün vermeyi tercih ettiği şeklinde yorumlandı. Zaten ekonomiden
anlamıyordu diyenler de çıktı.
Günümüzde kapitalist ekonomiler Keynes’in
önerileri doğrultusunda yönetilir. Ama ‘30lı yıllarda, hayır.
Roosevelt, ekonominin çöküntüye gittiği zamanlarda devlet
harcalamarının arttırılması gereğine inanmadı. Keynes’in haklı
olduğunu teslim etmesi için İkinci Dünya Savaşına girmesi
gerekti.
Almanya’da işsizlik 1929 yılının sonunda itibaren
arttı, 1932’de altı milyonu buldu. Bu rakam toplam işgücünün
%25’iydi. İngiltere’de durum biraz daha iyiydi ama o ülke de,
İkinci Dünya Savaşına kadar kendisini toparlayamadı. Ve bu arada
hemen herkes aynı yanlışı yaptı: ulusal sanayilerini korumak
için gümrük duvarlarını yükselttiler. Bunun sonucu olarak
uluslar arası ticaret yarı yarıya azaldı. İç talepin kısıtlı
olması nedeniyle malları ellerinde kalan sanayiciler, dışarıya
da satamaz oldular.
Altmış bir ülkede yaşayan bir milyar, yedi yüz
milyon insanı doğrudan ya da dolaylı bir biçimde etkiyen İkinci
Dünya Savaşında en büyük harcamayı Amerika Birleşik Devletleri
yaptı. 341 milyar dolar! Diğer bir deyişle, Amerikalılar Büyük
Çöküntü’den sakındıkları paralarını savaşa harcadılar. Savaşan
ülkelerin toplam harcamalarına gelince, o, 1 trilyon dolardı!
www.ekodialog.com
Yıkıntı da ona göre oldu. Avrupa baştan aşağı
haraptı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği servetinin
%20’sini kaybettiğini açıkladı. Almanya %30’unu. Kuzey Fransa’yı
İtalyan ve Alman bombardımanı mahvetti. Nükleer bombalar
Japonya’yı.
Dünya Bankası ve Uluslarararası Para Fonu,
böylesine ağır şartlar altında kuruldular. Avrupanın yeniden
yapılanması için büyük yardıma ihtiyaç vardı. Dünya Bankası 25
Haziran 1946’da, sekiz milyar dolar sermaye ile işe girişti. IMF
daha eskiydi. Uluslararası Para Fonu gibi bir teşkilâtın şart
olduğu daha ’30 yıllarda, altın esasından vazgeçilmesi ile belli
olmuştu.
|