|
Gelişmeye Açık ve Durgun Sektörler
Üzerinde durulan diğer önemli bir nokta ise hizmet
sektörlerindeki belirli guruplarda ortaya çıkan
verimlilik seviyesi ve teknolojik gelişmenin,
ekonominin tümü üzerine etkilerinin olup
olmadığının incelenmesidir. Bu açıdan Baumol, hizmet
sektörleri için aşağıdaki kategorileri ele
almaktadır. Bunlar; "durgun personel hizmetleri" (stagnant
personal services), "gelişmeye açık, insana
dayanmayan hizmetler" (progressive impersonal
services), "asimptotik olarak durgun ve şahsi
olmayan hizmetler" (asymptotically stagnant
impersonal services)'dir.
Durgun ve gelişmeye açık hizmet
grupları, değişik hizmet kategorileri arasındaki
teknolojik değişmelerdeki farkları ifade etmektedir.
Bu nedenle "şahsi, gelişmeye açık hizmetler" (personal
progressive services) diye bir gurup mevcut
değildir. Çünkü kuaförlük, öğretmenlik, artistik
faaliyetler gibi hizmet dallarıyla ilgili şahsi
hizmetlerin verimlilik seviyeleri durgundur.
Kuşkusuz, durgun şahsi hizmet kategorisindeki
verimlilik artışını çok sayıda faktör
sınırlamaktadır. Bu hizmetlerin
karakteristiklerinden bir tanesi, bu faaliyetlerin
yapılmasına sarf edilen zaman bu faaliyetin
yapılmasıyla yakın ilgisi olmasıdır. Özellikle,
tıbbi bakım, eğitim ve sanat dalları gibi hizmet
sektörlerinde bu yaklaşım doğrudur.
Sonuç itibariyle konuya baktığımızda, Batı'da
istihdamın hizmet sektörlerine veya daha geniş bir
ifadeyle "üçüncü sektörlere" (tertiari sector)
geçtiği gözlenmekte ve tarımda istihdam hızla
daralmaktadır. Buna mukabil, daha karmaşık bir yapı
imalat sanayinde gözlenmektedir. Bu sektörde
istihdam endüstrileşmiş ülkelerde düşerken, gelişen
ülkelerin önemli bir kısmında yükselmektedir.
özellikle, Asya ve Latin Amerika'nın yeni
sanayileşen ülkelerinde böyle bir durum
gözlenmektedir. Her ne kadar imalat sanayi
istihdamındaki bu farklı gelişmelerden genel bir
yorum çıkarmak zorsa da, bu gelişme trentleri imalat
sanayi istihdamının gelişmiş ülkelerden gelişen
ülkelere kaydığı biçiminde yorumlanabilir.
Kuşkusuz, imalat sanayinin gelişmişten gelişene
kayması, gelişmişlerin ekonomik büyümeleri üzerinde
olumsuz etkiler yaratacaktır. Bilindiği gibi, emek
arzı fazlalığına istihdam imkanı veren hizmet
sektörleri daha düşük verimlilik oranına sahiptir.
Bu nedenle hizmet sektörlerinde istihdamın
büyümesi, ekonominin bütününde verimlilik artışını
olumsuz şekilde etkileyecektir. Bu gelişmeye karşı
çok sayıda karşı iddia da ileri sürülmüştür. Genelde
kabul edildiğine göre, istihdamın imalat sanayinden
hizmet sektörlerine kayması, talep cephesi
etkilerinden ziyade, birçok yazarın da işaret
ettiği gibi, sektörler arası verimlilik farklarından
doğmaktadır. Üzerinde durulan diğer bir önemli nokta
ise, teknolojik gelişmelerin hizmet sektörlerinin
genişlemesine ve daralmasına olan etkileridir.
Hizmet endüstrilerini günümüzde ekonomik hayatın "Cindrella"sı
olarak değerlendiren yazarlar vardır ve hiçbir
ekonominin hizmet sektörü olmadan yaşamını devam
ettiremeyeceğini ileri sürmektedirler.
GATT tarafından 1989'da yayınlanan bir Rapor'da
sigorta, banka, haberleşme, ulaşım gibi hizmet
sektörü faaliyetlerinin milli ekonomilerin kalbini
oluşturduğu ve imalat sanayine temel bir girdi
sağladığı ileri sürülmüştür. Gerçekte, küreselleşen
dünyamızda dünya piyasalarıyla rekabet etmek
isteyen bir ülke,' mümkün olduğu kadar ucuz, çabuk
ve etkin bir şekilde hizmet sektörlerini ekonomiye
sokmak zorundadır. Bu yüzden, hizmet sektörleri
bilim adamlarının, planlamacıların, politika
oluşturanların yakın ilgisini çekmektedir.
Özellikle günümüzde "bilgi teknolojisi devrimi"yle (information
technology revolution) ekonomiler hizmet
sektörlerine daha fazla bağımlı bir hale girmiştir.
Küreselleşme süreciyle sermaye akışı, değişik finans
merkezlerinin liberalleştirilmesi, bilgi toplama,
işleme ve nakletme süreçlerinin, haberleşme
teknolojilerinin geliştirilmesi, ulusal piyasalar
arasındaki bağları güçlendirmiştir. Böyle bir
gelişme hizmet sektörlerindeki üretim-tüketim ve
ticaret faaliyetlerini hızla genişletmiştir.
Böylece, toplumlar endüstri-ötesi veya bilgi toplumu
dönüşümü yaşamaya başlamışlardır. Bu gelişmeler,
hizmet sektörlerinde geleneksel yapıları
değiştirmekte ve hizmet sektörlerine küreselleşme
sürecinde anahtar bir rol vermektedir
|