Hizmet Sektörü ve Verimlilik
Günümüzde endüstri toplumlarında hizmet sektörünün,
milli gelir ve istihdamın en önemli bölümünü
oluşturması yanında, bu sektör aynı zamanda
uluslararası ticaretin ve geleneksel imalat
sanayiindeki maliyetlerin geniş ve büyüyen kısmını
da teşkil etmektedir. Böylece, günümüzde
küreselleşen dünyamızda, hizmet sektörleri
arasındaki verimlilik farklılıkları, milli
ekonomilerin büyük ölçüde verimlilik farklarını da
tayin etmektedir. Hizmet sektörlerine baktığımızda,
genelde aklımıza vasıfsız, düşük ücret ödenen,
süpermarketlerde çalışan beyaz yakalı işçiler
gelmektedir.
Kuşkusuz, endüstri toplumunun iktisaden sağlıklı
olması açısından imalat sanayii çok önemlidir.
Gerçekte, günümüzde istihdam, gelir, uluslar arası
ticaret, hatta üretim maliyetleri açısından hizmet
sektörleri daha da önemlidir. Bu yüzden günümüzde
hizmet sektörlerindeki istihdam, gelişmiş endüstri
toplumlarında önemli araştırmaların konusunu teşkil
etmiştir.
Bu ülkelerde çalışanların önemli bir kısmı hizmet
sektörlerinde istihdam edildiğinden, hizmet
sektörleri gelirleri, milli geliri oluşturan en
önemli kaynak haline gelmiştir. Ayrıca, örneğin
ABD'de hizmet sektörlerindeki ücretler daha yüksek
olarak tesbit edilmiştir. Gerçekten, bu ülkede
ücretler hizmet sektörlerinde en az imalat sanayii
kadar ve hatta onun ortalamalarından daha yüksektir.
Her ne kadar bir bütün olarak ele alındığında hizmet
endüstrilerindeki ücretler milli ortalamaların
altında olmakla beraber, hizmet sektörlerindeki
verimliliğin artışıyla ücret kazananların yaşama
standartları gittikçe yükselmektedir.
Yakın tarihlerde hizmet sektörlerindeki gelişme,
dünya ticaretindeki artışın önemli bir unsuru
olmuştur. Gerçekten, ABD'de 1975 yılında tüm ABD
ihracatının % 15'ini oluşturan hizmet sektörü
ihracatı, 1990'da %26'ya yükselmiştir. Bunun
anlamı, 1990'da ABD dış ödemeler dengesine hizmet
sektörlerinin 64 milyar dolar pozitif bir ilave
yapmasıdır.
Hizmet sektörlerindeki verimliliğin artışı imalat
sanayii firmalarının uluslararası rekabetine direkt
bir şekilde etki de yapmaktadır. Bu şirketler,
hizmet sektörlerinin müşterileridir ve hizmet
sektörleri satın aldıkları malın fiyat ve
kalitesiyle ilgilenmektedirler. Yapılan tahminlere
göre, ABD ekonomisinde endüs1ri sektörü satış
değerlerinin %23'ünü hizmet sektörleri
oluşturmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak, hizmet
sektörlerindeki %20'lik bir verimlilik düşüklüğü,
satış maliyetlerinde %4.6'lık, yani %23 oranının
%20'si nisbetinde bir düşüklüğe neden olacaktır.
Netice itibariyle, uluslararası ticarette
bazı imalat şirketleri keskin bir şekilde
karlılıklarını kaybedeceklerdir. Bu nedenle ABD'de
iktisat politikasını düzenleyenler, ulusal rekabet
edebilirliği düzenlerken, hizmet sektörlerinin
verimliliğine çok büyük bir önem atfetmektedirler.
Gerçekten, bu sektördeki verimlilik farklılıkları,
milli ekonomiler arasındaki teolam verimlilik
farklarının belirlenmesinde çok önemli bir rol
oynamaktadırlar. ABD'de yapılan araştırmalar 5
hizmet endüstrisinin çok yüksek verimlilik
başarısına sahip olduğunu göstermektedir. Bunlar;
havayolları, iletişim, perakende ticaret, bankacılık
dallandır.
Bilindiği gibi verimlilik, bir ekonominin
performansını ölçmede en temel göstergelerden bir
tanesidir. Prodüktivite, mal ve hizmet olarak
çıktılarla, bunları üretmek için girdi olarak
kullanılan kaynaklar arasındaki orandır. Milli
seviyede verimlilik, bir ekonominin gücünü ölçmede
en önemli göstergedir. Ulusal istihdam seviyesi
dikkate alınmadığında, daha yüksek bir hayat
standardı anlamına gelmektedir.
Artan verimlilik, ekonomik büyümeyi hızlandıran bir
faktördür. Böyle bir gelişme topluma, yatırıma
ayırması ve tüketmesi için ilave bir şekilde mal ve
hizmetler sağlayacaktır. Böyle bir yaklaşım
açısından hizmet sektörlerinin verimliliğini ölçmek
çok önemli bir büyüme stratejik faktörünü inceleme
anlamına gelecektir. Ülkeler arasında verimlilik
farklarını etkileyen dolaylı ve dolaysız bazı
nedenler olabilir. Bir ülke endüstrisinin bazı
şeyleri farklı yapması, o işletmeleri Japon veya
Avrupalı firmalardan daha az veya daha çok verimli
yapacaktır.
ileri sürüldüğüne göre, ABD'de hizmet sektörü,
ülkelerarası verimliliği etkileyen en önemli
faktördür. Burada ele alınması gereken unsurlar
arasında sermaye yoğunluğu, işgücünün vasıf seviyesi
ve emeğin örgütlenmesi üretimin yapısı ve kalite
farkları ve benzeri faktörler sayılabilir Bu
faktörler, bir endüstrideki emek verimliliğini
direkt olarak etkilemektedir Bu açıdan verimlilikte
farklı bir durum ortaya çıkarmak için yönetimde bir
değişme gerçekleştirilmelidir. Böyle bir yaklaşımın
sonucu olarak akla diğer bir sual gelmektedir. Niçin
yöneticiler belirli üretim süreçlerinin
kullanılmasında belirli hizmetlerden yararlanmaya
karar verirler Bu sualin cevabı kuşkusuz
yöneticilerin davranışlarını etkileyen, onların
vasıf seviyelerine ve hedeflerine bağlıdır.
Yöneticilerin ülkeden ülkeye neden farklı hareket
ettiklerini anlamak için yöneticilerin
karşılaştıkları dış güçleri incelemek gerekir. 'Bu
dış faktörleri değişen talepler nisbi girdi
fiyatları gibi piyasa koşullarından rekabet devlet
veya özel sektör mülkiyeti, çalışma kuralları gibi
yasal düzenlemelerde ve hükümet politikalarından
ortaya çıkmış olabilir.
ABD'de yapılan araştırmalar, işletmelerin Avrupa ve
Japonya'ya nazaran daha "yenilikçi" (innovative)
olduğunu göstermiştir. Yenilik, piyasaları daha
gelişmiş mal ve hizmetlerin sürülmesi veya yeni
üretim metodları kullanılması anlamına gelmektedir.
Eğer, bir endüstri veya şirket sürekli bir biçimde
yeni hizmetler bulur veya bu malların piyasalara
sürülmesinde önemli yeni süreçler uygularsa,
bunlara yenilikçi diyoruz. Bu anlamda yenilik,
süreçlerden ziyade sonuçlara ağırlık vermektedir.
Bu anlamda kullanıldığında yüksek seviyede
yenilikçilik daha yüksek bir verimlilik anlamına
gelmekte ve bu iki faktör elele yürümektedir.
Gerçekten, yapılan araştırmalara göre, bir şirket
gelişmiş süreçler uyguladığı veya yeni ve daha
verimli hizmetlerden yararlandığı takdirde
verimliliğini artırmaktadır.
XXI. asra doğru bazı ülkelerde ve bundan da önemli
olarak bazı endüstrilerde değişmenin ızdırabı
yaşanacaktır. Bazı yeni gerçekler ve yeni sosyo-ekonomik
düzenler, üstesinden gelinmesi gerekli sorunlar
ortaya koyacaktır. iddia edildiğine göre, hizmet
sektörleri yeni ve büyük ölçüde daha çok sorun
getiren çevre şartlarıyla karşılaşacaktır. Bu zorluk
çıkaran yeni koşullar, esas itibariyle ekonomideki
yapısal değişmelerden kaynaklanacaktır. Özellikle,
küreselleşme sürecinde üç özel hizmet sektörünün bu
değişimler karşısında zorlanacağını, bunların esas
itibariyle havayolları ulaşımı, haberleşme ve
bankalar yani finans hizmetleri olduğu ifade
edilmektedir. Batı tecrübeleri, özellikle hizmet
sektörlerinin üç yöndeki önemli değişmelerden
etkileneceği ni ifade etmektedir. Bunlar;
a) Ciddi bir biçimde ortaya çıkan,
"kuralsızlaştırma" (deregulation),
b) "Özelleştirme" (privatization),
c) "Gittikçe büyüyen küreselleşme" (globalization),
işletme yönetimi üzerinde çok önemli etkiler
yapmakta ve onları stratejilerini yeniden
düzenlemeye zorlamaktadır.
1960'larda Danjel Beli bize endüstri-ötesi toplumun
yakında geleceğini ifade etmişti. Gerçekten,
günümüzde "hizmet ekonomileri" veya "bilgi toplumu"
dönemi yaşanmaktadır. Hizmet sektöründeki
gelişmelere rağmen aslında imalat sanayii, milli
gelirdeki stratejik payını korumaktadır. Hizmet
sektörlerindeki büyüme, üretimden ziyade kendini
istihdamda ortaya koymaktadır. Gerçekten, ABD'de
toplam işgücünün °/07S'ini oluşturan hizmet
sektörü, GSMH’nın %50'sini üretmektedir. Buna
mukabil, GSMH’nın %50'sini üreten sanayi sektörü
ise, istihdamın sadece %25'ini oluşturmaktadır.
Burada dikkati çeken önemli nokta, hizmet
sektörlerindeki verimliliğin sanayi sektörüne
nazaran nisbeten daha düşük oluşudur.' Kuşkusuz,
küreselleşmenin hızlanmasıyla her toplum verimlilik
kavramını çok önemli bir faktör olarak dikkate
almaya başlamıştır. Özellikle, "rekabet
edebilirlik" (competitiveness) verimliliğin önemini
daha da artırmıştır.
Eğer bir ülke rekabet edebilir olmak istiyorsa,
ekonominin tüm sektörleri rekabet edebilir
olmalıdır. Çünkü, verimlilikteki yetersizlik, artan
maliyetler olarak diğer sektörlere hızla transfer
olacaktır. Bu nedenle, günümüzde hizmet sektörü
işletmelerinin rekabet edebilirliği, etkinliği ve
verimliliği gittikçe daha büyük bir ilgi toplamaya
başlamıştır.
Kuşkusuz, hizmet sektörlerindeki etkinliği artırmada
bazıları basit, bazıları karmaşık olan çok sayıda
faktör rol oynamaktadır. ileri sürüldüğün göre, bu
yeni ekonomik yapıda "bilgi teknolojisi" (information
technolog) birçok hizmet sektörünün doğuşuna ve
büyümesine yol açması nedeniyle çok önemli bir
faktördür. Dağıtım hizmetlerinin yeniden yapılanması
gerekmektedir.
Gerçekten, 1986 ile 1990 arasında ABD'de hizmet
işletmelerinin yılı yabancı yatırımı, ortalama
olarak 26 milyar dolara ulaşmıştır. imalata giden
yatırım ise 28 milyar dolardır. 1992'de hizmet
sektörleri toplam dünya ticaretinin %20'sine
ulaşmıştır. Bu oran, Amerika'nın ihracatında %30'a
varmaktadır. Hizmet sektörleri uluslararası
ticarette en hızlı artan sektörü oluşturmaktadır.
|